CSU | Bizim İktidarımızda Türkiye’ye AB Üyeliği Yok
Almanya’da Hristiyan Birlik partileri, seçim programında Türkiye’ye ayrı bölüm ayırarak kendi iktidarlarında Türkiye’nin AB üyeliğinin söz konusu olmayacağı mesajı verdi.
Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Bavyera eyaletinde teşkilatlı kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), 140 sayfalık seçim programında Türkiye’ye ayrı bölüm ayırdı.
“Türkiye ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesi” başlıklı bölümde Türkiye’nin Almanya ve AB için stratejik ve ekonomik açıdan büyük önem taşıdığı, ayrıca Türkiye ile Almanya’nın insani temaslar nedeniyle de yakın bir bağa sahip olduğu kaydedildi.
“Bu nedenle Türkiye ile yakın işbirliğinden, Türkiye yönetimiyle açık, eleştirel ve yapıcı diyalogdan yanayız” ifadelerine yer verildi.
Programda, “Ancak Türkiye’nin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı gibi AB’nin siyasi üyelik kriterleri hedefinden uzaklaştığını da gözlemlemekteyiz.
Türkiye ile ilişkilerimizin yeni perspektiflere ihtiyacı var.
Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği bizimle gerçekleşmeyecektir.
Biz bunun yerine yakın bir ortaklık istiyoruz. Yeniden yakınlaşma yolunda ilk adım olarak ortak çıkarlar tanımlanmalı ve bunların hayata geçirilmesi için sözleşmeler karara bağlanmalıdır” denildi.
NATO’nun bir değerler birliği olduğuna dikkat çekilen metinde NATO üyelerinin insan hakları ve hukukun üstünlüğüne riayet konusunda taahhütte bulunması gerektiği kaydedildi.
Metnin devamında Türkiye’nin NATO ortağı olarak kolektif güvenlikte üstüne düşen katkıyı sağlaması ve siyasi konsültasyonlarda yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği kaydedildi.
“AB’siz olmaz” vurgusu
CDU/CSU’nun seçim programında Avrupa Birliği ile ilişkilere de geniş yer ayrıldı.
DW Türkçe’nin haberine göre, Küresel sınamalara karşı Almanya’nın sadece Avrupa ile birlikte varlık gösterebileceğine dikkat çekilen programda Avrupa’nın tek ses olması, daha cesur ve daha kararlı tutum sergilemesi ve daha fazla hareket kabiliyetine sahip olması gerektiği vurgulandı.
Almanya ile Fransa arasındaki yakın dostluğun Avrupa’nın birliği ve gelişimi için kilit önem taşımaya devam edeceği ve iki ülke arasındaki işbirliğinin daha da geliştirilmesi gerektiği belirtildi.
Programda AB’ye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ek daimi üyelik verilmesi için çalışılacağı kaydedildi.
“Birlik yeni üyelerle zayıflatılmamalı”
Programda AB’ye direkt komşu konumundaki ülkelerle mümkün olduğunca yakın ve dostane ilişkilerin Almanya’nın çıkarına olduğu belirtilerek “Genişlemeden önce ilişkilerin derinleştirilmesi” ilkesi doğrultusunda politikalar izleneceği kaydedildi.
AB’nin iç birliğinin yeni üyelerin kabulüyle zayıflatılmaması gerektiğine işaret edilen programda üye ülkelerin tüm kriterleri tamamen karşılaması gerektiği vurgulandı.
Dış politika ve güvenlik politikalarında çekirdek Avrupa’nın dışarı kapalı kalamayacağına da vurgu yapılan programda özellikle NATO’nun doğu kanadı gibi güvenlik çıkarları örtüşen ülkelerle işbirliğinin önemine dikkat çekildi.
Programda NATO’ya sınırsız bağlılığın altı çizilirken NATO içinde ve dışında Avrupa orduları arasında savunma becerilerinin geliştirilmesi gerektiği ve uzun vadede ortak bir ordu oluşturulması gerektiği kaydedildi.