Korona tedbirlerinin sertleşmesi, radikalleşmeyi beraberinde getiriyor mu?

Yorum | Aşırı sağcıların, Korona tedbirlerinden hoşnut olmayan geniş kitleleri yanına alarak Avusturya’da sokaklara hâkim olması, korona tedbirlerinin sertleşmesiyle radikalleşmenin artabileceği endişesini doğuruyor. İstihbarat, korona karşıtı grupların başından beri virüse karşı değil devlete karşı savaştığını savunuyor.

Korona tedbirlerinin sertleşmesi, radikalleşmeyi beraberinde getiriyor mu?

Adem Hüyük 

Avusturya’nın 1 Şubat 2022 tarihinde korona aşısını zorunlu kılacağını duyurması, Korona inkarcıları ve komplo teorisyenlerinin dikkatini bu yöne çekmiş ve artık Korona tedbirlerinin sonuçları olarak ekonomik dar boğaz gösterilmenin yerine, Korona aşısı üzerinden iki yüz yıl süre gelen aşı karşıtlığını hortlatmıştır. 

Zira ekonomi çok önemli olsa da sağlık daha önemli olmalıydı. Bu nedenle de aşı vurulmaya karşı çıkılmalıydı. Aşırı sağcılar Korona üzerinden siyasal kazanımlar sağlamanın kolay yolunu aşı karşıtlığında bulmuştu. Çünkü ekonomik koşullar, devletin yardımlarıyla değişe biliyor ve kitleleri sokağa dökmek her zaman kolay olmuyordu. 

Öte yandan sokaklara çıkan aşı karşıtı insan sayısının artmasındaki en büyük etkenlerden birisi, çocuklara da aşı vurulması gerektiği ve 14 yaşından sonraki ergenlere ise zorunlu olması idi. Aileler, kendileri için duydukları endişelerin aynısını çocukları için duymaya başlamaları, aşı karşıtlarıyla ve dolayısıyla aşırı sağcılarla bir araya gelmelerini sağlamıştır. 

Bu durum radikalleşmeye giden yolun başlangıcı olabilir. Çünkü devlet ve uzmanlar, aşı konusunda halkı yeterince bilgilendirememiş, özellikle doktorların içerisinden aşı karşıtlarının çıkması, hiçbir siyasi amacı olmayan ve aşı karşısında endişeleri olan sıradan vatandaşların politik birer aşı karşıtı olmasına neden olmuştur. 

Hükümetin aşı kampanyasında izlemiş olduğu yanlış söylemler, bugün karşısına çıkmakta ve insanları aşı olmaya ikna etmekte zorlanmaktadır. Pandemi durumunda görülen kötü gidişat üzerine uygulanan sokağa çıkma yasağı, ilk bakışta, vatandaşa vaat edilen “aşı, salgını bitirecek” söylemiyle çelişmiş gibi görünmesi ve bu gün aşı olanları evlere kilitlemek aşıya olan güveni sarsmıştır. Oysa aşının tam etkisi görülmeden böyle bir vaatte bulunmak, yüzde yüz garanti vermek tıp insanlarının bugüne kadar hiç yapmadıkları bir davranıştı. 

Avusturya istihbarat birimleri, aşı zorunluğunun ve sert korona tedbirlerinin korona karşıtı aşırı sağcı grupların daha da radikalleşmesinden endişe edildiğini duyurdu. Edinilen bilgilere göre, aşı zorunluluğu ile toplumun bir kesiminin daha da radikalleşeceği analizinin yapıldığı ve bu yönlü bir çalışma yürütülmeye başlanıldığı belirtildi. 

FPÖ başta olmakla birlikte söz konusu grupların “ülkede güçlenen bir diktatörlük” olduğuna inandığını ve buna karşı direnç göstermek zorunda olduğu iddiasıyla hareket ettiği ve yine bu inancına sıradan insanları ikna etmekte çok zorlanmadıkları görülmekte. 

Korona pandemisi üzerine alınan tedbirler üzerinden siyasal bir kazanç sağlamaya çalışan FPÖ, Ibıza skandalı sonrasında kaybettiği güveni ve oy kaybını telefi etmek istediği yadsınamaz bir gerçek olduğu biliniyor. Korona salgınını siyasal anlamada kullanmamış, sadece zorunlu aşıya karşıtlık olarak ele almış olsaydı, partinin üst düzey yetkilileri gizli bir biçimde aşı olmazlardı. 

Avusturya istihbarat birimleri, korona karşıtı grupların başından beri virüse karşı değil devlete karşı savaştığını savunuyor ve söz konusu gruplardaki sert çekirdek kısmın daha da radikalleşmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu tespit, yukarıda bahsedilen gelişmeleri doğrular yönde. | © DerVirgül

Yayınlama: 04.12.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.