Aşırı sağcı AfD oylarını artırdı
Almanya’nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde yapılan kritik yerel seçimlerde sandıklar kapandı.
Sandık çıkış anketlerine göre, ülkenin doğusunda yer alan her iki eyalette de aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi daha önce yapılan kamuoyu yoklamalarının işaret ettiği gibi, oylarını önemli ölçüde artırdı. Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nin Infratest Dimap adlı kamuoyu araştırma enstitüsüne yaptırdığı ankete göre, Thüringen’de oyların yüzde 32,8’ini aldığı tahmin edilen AfD yarışı açık ara farkla önde götürürken, Saksonya’da da oyların yüzde 31,8’ini aldığı tahmin edilen Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin hemen ardından yüzde 30,8 ile ikinci parti oldu. Sandık çıkış anketlerine göre, ilk kez seçim yarışına katılan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ise her iki eyalette de doğrudan üçüncü sıraya yükseldi.
Almanya tarihinde bir ilk
Björn Höcke’yi aday gösterdiği Thüringen’de zaferini ilan etmesi beklenen AfD’nin 2019’da 23,4 olan oy oranında tarihi bir yükseliş gözleniyor. AfD’nin zaferiyle Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde ilk kez iç istihbarat birimi Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından aşırı sağcı olarak sınıflandırılan bir parti sandıktan birinci parti olarak çıkmış olacak. İç güvenliğin seçmen için giderek daha fazla önem kazandığı bir ortamda seçim kampanyasını Almanya’nın Ukrayna politikasının yanı sıra göç ve suç oranları etrafında şekillendiren AfD, aynı zamanda kendisini Doğu Almanya’nın çıkarlarını savunan bir parti olarak tanıttı.
AfD’nin ardından Thüringen’de ikinci parti olarak seçimlerden çıkması beklenen CDU’nun ise yüzde 23,8’le, 2019’da elde ettiği yüzde 21,7’lik oy oranını artırması öngörülüyor. Kamuoyu yoklamalarında, bu artışta oyunu AfD’nin en güçlü parti konumunda olmasını istemeyen seçmenin de rol oynadığı görülüyor.
Koalisyon hükümetinin hezimeti
Her iki eyalette seçimlerin kaybedeni ise koalisyon hükümetinin bileşenleri oldu. Başbakan Olaf Scholz’un partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD), Thüringen’de yüzde 6,1 ile tarihi bir hezimete uğradı. Koalisyon hükümetinin bir diğer ortağı olan Yeşiller ise yüzde 3,3 oy oranıyla yüzde 5’lik barajın altında kalarak meclise giremiyor. Hür Demokrat Parti (FDP) ise yalnızca yüzde 1,2’lik oy oranıyla eyalet meclisinde temsiliyet bulamadı.
Seçimlerin bir diğer kaybedeni ise Thüringen’in 2014’ten bu yana görevde olan eyalet başbakanı Bodo Ramelow oldu. 2019 eyalet seçimlerinde yüzde 31,0’lık oy oranıyla tarihi bir başarıya imza atan Ramelow’un partisi Sol Parti’de son dönemde yaşanan depremin ardından, hala eyalette en popüler politikacı konumunda olan başbakan da oy oranını korumayı başaramadı. ARD tahminlerine göre parti, yüzde 12,9 oranında oy oranında kaldı.
Thüringen ve Saksonya seçimleri neden önemli?
Thüringen ve Saksonya’daki seçimlerin ardından 22 Eylül’de Brandenburg eyaletinde seçimler yapılacak. Bu üç eyaletteki seçimlerde hükümeti oluşturan SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin alacağı oy oranı, koalisyonunun geleceğini de etkileyecek. Zira önümüzdeki yıl Almanya’da genel seçimler yapılacak.
Genç parti BSW’nin zaferi
Ramelow’un partisi Sol Parti’den geçen yıl ayrılan Sahra Wagenknecht ise, henüz Ocak ayında kurduğu BSW ile seçim yarışının kazananları arasına girdi. Thüringen’de yine bir eski Sol Partili olan Katja Wolf’la yarışa giren parti, yüzde 14,7 ila 15,7 ile seçim barajını rahatça aşarak eyalet meclisine girmeyi garantiledi. Partinin seçim kampanyasında Ukrayna’ya silah sevkiyatına yönelik eleştiriler ve Rusya’yla müzakere masasına oturulması yönündeki talepler öne çıkmıştı. Partinin benimsediği göç karşıtı ve sosyal güvenlik yanlısı pozisyonunun da pek çok seçmen için sandıkta ikna edici olduğu tahmin ediliyor. BSW’nin Saksonya’da ise yüzde 11,6 ila yüzde 12 oy oranına ulaştığı belirtiliyor. BSW’nin zaferi bu denli genç bir partinin hızlı yükselişi açısından bir ilke işaret ediyor. Bu zaferin koalisyon denklemini daha da karmaşıklaştırması bekleniyor.
AfD’li Höcke’den diğer partilere uyarı
AfD’nin Thüringen’deki başbakan adayı Björn Höcke kamu televizyonu ARD’ye yaptığı açıklamada, hükümetin kurulması sürecinde partisinin dışlanmaması gerektiğini söyleyerek bu konuda uyarıda bulundu. Höcke, “Thüringen’de istikrarlı koşullar isteyenler AfD’yi bu sürece entegre etmek zorundadır. AfD’nin dahil olmadığı hiçbir oluşum bu ülke için iyi olmayacaktır” dedi.
AfD’nin zaferini ilan etmesi beklenen Thüringen’de ikinci parti konumundaki Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Genel Sekreteri Carsten Linnemann ise AfD’yle koalisyona girmeyeceklerinin altını çizdi. Sol Parti ile de koalisyon düşünmediklerini belirten Linnemann, ZDF’e yaptığı açıklamada, “Net bir kararımız var ve buna bağlı kalacağız” ifadelerini kullandı.
BSW lideri Wagenknecht de AfD’yle Thüringen’de olası bir koalisyonu kesin bir dille reddetti. AfD’nin başbakan adayı Höcke ile iş birliği yapamayacaklarını belirten politikacı, Höcke’nin aşırı milliyetçi temelli dünya görüşünü savunduğunu kaydetti. Diğer yandan AfD’nin sunacağı önergelere destek verme ihtimalini tamamen olasılık dışı bırakmayan Wagenknecht, “Bir demokraside önerge sunan her partiyi, sürecin sonunda önergenin doğru mu yanlış mı olduğuna karar verilecek normal bir süreç beklemelidir” diye konuştu.| DW