İmamoğlu’na Yüklenen Misyon

İstanbullu seçmen tekrarlanan büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde rakip parti adayından 800 binden fazla oy almasını sağlayarak Ekrem İmamoğlu’na desteğini ortaya koydu. 31 Mart seçiminden çok daha fazla oy alan İmamoğlu’nun misyonu da seçmenin ondan beklentileri de büyüdü veya büyütüldü. Mevcut iktidar yanlısı medya, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı’nı ne kadar karalama haberi yapıyorsa, muhalif medya […]

İstanbullu seçmen tekrarlanan büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde rakip parti adayından 800 binden fazla oy almasını sağlayarak Ekrem İmamoğlu’na desteğini ortaya koydu.

31 Mart seçiminden çok daha fazla oy alan İmamoğlu’nun misyonu da seçmenin ondan beklentileri de büyüdü veya büyütüldü.

Mevcut iktidar yanlısı medya, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı’nı ne kadar karalama haberi yapıyorsa, muhalif medya bir o kadar İmamoğlu’na anlamsız-gereksiz övgü ve misyon yüklüyor.

 

Belki sıradan haber takip edenler farkında olmayabilir.

Ama bizim gibi her gün onlarca gazete okumak zorunda olanlar, muhalif medyanın İmamoğlu haberlerinde rekora koştuğunu göreceklerdir.

Her gün defalarca, bir belediye başkanının haberini vermek, abartmak ve gündemde tutmak için barizce görülen haberciliğe yakışmayacak bir yöntem izlemek, İmamoğlu’nun içinde bulunduğu şartların zorlaşmasına, hareket alanının daralmasına, dolayısıyla da hata yapmasına zemin hazırlamaktadır.

Muhalif medyanın yapmak istediği açıkça, İstanbul seçim sonuçlarından, mevcut iktidara yönelmek, geniş kitlelerde bu algıyı oluşturmak ve iktidar değişimine katkı sağlamaktır.

Zira, İmamoğlu’nun en küçük bir açıklamasını bile, bir belediye başkanının açıklaması değil de, bir başbakan veya cumhurbaşkanı açıklaması gibi servis etmeleri, bir alt yapı çalışmasından ibarettir.

Bu durum, en başta Ekrem İmamoğlu’na haddinden fazla misyon yüklenmesine ve halkta, İmamoğlu’nun yapamayacağı şeylerin beklentisini doğurmaktadır.

Bu uzun vadede İmamoğlu’na siyasi bir kariyer sağlamış olsa da, kısa vadede İstanbul özelinde, belediye yönetiminde İmamoğlu’nu işlevsiz bir hale getirme tehlikesini içerisinde barındırmaktadır.

Özellikle Sol medya, bilerek ve isteyerek, AKP iktidarına karşı İmamoğlu’nu alternatif olarak sunmaktadır.

 

Sol medya, CHP den çok şey bekliyor.

Ancak CHP literatürdeki gibi sol bir parti değil, karakter yapısı daha çok, ortanın solunda bir parti olduğunu işaret etmektedir.

Örgütleniş şekli ve içinde barındırdığı siyasi katmanlara baktığımızda geniş bir siyaset alanından toplandığını, her düşünceden politikacıların olduğu görülmektedir.

Bu nedenle, başka CHP belediye başkanlıklarında Suriyeli mülteciler üzerinden ırkçılığı andıran seçim propagandaları ve kazandıktan sonra, bu vaatlerin uygulanması görülmüştür.

Suriyeli mülteci çıkmazını, ırkçı bir yaklaşımla çözüme ulaştırmaya çalışmak, plajları Suriyelilere yasaklamak, ‘’SOL’’ bir partinin yapabileceği bir eylem biçimi olmamış, olmuşsa, o ‘’SOL’’ bir parti olamamış demektir.

Dünyanın her yerinde ve özellikle Avrupa ülkelerinde, mülteci sorununu seçimlerde, aşırı sağ ve merkez sağ partiler koz olarak kullanmış ve iktidara bu ırkçı seçim çalışmasıyla oturmuşlardır.

İmamoğlu’nun ısrarla, bizde dinimize düşkünüz, bizde Cuma namazlarını kaçırmayız ve hatta, belediye başkanlığı görevine başlamadan, bir imam ve partililerle toplu dua okumaları ve bütün bunların tek tek her karesinin medyada yer alması, muhalif medyanın iki yüzlülüğüdür.

Çünkü, aynı medya, AKP’lilerin bu gibi dini davranışlarını, laiklik kıskacında ele aldıklarını biliyoruz.

Yıllarca, devlet işlerine din işlerini karıştırıyor eleştirisi yapanlar, literatürlerine İslami terimlerden serpmeler yapmaktalar.

 

Çok kısa bir süreçte yaşanan bu gelişmeler, CHP içerisinde ‘’ortanın solundan daha sol’’ olan kesimleri rahatsız etmekte, AKP’nin Türkiye üzerinde estirdiği din istismarının, CHP’ye de bulaştığını ve hatta, AKP’nin bu bağlamda CHP’yi doğal asimilasyona uğrattığı düşüncesi yaygınlaşmaktadır.

Bir zamanların ana akım medya gruplarından tek tek dağılan ve muhalif medya gruplarında toplanan yazarlar, İmamoğlu’nun İstanbul’da yakaladığı başarı üzerinden, eski günlerine dönmenin hesabını yapmaktadırlar.

 

Ekrem İmamoğlu’na yüklenmek istenen misyon, yeni bir lider yaratma çalışması olma ihtimalinden bağımsız olarak, İstanbul ve Ankara belediyelerinin CHP tarafından kazanılması, belediyecilik hizmetlerinden kaynaklanan bir gelişme olmadığı, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi çıkmazının bir sonucu olduğunu görmemiz gerekmektedir.

 

Bu nedenle, yerel seçimlerde muhalefetin başarı sağlamış olması, İktidarın bir ayağının kırılmış olmasından kaynaklanmaktadır.

Muhalif medya, atın ayağının kırıldığını gördü ve atı İmamoğlu’na vurdurmak istiyor.

 

Çaresizlik içerisinde kalındığında söylenen ‘’her şey güzel olacak’’ soyut tesellisinden doğan ve düne kadar kimsenin tanımadığı Ekrem İmamoğlu’nun ani yükselişi ve bu yükselişinin CHP’nin önüne geçmesi, ‘’tarihi kahramanlar yazar’’ düşüncesine hakim bir toplumda, her şeyin güzel olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Şimdilik…

Yayınlama: 30.06.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.