Covid-19 koku alma duyusunu nasıl bozuyor?
Koku kaybı yani anosmi Covid-19’un en belirgin semptomlarından biri. Birçok kişi yüksek ateş ve öksürüğün yanı sıra koku ve tat kaybı yaşadığını belirtiyor.
Ancak son yapılan çalışmalar Covid-19 hastalığı sırasında koku kaybı yaşayanların bir çoğunda koku alma bozukluğu yani parsominin ortaya çıktığını gösteriyor. Yani bir anlamda anosmi parosmiye dönüşebilyor.
Geçtiğimiz ay Medrvix dergisinde yayımlanan ve aralarında Mersin Üniversitesi’nden araştırmacıların da bulunduğu yeni bir çalışma, Covid-19 hastalığı sonrasında koku alma bozukluğunun zaman geçtikçe arttığını gösterdi.
Henüz bilimsel değerlendirme süreci tamamlanmayan çalışmada koku kaybının görüldüğü bin 500’e yakın Covid-19 hastasında bu durumun 11 ay boyunca devam edebildiği görüldü.
Çalışmaya göre koku alma duyusu iyileşse de zaman içinde koku alma bozukluğu artıyor. Çalışmada katılımcıların yalnızca yüzde 10’unda Covid-19’dan iyileştikten hemen sonra koku alma bozukluğu görülürken, yüzde 47’si altı-yedi ay sonrasında bu durumu yaşadıklarını belirtti. Tat alma duyusunun ise daha kolay iyileştiği anlaşıldı.
“Koku alma bozukluğu hayat kalitesini düşürüyor”
Euronews’in haberine göre, Covid-19 sonrası koku alma bozukluğu yaşayanların çoğu aldıkları kokuların atık su ya da çöpe, çürük et ya da yumurtaya, is ya da yanık kokusuna, benzine, amonyak ya da sirkeye, kirli çoraba benzediğini belirtiyor.
Bunca kötü koku kişinin hayat kalitesini olumsuz etkiliyor, sosyalleşmesine ve girilen ortamların temiz ve güvenli olup olmadığı konusunda tereddüte düşülmesine neden oluyor.
Bazı durumlarda ise parosminin iştah kaybına neden olması sonucu aşırı kilo kaybı ya da yediklerinden tatmin olmama duygusu sebebiyle aşırı yemek yeme gibi bozukluklar da oluşabiliyor.
Mayıs ayında yapılan bir araştırma parosmide yaş ve cinsiyetin bir unsur olabileceğine işaret etti. NCBI’da yayımlanan çalışmaya göre Covid-19 sonrası koku alma bozukluğu görülenlerin yüzde 70’i 30 yaş altında, yüzde 73’ünden fazlası ise kadın.
Araştırmalara göre parosmiyi tetikleyen başlıca beş gıda bulunuyor. Bunlar tavuk, yumurta, soğan, sarımsak ve pirinç olarak sıralanıyor.
Covid-19 ile koku alma bozukluğu arasındaki ilişki nedir?
Covid-19’un tam olarak ne şekilde koku alma bozukluğuna yol açtığı bilinmese de bu konuda yapılan yeni araştırmalar yeni tedavi yöntemleri için umut veriyor.
Araştırmacılar parosmiyi burnun çatısındaki iltihaplanmaya bağlıyor. Burun deliğinin yaklaşık 7 cm gerisindeki boşluğundaki ince bir zar, koku alma duyusunu harekete geçiren nöronları tutuyor. Bu nöronlar biz nefes alıp verdikçe havadaki koku moleküllerini tutuyor, beynimize elektrik sinyalleri ileterek kokuyu algılamamızı sağlıyor.
İnsanlarda 350 tip koku alıcısı bulunuyor. Buna ek olarak beynimiz de bu alıcılardan gelen farklı sinyalleri tek ya da bir kombinasyona dayandırarak ayırt edebiliyor.
Parosminin neden bu kadar uzun sürdüğünü açıklamaya çalışan araştırmacılar koronavirüsün yol açtığı itlihabın burnun alıcılarını ve sinirlerini tahrip etmiş olduğu ihtimali üzerinde duruyor.
Tıpkı bir evde elektrik kablolarının yeniden döşenmesi gibi koku kaybı sonrasındaki alıcılarla beyin arasındaki bağlarda bozukluklar görülebileceğini belirten uzmanlar, bu derece karmaşık bir sistemin yeniden yapılanma ve iyileşme sürecinin de uzun olabileceğini belirtiyor.
Aşılar koku kaybına ya da koku alma bozukluğuna yol açıyor mu?
Bugün kullanılmakta olan Covid-19 aşılarından hiçbiri canlı virüs içermiyor. Bu nedenle kokuyla ilgili belirtiler oluşturması beklenmiyor.
Bugüne kadar da Covid-19’a karşı geliştirilen aşıların koku kaybı ya da koku alma bozukluğuna neden olduğuna dair iletilen bir bilgi bulunmuyor.
Koku alma bozukluğundan nasıl kurtulunur?
Uzmanlar bunun için koku eğitimi denilen bir teknik öneriyor. Bu teknik limon, gül, karanfil ve okaliptüs gibi temel koku gruplarını temsil eden yağların teker teker, 20 saniye boyunca ve günde iki kez koklanmasını içeriyor.
Önerilen bir diğer yöntem de haşlama, yağda, tavada ya da fırında kızartma, gibi farklı pişirme yöntemleri ile gıdaların değişik kimyasal reaksiyonlar sonucu tat ve kokularında meydana gelen değişimlerden yararlanmaları. Isıtmanın kokuyu arttırması nedeniyle soğuk yemeklerin de tercih edilebileceği belirtiliyor.
Dışarıda ise kasap, peynir ya da baharat satan dükkanlar, parfümeriler gibi keskin kokuların olduğu yerlerden uzak durulması tavsiye ediliyor.