Tam Demek İstediğim
Bu sıralar beni çok da yalnız bırakmayan, kenarımda, kıyımda, içimde dolaşan bir soru. Sen hiç hayallerinin peşinden koştun mu Esra? Hayır ben hiç hayallerimin peşinden koşmadım…Koştum…Koşmuş olabilir miyim? Bilmem. Koşmadım işte özet bu. Belirsizlik mi? Bilmem. …….. Ama anlamaya çalış okuyucu beni. …………. Hayır koşmadın, senin sadece hayallerin vardı Esra. Hayallerinin peşinden koş Esra! Hayallerinin […]
Bu sıralar beni çok da yalnız bırakmayan, kenarımda, kıyımda, içimde dolaşan bir soru.
Sen hiç hayallerinin peşinden koştun mu Esra?
Hayır ben hiç hayallerimin peşinden koşmadım…Koştum…Koşmuş olabilir miyim? Bilmem. Koşmadım işte özet bu.
Belirsizlik mi? Bilmem.
……..
Ama anlamaya çalış okuyucu beni.
………….
Hayır koşmadın, senin sadece hayallerin vardı Esra. Hayallerinin peşinden koş Esra! Hayallerinin peşini bırakma Esra! Hayal et ve başar Esra! Amaaaa öncelikle bir hayal mi edinmelisin? Hadi bakalım kendine bir hayal edin. Sonra da onun peşinden koş!
……
“Başkasının çizdiği çizgiden gitmek özgürlüğüme dokunuyor” demiş Halikarnas balıkçısı, çizgili kâğıda yazı yazmayı reddederken.
Düşündüm ki ben hayallerimin peşinden koşmayı düstur edinmemişim. Eğer hayal kursaydım, hayallerimin klişeleşmiş hayaller olması can sıkıcı bir durum olurdu zaten. Önemli olan insanlardan kaptığım ideal hayal sahibi olmam degil önemli olan ideal ve prensip sahibi olmamdı çünkü.
Hayal maddi bir kıstastır. İnsan çok para kazanmayı, CEO olmayı, bilim insanı olmayı, prestij sahibi olmayı, dünyayı gezmeyi, olimpiyat birincisi olmayı, çok sevmeyi-çok sevilmeyi vs. vs. hayal edebilir. Ama bunlar olduğunda neden bunları istediğini bilmiyorsa, olmak bir değer üretmez.
Ben şunu demek istiyorum hayal kurmak ve hayallerinin peşinden koşmak değildir esas olan. Esas olan yaşarken ideal ve prensip sahibi olmaktır.
İnsan ömrünü bir ideale adıyorsa yürüdüğü yolun, maddi durumun kısaca araçların bir önemi yoktur.
Hayallerinin peşinden koşmak insana daha tahmin edilebilir bir hayat sunabilir oysa hayatın akışına bıraktığımızda kendimizi, yolda bambaşka hiç tahmin dahi edemediğimiz sürprizlerle karşılaşabiliriz. Odaklanmak sürprizlere gözü kapatmayı getirir. Önceden belirlenmiş yollar değil de gidişata teslim olup sürprizleri görebilmek daha karlı olsa gerek.
Bir insan geldiği noktada ideallerini ortaya koyup yaşatmıyorsa bu başkalarına hava atmaktan öteye de geçemez bence. Önemli olan kavuştuğunuz hayali neden ve nasıl yaptığınızdır. Ve yoldaki sürprizlere gözlerinizi açık tutup daha iyi rota belirleyebilmektir.
İnsan bir mucizedir. Bizler dünyaya bir mucize ile geliriz ve bir kere geldiğimiz dünyada da ideallerimiz ve prensiplerimizi yaşatmak adına koşturmalıyız. Normal olan kalıba girmediğiniz için bu durumda sürekli size birileri akıl verecektir, akıl dinler(miş) pozisyonunda bulursunuz kendinizi. Bırakın beden giysinizi orada. Karşıdaki sizi orada var sansın. Durmayın…Durduğunuz yerde kalabilme potansiyelini inatla yok etmeyen insan modelidir sadece hayal kurup kımıldamayan insan. “Hiç ayrılmam derken kavuşmak hayal oldu” eşliğinde oturmaya devam eder o. İyi boğulmalar ona.
…..
Hayatı anlamaya, özümseyerek yaşamaya çalışmak gerek.
Herkesin büyük küçük demeden bir boşluğu doldurduğu ideallerini her alanda yaşadığı/ yaşattığı bir hayatı olmalı.
Ümit ediyorum…Esra tam da bunu söyledi. Anlaşılmış mıdır onun fikri . Hayal kurma demiyor, kur hayalini ama kendince olsun ve amacın sadece hayal kurmak değil o hayali gerçekleştirdiğinde ideallerin ve prensiplerin de yaşamış olsun.
Bence anlaşıldım evet tam da bu.
Sağlıcakla kalın efendim…