Korona Yalan Diyenlerin Sayısıyla, Vaka Sayıları Paralel Artıyor
Avusturya’da aşırı sağcıların etkisiyle çoğalan korona inkarcısı sayısı ile ülkede vaka sayıları paralel olarak artıyor. Pazartesi kısıtlamaların kısmen kaldırılması kararını bekleyenleri, yeni kısıtlamalar bekliyor. Uzmanlar, pazartesi günü hükümetin yapacağı kriz toplantısına, bölgesel olarak kuaförlerin tekrardan kapatılmasına varan bir takım kısıtlama listesi sunacağı bekleniyor. Avusturya ÖVP – Yeşiller Koalisyon Hükümeti, pazartesi eyalet valileri, muhalefet parti temsilcileri […]
Avusturya’da aşırı sağcıların etkisiyle çoğalan korona inkarcısı sayısı ile ülkede vaka sayıları paralel olarak artıyor.
Pazartesi kısıtlamaların kısmen kaldırılması kararını bekleyenleri, yeni kısıtlamalar bekliyor.
Uzmanlar, pazartesi günü hükümetin yapacağı kriz toplantısına, bölgesel olarak kuaförlerin tekrardan kapatılmasına varan bir takım kısıtlama listesi sunacağı bekleniyor.
Avusturya ÖVP – Yeşiller Koalisyon Hükümeti, pazartesi eyalet valileri, muhalefet parti temsilcileri ve uzmanlarla yapacağı rutin korona kriz toplantısından önce, toplantıda nasıl bir yol haritası izleneceği her zaman olduğu gibi, yetkili ağızlardan yapılan kısmi açıklamalarla vücut bulmaya başladı.
Zira, basına sızan bilgiler, başbakan ve sağlık bakanının yaptığı açıklamaların satır aralarında okuna bilinen toplantı sonucunu, bunlar olmadan da tahmin etmek zor değil – ortada her gecen gün artan vaka, ölüm ve hastane kayıtları nesnel bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Bir yılı aşan korona salgını sürecinde edindiğimiz tecrübeye göre, salgının artmasındaki en önemli etken, kişisel sorumsuzluğun, toplumsal duyarsızlığa doğru ilerlemesi olmuştur.
Hatırlarsanız, salgının ikinci dalgasının çıkış nedeni de tam olarak buydu.
Yaz aylarında tam önünü kestik dediğimiz anda, ikinci dalga Avusturya’nın üzerinden eserek geçti.
Bu dalga yüzlerce insanın ölümüne ve milyonlarca Euro ekonomik kayba neden oldu.
Korona tam bitti derken, ne oldu da ikinci dalga baş gösterdi?
Korona salgını adeta, Atinalıların 30 askerle, 70 bin askerli Perslileri yenmesine neden olan savaş taktiğini uyguladı.
Avusturya aldığı tedbirlerle salgını azaltmış, en taşıyıcı gruplara, okul, huzur evi ve kamu kuruluşları gibi alanlara girmesini engellemiş, salgın artık takip sistemiyle bireyden bireye geçmesi asgari düzeyde kontrol altına alınmıştı.
Bu durum insanlarda bir rahatlama ve normal hayata dönüşü sağlamış, dolayısıyla korona salgınını yeniyoruz düşüncesini yaratmıştır.
Artık korona bizim çizdiğimiz çemberin içerisinde hareket ediyordu – en azından biz öyle sanıyorduk.
Tıpkı Persliler gibi.
Atinalılar, 70 bin Pers askerinin oluşturduğu çemberin ortasında ve kalkanlarının arkasında teslim olmuş gibi durarak, yaklaşan her Pers askerini kalkanların arasından mızraklarıyla öldürdüler – bir topluluğun içine giren virüs gibi.
Atinalılar o kadar küçük bir kapanma sağladılar ki, Pers askerleri, onları vurmak isterken kalabalıktan dolayı önündeki kendi askerini öldürdü.
Düşmanın varlığına veya gücüne olan inançsızlık, düşmanı daha güçlü kılacağı gibi, toplumunda kendi içerisinde kaos yaşamasına neden olur.
Ve inanın ki, virüsün öldürdü insan sayısından kat ve kat daha fazla, kaos ve cehalet öldürür.
İnsanlarda oluşan yorgunluk ve bıkkınlık, beraberinde Korona salgınının varlığını sorgulamayı getirmiştir.
Bu sorgulama sürecini, ideolojik çıkarları için siyasi zemine çekmek isteyenler, toplumda kafa karışıklığı yaratarak, insanların korona salgınına karşı daha korunaksız olmalarına neden olmaktadır.
Bu nedenle, salgına olan inançsızlığın ve sorumsuzluğun artığı dönmelerde, paralel olarak salgının da arttığı görülmüştür.
Korona virüsüne inanmayanların, bunun bir kurgu olduğunu söyleyenlerin gerçekliği, korona virüsünün, onların vücuduna girene kadardır.