Noel’den 12 gün önce sokağa çıkma yasağı kaldırılacak | Ya sonra?
Yorum | Avusturya hükümeti pazartesi günü birinci sokağa çıkma yasağı zirve toplantısını yapacak. Masada hükümet üyeleri, karşılarında İşçi Odaları [AK], Sendikalar Federasyonu [ÖGB] ve Ticaret Odası [WKÖ] olacak. Alınacak olası kararları buradan okuyabilirsiniz…
Adem Hüyük
Avusturya artan vaka ve yoğun bakım ünitelerindeki artan hasta sayılarına paralel olarak 22 Kasım 2021 tarihinde ülke genelinde herkes için bir sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı. 12 Aralık 2021 tarihinde son bulacağı, yasağın ilan edildiği gün söylenmiş olsa da yasa Anayasanın ön gördüğü üzere sadece 10 gün uygulanabilirdir. Dolayısıyla onuncu günün sonunda yeniden bir kararname yayınlayarak yeni bir sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi zorunludur.
Hükümet öngörülen yasağın ikinci on günü için bir araya gelerek yol haritası çizmek istiyor. 29 Kasım Pazartesi günü yapılacak olan yuvarlak masa toplantısında, 12 Aralığa kadar uzatılması kesin gözüyle bakılan sokağa çıkma yasağının, mevcut rakamlarda bir değişiklik olmaması durumunda kaderi belirlenecek.
Mevcut durum
Uzamanlar ve hastane raporları yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranında bir eksilme olmadığına dikkat çekerken, günlük vaka sayılarında da büyük bir değişiklik olmadığını işaret ediyor.
Zira deprem bilimcileri yaptıkları çalışmalar sonucunda, sokağa çıkma yasağına uyulup uyulmadığını yer titreşimlerinden ölçerek, yasağın olmadığı günler ile karşılaştırma yapmış ve sonuç olarak yasaklı günlerde ölçülen zemin titreşimlerinde sadece yüzde birkaç eksilme olduğunu tespit etmişlerdir. Oysa Mart 2020’deki ilk sokağa çıkma yasağında Avusturya’daki zemin titreşimleri yaklaşık yüzde 25 oranında azaldığı kaydedilmişti.
Dolayısıyla yasak sadece ticarete uygulanmış ve insanlar sokaklarda bir araya gelerek, salgının ilerlemesinin önü kesilememiştir. Zaten günlük raporlarda bunu doğrular niteliktedir.
Yani 12 Aralıktan sonra nasıl bir yol izlenecek?
“Sokağa Çıkma Yasağı” ikinci zirvesi, [“Covid Yuvarlak Masa” toplantısı] 29 Kasım Pazartesi sabahı saat 9:00’da Federal Başbakanlıkta gerçekleşecek.
Toplantıya Hükümet kanadından, Başbakan Alexander Schallenberg [ÖVP], Başbakan Yardımcısı Werner Kogler [Yeşiller], Sağlık Bakanı Wolfgang Mückstein [Yeşiller] Corona tahmin konsorsiyumunun yanı sıra Wolfgang Katzian [Avusturya Sendikalar Federasyonu ÖGB Başkanı], Renate Anderl [İşçi Odaları Başkanı AK] ve Harald Mahrer [Ticaret Odaları Başkanı WKÖ] katılacak.
Hükümetin özellikle “sosyal ortaklar” olarak tanımlanan kurumların başkanlarıyla bir araya gelmesinin nedeni, bu üç kurumun Avusturya’nın kaderini belirleyecek güce ve etkiye sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Kurum başkanları sokağa çıkma yasağı kapsamında, temsil ettikleri sosyal katmanların menfaatleri doğrultusunda son günlerde yüksek sesle talepler dile getirmesi hükümeti kurum başkanlarıyla ortak karar almaya sevk etmiştir.
Ticaret odasının [WKÖ] Noel alışverişlerin Avusturya ekonomisindeki milyar Euro’luk etkisini hatırlatması ve Noel’de yaşanacak bir kapanmanın vereceği zarar dikkat çekmesi, hükümetin Noel’de ticareti geçici bir süreliğine açmasına neden olacaktır. Bu gecen yılda yaşandı.
Buna göre 12 Aralık 2021 tarihinden Noel tatili başlangıcı olan 24 Aralık 2021 tarihine kadar, kafe/restoranlar dahil tüm alışveriş alanları açılacak. Ancak hükümet Noel tatilinden hemen sonra yılbaşını da özellikle içine alan bir kapanma sürecine yeniden girebilir.
Ticaretin açık olması beraberinde çalışanların birtakım sorunlarını getireceğinden AK ve ÖGB başkanlarının görüşlerini alacak olan hükümet, çalışanlara farklı noktalara da “devlet yardımları” kapsamında vaatler taaddütlerde bulunması muhtemeldir. Bunu yükselen aşı karşıtlığı ve hükûmete azalan güveni yeniden artırmak için yapması olasıdır. Zaten her hâlükârda aşısızlar için sokağa çıkma yasağının devem edeceğini söyleyen hükümet, bazı düzenlemelerle veya sosyal ortakları ikna ederek, genel sokağa çıkma yasağını sürdürmek istiyor. Sokaktan yükselen protesto seslerini sadece bu üç kurumun kesebileceği bilinciyle hareket eden hükümet, kısa süreli çalışanlara vereceğini ilan ettiği 500 Euro ikramiye benzeri yardımları, “ön saflarda çalışan, işsizlik ödeneği alanlara yadım” gibi isimler altında genişleteceği taaddüt edecektir.
Her yıl “tünelin sonundaki ışığı farklı niteleyen” hükümet, bu sefer 1 Şubat 2022 tarihinde uygulamayı düşündüğü “aşı zorunluluğunu” tünelin sonunda görülen ışıkla özdeştirmiştir.
Hükümetin bu nedenle sokağın sesini azalmak için zamana ihtiyacı var.
Hükümete göre, aşı zorunluluğu ve Korona tedbirlerini protesto eden binlerce göstericinin sadece onda biri ideolojik. Yani aşırı sağın Korona üzerinden yeniden örgütlenmeye çalıştığının farkında. Zira aşırı sağ bunda başarılı olursa iktidar partisi ÖVP iki yönlü bir kayıp yaşayacak ve eski Başbakan Kurz’un istifası sonrasında bu kayıplarda yaşanırsa toparlanmasının güç olacağının farkında.
Aşırı sağcı FPÖ’nün Korona üzerinden güçlenmesi, ÖVP’nin güç kaybetmesi anlamına gelmektedir. İki partinin söylemde ve eylemde hitap ettikleri halk katmaları hemen hemen aynı.
Hükümet sokağa teslim olmamak ama bir yandan da seçmenini FPÖ’ye kaptırmamak istiyor. Öte yandan ise salgınla baş etmek zorunda. Bu paradoks içerisinde korona zirvesini toplayan özellikle hükümetin ÖVP kanadı, salgına karşı bilimsel veriler üzerinden sağlıklı kararlar almak yerine popülist bir çizgi izlemenin bedelini ödüyor.
Basit bir örnek verecek olursak, demografik dezavantajlı konumuna rağmen Viyana Eyalet Yönetiminin salgına karşı izlediği tutarlı çizgi, bugün ülke geneline kıyasla en iyi durumda olmasını sağlamıştır. Viyana diğer eyaletlerden yoğun bakım ünitelerine hasta kabul etmektedir. | © DerVirgül