Mahkemeden Tartışmalı Karar | “Etnik Köken Temelinde Sınır Kontrolü Ayrımcılık Değil”
Hollanda’da Lahey Mahkemesi, havaalanı ve sınır güvenliğinden sorumlu Kraliyet Özel Birlikleri’nin (Marechaussee), ülkeye giren yolcuları kontrol etmek için etnik köken temelinde seçim yapmasının ayrımcılık sayılamayacağına karar verdi. İnsan hakları örgütleri ise bu kararın ayrımcılık suçları için kapıyı ardına kadar araladığı görüşünde.
Marechaussee, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden Hollanda’ya seyahat eden kişilerin denetimi amacıyla oluşturulan mobil güvenlik gözetimi (MTV) kapsamında havaalanları, deniz ve kara yolları ile demiryolu taşımacılığında denetimler yapıyor.
Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları örgütleri, Hollanda Kraliyet Özel Birlikleri’nin, kontroller sırasında etnik profil oluşturduğunu ve rastgele seçilen kişilerin genellikle koyu tenlilerden oluştuğu gerekçesiyle ayrımcılık davası açtı.
Lahey Mahkemesi’ndeki karar duruşmasına, insan hakları örgütlerinin yanı sıra, 2018 yılında Eindhoven Havalimanı’ndaki kuyruktan, kontrol için seçilen siyah tenli eski belediye meclisi üyesi Mpanzu Bamenga’nın da aralarında bulunduğu şikayetçi kişiler de katıldı.
Mahkeme, kontroller sırasında etnik kökeninin dikkate alınmasının, ayrımcılık yasaları ile çelişmediğine karar verdi. Mahkemeye göre, yolcuların etnik kökenlerine göre kontrol edilmesi, ayrımcılık sayılmaz.
Mahkeme hakimi, etnik kökenin açık bir tanımı olmadığını ancak bunun “değişmez fiziksel özellikler, özellikle de ten rengi veya ırk ile ilgili olduğunu” söyledi. Hakime göre bu özellikler, birini kontrol etmek için neden sayılabilir.
BBC Türkçe’den Yusuf Özkan’ın haberine göre, Lahey Mahkemesi, risk göstergeleri olduğu sürece, kontrollere izin verileceğini vurgulayarak, “MTV bağlamında etnik kökenin bir rol oynaması gerçeği, tanımı gereği ayrımcı değildir ve bu nedenle genel bir yasak için gerekçe oluşturamaz” görüşüne hükmetti.
Kontrollerde uyruk tespitinin büyük önem taşıdığına işaret edilen kararda, “Etnik görünüm birinin kökeninin veya uyruğunun nesnel bir göstergesi olabilir” denildi.
‘Hollanda için kaçırılmış bir fırsat’
İnsan hakları örgütlerinin avukatı Jelle Klaas, mahkemenin verdiği bu kararı, “Hollanda için kaçırılmış bir fırsat” olarak değerlendirdi. Klaas’a göre mahkemenin verdiği karar, ayrımcılık suçları için kapıyı ardına kadar araladı.
İnsan hakları savunucuları, kararı temyize götürmeye hazırlanıyor.
Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanlığı, Temsilciler Meclisi’nin soruları üzerine, Marechaussee’nin istihbarat servislerinden alınan bilgilere ve risk göstergelerine dayanan profillerle çalıştığını savundu.
Bakanlığa göre, ten rengi ve görünüm, yalnızca diğer etkenlerle birlikte bir risk göstergesi olarak görülüyor. O nedenle özel birliklerin etnik kökeni dikkate alması yasal ve orantılı bir durum.