Avusturya Gizli Kurdurmuş Olduğu Mülteci Kamplarına Yardım Etmiyor

Adem Hüyük 

Şu anda yaklaşık 800 göçmen Bosna’nın kuzeybatısındaki yakılmış ve denetimsiz Lipa kampında bulunuyor.

Çarşamba günü bazı göçmenler kampın kapatılmasının ardından kamptaki devasa çadırlardan üçünü ateşe verdi. 

Yangından sonra göçmenler Bihać’a gitti.

Ancak polis onların şehre girmesine izin vermedi ve onları Lipa’ya geri getirdi.

İnsani yardım örgütü Care’in Balkanlar Bölge Direktörü Sumka Bucan, salı günü yaptığı açıklamada, kampın Noel’den bir gün önce kapatılmasının “insanlık dışı” olduğunu söyledi.

Söz konusu karar sonucu 1300 kişinin ısı ve dört duvardan yoksun biçimde açıkta kaldığını vurgulayan Bucan, kamp dışında yaşayan 2 bin kişinin de yoğun kar yağışı ve soğuğa maruz kaldığını dile getirdi.

Bir grup insanın terlikleriyle karın ortasında bırakıldığını belirten Bucan, Lipa kampının “mükemmel bir tesis olmadığını” ancak rüzgar, yağmur ve kardan asgari düzeyde koruma sağlayan bir mekan olduğunu ifade etti.

Bucan, Bosna-Hersek’teki göçmenlerin sayısının artışının, “yardım arayan insanların buz gibi soğukta koruma aramasına izin verilmemesiyle” sonuçlanmaması gerektiğini belirtti.

“Koşulsuz hayat kurtaracak yardım” çağrısında bulunan Care Direktörü, yerel makamların ve Avrupa makamlarının, söz konusu göçmenlere koruma sağlaması gerektiğini söyledi.

Söz konusu kampın bulunduğu Una Sana Kantonu, Bosna-Hersek’in Hırvatistan, dolayısıyla Avrupa Birliği (AB) sınırında bulunuyor.

Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) Bosna-Hersek’teki başkanı Peter Van der Auweraert, siyasi bir çözüm olmadan göçmenlerin soğukta öleceği konusunda uzun süredir uyardı – çadırın kar yükü altında çökebileceğinden şikayet ediyor.

Ancak Una-Sana kantonu hükümeti, devlet güvenlik bakanlığından gelen talimatlara rağmen göçmenlerin kışı geçirebilecekleri Bihać’taki Halle Birayı yeniden açmayı reddediyor.

Bira, yerel halkın istediği için yazın kapatılmıştı. 

Avusturya, Balkanlara Gizli Mülteci Kampı Kurdu

Avusturya, sığınma talepleri reddedilen mültecileri başta Sırbistan’a sınır dışı etmek için, bu amaçla, Balkanlar’da mülteci konaklama birimleri finanse ettiği ortaya çıktı.  

İlgili bir anlaşma, bir buçuk yıl önce dönemin İçişleri Bakanı Herbert Kickl (FPÖ) tarafından imzalanmıştı, ancak şimdiye kadar halk tarafından neredeyse bilinmiyordu.

Anlaşma, NEOS partisinin Nisan 2020 tarihinde Dışişleri Bakanlığına verdiği bir soru önergesiyle kamuoyuna yansıdı. 

İki ülke arasındaki anlaşma 24 Nisan 2019’da ilgili içişleri bakanlıkları tarafından imzalandı.

İçişleri Bakanlığı tarafından soru önergesine verilen yanıtta: Tanımlanan hedef grup “Avusturya’da yasadışı olarak ikamet eden ve menşe ülkeye sınır dışı edilmesinin mümkün olmaması ve yabancının Sırbistan Cumhuriyeti’ne ve diğer Balkan ülkelerine yeterli referansı olması koşuluyla, geri dönüş konusunda nihai bir kararı olan yabancılar” dır“ dendi.

Basit bir dille, bu, Avusturya’da bir sığınmacının yasal olarak reddedilmesi ve Balkanlar üzerinden AB’ye geldikleri açıksa, hedef gruba ait oldukları anlamına gelir.

Ayrıca, bu mültecilerin kilitli olmadığı anlamına gelmekte. ‘’Yani sığınmacılar, kamplarda esir muamelesi görmüyor deniyor.’’

İçişleri Bakanlığı, Avusturya’dan giden mülteciler için ayrı bir merkez olup olmadığı veya mevcut tesislerde mi konakladıkları konusunda tam bir yanıt verilmiyor. 

Avusturya’ya ait olan bu projenin maliyeti ne kadar bilinmiyor.

Yeni Hükümet Bunu Devam Ettiriyor mu? 

Şimdi sorulması gereken soru, Halk Partisi ÖVP ile Yeşiller koalisyon hükümeti, gizli ödenekten yapılan bu harcama ve sonucunda insan haklarına aykırı davranış devam ettiriliyor mu?

Yoksa FPÖ’nün bu projesi durduruldu mu? 

Bu sorunun yanıtını almak için, Avusturya parlamentosu soru önergesi arşivine bakmamızla ortaya çıkıyor. 

Arşivlerde, soru önergesini veren NEOS partisinin yaptığı bir açıklamada şunlar yer almakta: ‘’İçişleri Bakanı Kickl tarafından gizli  düzenlenen şey sadece yeni hükümet  tarafından devam ettiriliyor “denmekte. 

Har şeyden önce, proje hukukun üstünlüğü ve aynı zamanda ahlaki değerlere ters olduğu kadar, içinden geçilen süreçte Balkan mülteci kamlarına insani yardımların yapılmaması da kamuoyu vicdanını zedeleyecek ve tarihe not düşecek bir davranış sergilenmektedir. |der virgül 

Ek Kaynaklar: Der Standard | Deutsche Welle