Almanya’da aşırı sağın morali yüksek | Nedeni Avusturya

Almanya’da aşırı sağın morali yüksek | Nedeni Avusturya

| Adem Hüyük

Cumartesi günü ülkenin doğusunda Saksonya eyaletinin Riesa kentinde yapılan Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’nin konferansında parti yetkilileri, Almanya’nın sınırlarını kapatma, Rus gazını satın almaya devam etme ve fiilen Avrupa Birliği’ni (AB) parçalama planlarını açıkladı.

Alman medyasına göre, partinin uzlaştığı manifestoda, Paris İklim Anlaşması’ndan çıkma, para birimi olarak Euro kullanmaya son verme ve yeni bir eyaletler konfederasyonu kurmak da var.

Hatta AfD lideri Alice Weidel, kamuoyu önünde açıkça “yeniden göç ettirme” ifadesini kullandı. Bu ifadenin göçmen kökenlilerin kitlesel “dönüşü” yani “sınır dışı edilmeleri” anlamına geldiği düşünülüyor.

Tek bir kurşun bile atmadan ülkeyi aldılar

Avusturya’da aşırı sağın güçlenmesi Almanya’yı hem siyasi hem de toplumsal açıdan tetikleyici bir etki yaratıyor. Tarihsel bağları olan Avrupa’nın bu iki komşu ülkesi, siyasi eğilimler ve sosyo-kültürel dinamikler açısından birbirini yakından etkileyen bir yapıda.

Ve yine, FPÖ [Avusturya Özgürlük Partisi] ve AfD [Almanya için Alternatif Partisi] ideolojik olarak birbirlerini besledikleri, özellikle Rusya’ya yakınlıkları ve göçmen karşıtlıklarından görülmektedir.

Çok eskilere dayanan tek ülke olma ütopyası, her iki partinin de şimdilik açıktan savunamadıkları bir hedeftir.

FPÖ, 11–13 Mart 1938 tarihinde Nazi Almanya’sının Avusturya’nın ilhakında, tek bir kurşun bile atmadan ülkeyi ele geçiren Avusturyalı Nazi subayları tarafından kurulmuştur.

Adolf Hitler’in 15 Mart 1938’de Hofburg Sarayı’nın balkonundan 200 bin kişiye yaptığı konuşma, bize, çok sayıda Avusturyalının ülkeleri işgal edilmiş olsa da aşırı sağcı eğiliminde olduğunu gösteriyor.

FPÖ’nün 2017 seçimlerinde oylarını artırması, sadece Almanya’da değil bir bütün kıta Avrupa’sında etkileyici bir rol oynamıştır.

Araştırmalara göre AfD ikinci parti

“Yeniden göç ettirme” Avusturya ve Avrupa aşırı sağında ilgi gören bir kavram olurken, bazıları yasal oturum sahiplerinin ülkeyi terk etmeye zorlanmayacağını iddia etti. Karşıtlarıysa “yeniden göç ettirmenin” sadece alenen ırkçı bir kitlesel sınır dışı planı için kullanılan bir terim olduğunu söylüyor.

BBC’ye göre Alice Weidel’in, seçimlerden haftalar önce bu terimi bizzat kullanması, AfD’nin öz güveninin arttığını ve daha da radikalleştiğini gösteriyor.

Almanya’daki kamuoyu araştırmalarına göre AfD ikinci parti ve zaten güçlü olduğu ülkenin doğusunda geçtiğimiz günlerde yapılan bölgesel seçimlerde kazanımlar elde etti.

Ancak, diğer partilerin işbirliği yapmayı reddetmesi nedeniyle AfD’nin iktidara gelmesi düşük bir ihtimal.

AfD’nin bazı kesimleri, iç istihbarat kuruluşlarınca “aşırı sağcı aşırılık yanlısı” diye sınıflandırılıyor.

Avusturya genel seçimlerinden birinci parti çıkan FPÖ ile de diğer partiler koalisyon kurmayacaklarını açıklamış, ancak kendileri de hükümeti kuramamışlardır. Şu günlerde bir planın parçası gibi görünen, genel başkanı istifa etmiş ÖVP [Halk Partisi] ile FPÖ koalisyon görüşmeleri yapmakta.

Sonuç olarak, AfD’nin kurulu düzen ve göç karşıtı söylemi 23 Şubat’ta sandığa gidecek Almanya’da destekçi buluyor.

Aynen FPÖ’nün Avusturyalı seçmenden destek gördüğü gibi… | ©DerVirgül

Yayınlama: 14.01.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.