Filler Ve Çimen ‘’Ya Saygı Duy, Ya Terk Et’’
Bugün Türkiye’de iktidarın büyük ortağı olan MHP’nin en meşhur sloganlarından biri… ‘’ya sev, ya terk et’’ Türk Milliyetçiliğinin sembolü haline gelen bu slogan, bu günlerde Avusturya’da yine Türk Milliyetçiliğinin siyasi kanadı olarak görülen yapılanmalara karşı, Avusturya Başbakanı tarafından sarf edildi. Avusturya Başbakanı ‘’ya saygı duy, ya terk et’’ anlamına gelen, “Bizim temel […]
Bugün Türkiye’de iktidarın büyük ortağı olan MHP’nin en meşhur sloganlarından biri…
‘’ya sev, ya terk et’’
Türk Milliyetçiliğinin sembolü haline gelen bu slogan, bu günlerde Avusturya’da yine Türk Milliyetçiliğinin siyasi kanadı olarak görülen yapılanmalara karşı, Avusturya Başbakanı tarafından sarf edildi.
Avusturya Başbakanı ‘’ya saygı duy, ya terk et’’ anlamına gelen, “Bizim temel demokratik değerlerimizi kabul etmeyerek onlara karşı çıkan kişi ve kurumları ülkemizde istemiyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Oysa ki, değerler, vatan sevgisi dediğiniz kimsenin, herhangi bir siyasetin veya grubun tekelinde olabilir mi?
Değerleri yaratan toplumun kendisi değil midir?
Ve biz göçmenler, bu toplumun tam ortasında değil miyiz?
Bu ülke için emek veren, tertemiz yürekli, yaşamını alın teri ile kazanan, dürüst ve namuslu insanların değerlere ihanet edebileceklerini nasıl düşünebilir ve kendi siyasi ihtiraslarınızla, ya sev, ya terk et diyebilirsiniz?
Peki nasıl oluyor da, bir başbakan çok kolayca, gidin diyebiliyor?
Bunu anlamak için siyaseti biraz takip etmemiz yeterlidir kanımca.
Avusturya’da sembolleri yasaklanan, Milliyetçi Hareket Partisi’nden önce, Türkiye Dışişleri Bakanı’nın verdiği tepki, siyasi rantın çift taraflı nasıl işlediğinin işaretlerini vermekte.
Türk Dışişleri Bakanı, Avusturya’ya ilk gittiğimde, Bozkurt ve Rabia işareti yapacağım dedi.
Seçim kampanyası kapsamın da söylenmiş bu sözler, Bakana ve Partisine Türkiye’de prim kazandırmış, Avusturya’ya açık tavır koyan siyasetçi oluvermişti.
Saniyeler geçmeden, Türk Dışişleri Bakanı’nın bu açıklaması, Avusturya basınında yer aldı.
Türkiye’nin bu hamlesine karşılık, Avusturya Başbakanı ‘’ya saygı duy, ya terk et’’ anlamına gelen sözleri sarf etti.
Zira, Avusturya’da yaklaşan Viyana Eyalet seçimlerine yatırım yapmanın tam zamanı.
Karşılıklı siyasi rant hesapları yapan politikacıların, biz göçmenler ve sembolleri yasaklananlar ne kadar umurlarında olduğunu anlamak zor olmasa gerek.
Türk Dışişleri Bakanı, Avusturya’da yaşayan 250 Bin Türkiye göçmenini, yerel seçimlere feda etmiş, ÖVP-FPÖ Koalisyon hükümeti de, bu feda edişi görmüş ve değerlendirmiş ve değerlendirmeye devam edecektir.
‘’Biz ne çimeniz, nede baltanın sapı!’’
Çimenler olmasa, filler neyin üstünde tepişir?
Siyasiler kendilerinden beklenildiği gibi davranmadıklarında, halkın hayatlarında fırtınalar estirirler, olan sonunda biz göçmenlere olur.
‘’Ağaç baltaya demiş ki sen beni kesemezdin ama ne yapayım ki sapın benden’’
Ağaçla balta hikayesinde yaşanan mecburi ilişkiyi, insan yaşantısında örnek almak, insan hür iradesine zulüm etmektir.
Deyimde geçen balta, gücünü bizim kollarımızdan alıyor.
Bu nedenle, bizleri her türlü siyasi rant sağlayanlardan kurtaracak olanın, kendi kollarımız olacağını unutmamalıyız…