Avusturya’da Türk işçiler grev kırıcı olarak kullanıldı mı?

| Adem Hüyük

Avusturya’daki Türk işçilerin grev kırıcılık yaptığına dair bazı tarihi olayların izlerine rastladık.

Özellikle 1960’lar ve 1970’lerde Türkiye’den gelen göçmen işçiler, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerde işçi hareketleri ve sendikal mücadelelerle karşı karşıya kaldığı bilinmekte.

Ancak bu durum, göçmen işçilerin isteyerek veya bilinçli olarak grev kırıcılığı yaptığı anlamına gelmiyor; daha çok ekonomik ve sosyal koşullardan kaynaklanan bir durumdu. Ve yine Almanca bilmeyen bu göçmen işçilerin, işverenler tarafından yanlış yönlendirmesinden kaynaklandığı bilinmekte.

Avusturya’daki Türk İşçileri ve Grev Kırıcılık

1964 yılında başlayan işçi göçü ile Türkiye’den gelen işçiler, genellikle ağır işlerde, düşük ücretlerle çalışıyordu. Sendikal bilinci olmayan, dil bilmeyen ve iş güvencesi konusunda hassas olan bu işçiler, grevler sırasında patronlar tarafından “yedek iş gücü” olarak kullanıldı.

Avusturyalı işçilerin grev yaptığı dönemlerde, işverenler genellikle göçmen işçileri işe alarak üretimi sürdürmeye çalıştı. Bu durum göçmen işçileri grev kırıcılığı yapmaya itmiş gibi görünse de çoğu zaman işçilerin bu süreci tam olarak anlamadığı, hatta mecbur bırakıldığı biliniyor.

Avusturya’daki sendikalar, göçmen işçilerin sendikal mücadeleye katılımını teşvik etmek yerine, onları dışlayarak entegrasyonlarını zorlaştırdı. Bu da işçilerin patronların yönlendirmesiyle hareket etmesine yol açtı.

1980’lerden itibaren, göçmen işçilerin sendikalara katılımı arttı ve işçi hareketlerinde daha aktif rol almaya başladılar.

Bugün Avusturya’daki Türk kökenli işçiler arasında sendikal örgütlülük daha güçlü bir noktaya ulaşmıştır.

Bu olaylar Türkiye kökenli işçilerin “gönüllü grev kırıcılar” olduğu anlamına gelmez.

Daha çok işçilerin ekonomik zorunluluklar nedeniyle bu pozisyonda kaldığı ve zamanla sendikal hareketlere daha fazla entegre olduğu bir süreç olarak değerlendirilmelidir.|© DerVirgül