Aşı olmayanların son kalesi | Aşı olmayan çalışan hep içeride, olmayan müşteri dışarıda
Bir restorana aşı olmamış veya iyileşmemişseniz [2G] giremiyorsunuz. Ancak sizin giremediğiniz restoranın garsonu, aşçısı ve diğer çalışanları tüm mesaisini aşı olmadan tamamlayabiliyor – bu kuaför ve güzellik merkezleri içinde geçerli. Çünkü işyerlerinde [3G] kanıtı yeterli sayılmakta. Peki çalışanlara aşı zorunluluğu gelebilir mi? Aşısız kuaför, garson, masör vb. gibi çalışanlar, aşı olmuş müşterilerine hizmet verdiği sürece kısıtlamalar biçimsel kalmıyor mu?
Adem Hüyük
Avusturya’da artan vaka sayıları ve hastane yatak sayılarının doluluk oranına paralel olarak uygulanan “adım adım önlemler planı” Korona yönetmeliği, daha ilk adımda iki basamak atlanarak yani pandemi planına bağlı kalınmayarak ve bir kerede birkaç adım atıldı – birinciden sonra üçüncü ve şimdi dördüncü seviye uygulanma aşamasına gelindi.
Bu bağlamada gastronomi, otelcilik ve vücut bakım merkezleri gibi alanlarda 2G uygulaması yürürlüğe girdi. Bunun yanı sıra, çalışanlar ise 3G uygulamasına tabi tutuldu.
Buna göre, 2G kanıtından birisini sunan müşteriye, 3G kanıtından birisini sunan garson, restoranda servis yapacak.
Yani restoran çalışanı [aşı olmuş, iyileşmiş] müşteriye göre, işyeri yönetmeliği kapsamında [aşı olmuş, iyileşmiş veya PCR testi] sunarak çalışabilecek.
Her gün yüzlerce kişinin sacını kesen, masaj yapan veya servis yapan çalışanların, Koroanvirüsüne karşı müşterilerden daha korunaksız olması, vaka sayılarının düşmesinin önünde bir engel olabilir mi?
Öte yandan, sıradan insanların gün içerisinde temas kurduğu insan sayısı ile kafe ve restoranlarda ve benzeri hizmetlerde çalışanların, günlük temas sayısı arasında çok büyük fark bulunmakta. [Aşılanmışlarında virüs taşıcılığı yaptığı unutulmamalıdır.]
Çalışanlara 2G Kuralı
Yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranın 500’ün üzerine çıkması durumunda uygulanması planlanan “sokağa çıkma yasağı” sadece aşısızları kapsamaktadır.
Bu uygulama, aşı olmayanların belirli nedenler dışında sokağa çıkmalarının yasaklanması anlamına gelmektedir.
Ancak yine burada, sokağa çıkma yasağının “bazı durumlar” maddesinde yer alan “işe gitmek için” bölümünde aşı olmayanların test ibraz ederek işlerine gitmeleri ve dolayısıyla sokağa çıkmaları mümkün kılınmaktadır.
Korona yönetmeliğinin ikilemde kaldığı bu madde, mevcut durumda yaşanan çalışan ile müşteri arasındaki 2G ile 3G uygulamasını işlevsiz kılmaktadır.
Avusturya’da anayasa uzmanları 1950 salgın yasası kapsamında, çalışanlara 2G uygulamasının zorunlu olabileceği konusunda garanti verirken, işçi odaları [AK] ve ticaret odaları [WKÖ] buna şiddetle karşı çıkıyor. Sağlık Bakanlığı ise bu duruma temkinli yaklaşarak, gelişmelerin seyrine göre hareket etmenin daha mantıklı olacağını düşünüyor.
Ayrıca uygulamaların diğer bir boyutu ise, bunun uygulanabilir kılınması noktasında emniyet birimlerine düşen denetim mekanizmasının nasıl çalışacağı.
Yoğun bakım ünitelerinde 500 ila 600 hasta doluluk oranı ufukta görünürken, beşinci seviye olarak nitelenen hükümet planında “Aşılanmamışlar için kilitlenme” ön görüyor. Sadece istisnai durumlarda özel yaşam alanlarından çıkmalarına izin verilecek.
Polis geçen yıl yaşanan kilitlenmede çok kolay bir denetim sağlamıştı. Çünkü sokaklar boştu ve tespit çok kolaydı. Şimdi ise aşılanmışların sokaklarda olması, polisi onların arasından aşı olmayanları seçmesi gibi zor bir görev beklemekte.
Şimdi sorulması gereken soru, “test edilmiş aşılanmamış kişilerin hala beşinci seviyede işe gitmesine izin veriliyorsa,” Korona salgını ile mücadelede kısıtlamaların ne anamı kalıyor?
Aşısız kuaför, garson, masör vb. gibi çalışanlar, aşı olmuş müşterilerine hizmet verdiği sürece kısıtlamalar biçimsel kalmıyor mu? Ya da hükümet paradoksal yönetmelikle halka psikolojik baskımı yapıyor? |DerVirgül
© Foto: DerVirgül