Almanya’da sol ve sağ popülist partilerin oy oranı yükseliyor…

Almanya’da sol ve sağ popülist partilerin oy oranı yükseliyor…

Aşırı sağın yükseldiği, merkez partilerin oy kaybettiği Almanya’da, yeni kurulan bir sol-popülist hareket kısa sürede siyasetin en önemli aktörlerinden biri haline geldi.

Sahra Wagenknecht’in, Sol Parti’den ayrılan milletvekilleriyle ocak ayında kurduğu parti, Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) adını taşıyor.

Alman hükümetinin dış politikasını sert bir şekilde eleştiren parti, Ukrayna’da barış için diplomatik inisiyatif başlatılmasını istiyor, İsrail’e silah satışlarının durdurulmasını talep ediyor.

Partinin düzensiz göçle mücadele konusunda aşırı sağ ile örtüşen talepleri de seçmenden destek buluyor.

İlk sınavını Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde veren parti, pek çok bölgede aday çıkartamamasına rağmen, yüzde 6,2 oy oranına ulaşarak siyasetteki iddiasını ortaya koydu.

Doğu eyaletlerinde artık ‘kilit parti’
BSW, siyasetteki yükselişini 1 Eylül’de yapılan eyalet seçimlerinde de devam ettirdi. Thüringen’de yüzde 15,8, Saksonya’da ise yüzde 11,8 oy alan parti, her iki eyalette en güçlü üçüncü parti konumuna ulaştı.

Aşırı sağcı AfD’yle hiçbir partinin koalisyon kurmak istememesi nedeniyle, BSW her iki eyalette de iktidarı belirleyecek kilit parti oldu.

Thüringen’de ikinci parti olan, Saksonya’da ise seçimi kazanan Hristiyan Demokratlar (CDU), koalisyon hükümeti kurabilmek için BSW’nin desteğini almak zorunda.

Yapılan son anketler, federal düzeyde de BSW’nin oy oranını arttırdığını gösteriyor. Insa’nın 30 Ağustos-2 Eylül tarihleri arasında yaptığı ankete göre, Almanya genelinde BSW’nin oy oranı yüzde 9,5’e ulaşmış durumda.

Anketlere göre 22 Eylül’de Brandenburg’da yapılacak eyalet seçimlerinde de BSW oyların yüzde 16,9’unu alacak.

Peki demokratik kitle partilerine desteğin gerilediği bir dönemde yıldızı parlayan Sahra Wagenknecht kim? Partisi BSW, hangi politikaları savunuyor?

Siyaset yelpazesinin sağ ve sol uçlarındaki radikal popülist partilerin yükselişi, merkez siyasetinin çöküşüne yol açar mı?

Sahra Wagenknecht kimdir?

| Sahra Wagenknecht

Sahra Wagenknecht, Alman medyasında kimi zaman “Alman solunun ikonik figürü”, kimi zaman da “popülist solun gizemli siyasetçisi” olarak nitelendiriliyor.

1969 yılında, eski Demokratik Almanya Cumhuriyeti döneminde, Thüringen’in Jena kentinde dünyaya gelen Wagenknecht’in annesi Alman, babası ise üniversite eğitimi için Batı Berlin’e gelen bir İranlı. Wagenknecht, henüz çok küçükken İran’a giden babasından bir daha haber alamıyor.

Ünlü siyasetçi, 2009 yılında ilk kez milletvekili seçildiğinde resmi kayıtlarda Sarah olarak yer alan ismini, Sahra olarak değiştirdi. Böylece Farsça’da Zahra olan ismiyle aynı şekilde telaffuz edilen bir isme kavuşmak istedi.

Wagenknecht’in siyasete ilgisi lisedeyken başlıyor, Marksist-Leninist ideolojiyi benimseyen komünist Almanya Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) gençlik örgütlenmesi Özgür Alman Gençliği’ne (FDJ) katılıyor.

Daha sonra SED’e üye olan Wagenknecht, 1991 yılı itibariyle Doğu Almanya’daki komünist partinin devamı niteliğindeki, Demokratik Sosyalizm Partisi’nin (PDS) yönetiminde görevler üstleniyor.

Alman Edebiyatı ve Felsefe okuyan, yüksek lisans derecesini Karl Marx’ın Hegel yorumu üzerine yazdığı tezle alan Sahra Wagenknecht, bir yandan siyasi kariyerini sürdürürken, diğer yandan az gelişmiş ülke ekonomilerini mercek altına aldığı doktorasını tamamlıyor.

2007 yılı itibariyle Sol Parti’de siyaset yapmaya başlayan Wagenknecht, partinin en popüler simalarından biri haline geliyor. Ancak son yıllarda Sol parti içinde görüş ayrılıkları ve gerilimlerin artması üzerine, Wagenknecht’in partiden ihraç edilmesi isteniyor.

Bunun üzerine Wagenknecht, bir grup arkadaşıyla birlikte Sol Parti’den ayrılarak bu yılın başında BSW’yi kuruyor.

BSW, siyaset yelpazesinin neresinde yer alıyor?

Yeni kurulmuş bir parti olan BSW’nin sergilediği başarı, “Wagenknecht fenomeni” olarak yorumlanıyor.

Eyalet seçimlerinden önce verdiği bir röportajda Wagenknecht, alacakları oy oranlarının iki haneli olması halinde artık bir “medya fenomeni” değil, ülke siyasetini değiştirecek bir parti olarak görüleceklerini söylemişti.

Kendisini “solcu muhafazakar” olarak tanımlayan Wagenknecht, gelenekler, görenekler ve değerlerin önemli, istikrarlı bir ülkede güvende yaşamak istemenin de insani olduğunu savunuyor.

O kimilerine göre radikal solcu, kimilerine göre solcu popülist, kimilerine göre de ulusalcı muhafazakar. Hatta bazı söylemlerinin aşırı sağ ile örtüştüğü, bu nedenle aşırı sağcı AfD’ye çok daha yakın olduğunu söyleyen siyaset bilimciler de var.

Yeni kurulan partinin üye sayısı bine ulaşmış değil, henüz kapsamlı, detaylandırılmış bir parti programı bile yok.

Eyaletlerdeki seçim kampanyası sırasında partinin eyalet adaylarından daha çok Sahra Wagenknecht’in posterlerini kullanılması Alman basınında haber oldu.

Tek bir kişiye dayalı, lider eksenli BSW’ye, “popülist lider kültü”, “lider sultası” eleştirileri yöneltiliyor.

Somut politikalardan çok liderlerin karizması nedeniyle elde edilen kazınımların kalıcı olmayabileceğine, liderin küçük bir hatasında partinin tüm gücünü kaybedebileceğine işaret ediliyor.

Hangi politikaları savunuyor?
BSW, Ukrayna’ya silah yardımlarının durdurulmasını, savaşın son bulması için Rusya ile masaya oturulması gerektiğini savunuyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaşta Batı’nın da sorumluluğu olduğunu iddia eden Sahra Wagenknecht, “Rusya’nın güvenlik endişeleri ciddiye alınsaydı savaş önlenebilirdi” görüşünde.

NATO ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) aleyhtarı olarak görülen Wagenknecht, Alman medyasında Kremlin’e yakın olmakla suçlanıyor.

Wagenknecht’ın dış politikadaki tutumu, Thüringen ve Saksonya’daki eyalet seçimleri sonrasında, koalisyon hükümeti kurma çabalarındaki en önemli engellerden biri olarak görülüyor.

Aşırı sağcı AfD’ye iktidar yolunu kapatmak, geniş katılımlı koalisyon hükümeti kurmak isteyen Hristiyan Demokratlar (CDU) ve Sosyal Demokratlar (SPD), BSW’nin dış politika söylemlerinden rahatsızlık duyuyor.

Wagenknecht’in seçimler öncesinde dile getirdiği talepler, Almanya Başbakanı Scholz’un ABD orta menzilli füzelerinin Almanya’da konuşlandırma planına itiraz etmesi, olası koalisyon görüşmelerini zora sokabilecek maddelerden biri olarak görülüyor.

Wagenknecht, doğduğu Jena kentindeki bir seçim etkinliği sırasında yaptığı konuşmada, Doğu Almanya’da büyürken “Avrupa’ya nükleer bir bombanın düşmesinden korktuklarını” anlattı, “Bu korku geri döndü” dedi.

BSW, Scholz liderliğindeki hükümetinin yalnızca dış politikasını değil, çevre, yenilenebilir enerji ve göç alanlarındaki politikalarını da eleştiriyor.

Wagenknecht, düzensiz göçün işçi sınıfının durumunun kötüleşmesine, suç oranlarının da artmasına yol açtığını iddia ederek, bunu önleyecek adımların atılması gerektiğini savunuyor.

Wagenknecht, Avrupa Birliği’nin (AB) Brüksel’de aldığı kararları empoze etmesini de eleştiriyor, “ulusal egemenlik” vurgusuyla, halkı ilgilendiren konularda ulusal parlamentoların daha fazla rol oynaması gerektiğini söylüyor.

BSW’nin bazı söylemleri AfD ile benzerlik taşısa da, parti yetkilileri AfD ile hiçbir şekilde işbirliği yapmayacaklarını kaydediyor. Sahra Wagenknecht de yaptığı açıklamada, partisinin “etnik milliyetçi” ideolojiye sahip olanlarla koalisyon kurmayacağını söyledi.

Alman siyaset sahnesinde yaşanan değişim ne anlama geliyor?
Almanya bugüne kadar ya merkez sağdaki Hristiyan Demokratlar’ın (CDU), ya da merkez soldaki Sosyal Demokratlar’ın (SPD) liderliğindeki koalisyon hükümetleri tarafından yönetildi.

Ancak son yıllarda hem CDU’nun, hem de SPD’nin oy kayıpları yaşaması, buna karşın siyaset sahnesine yeni çıkan radikal ve popülist partilerin oylarını giderek artırmaları, yerleşik partiler tarafından “meydan okuma” olarak görülüyor, Alman demokrasinin geleceği açısından da endişelere yol açıyor.

Son eyalet seçimleri sonrasında oluşan tablo, siyaset yelpazesinin en sağındaki AfD ve siyaset yelpazesinin en solundaki BSW’nin aldıkları yüksek oy oranları, bu endişeleri daha artırdı.

Gelişmeler, gelecek yıl Eylül ayında yapılacak genel seçimler öncesinde, merkez sağdaki CDU’yu, Başbakan Scholz’un liderliğinde Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve liberal FDP’den oluşan koalisyonu, zorlu sınavlarla karşı karşıya bırakıyor.

Kutuplaşmanın giderek arttığı Almanya siyasetinde taşlar yerinden oynuyor, merkez siyaset zayıflıyor.| BBC

Yayınlama: 04.09.2024
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.