Avusturya istihbaratının istihbarat sınavı | [DSN]
| Adem Hüyük
Avusturya polisi, istihbarat birimlerinin direktifiyle 7 Ağustos 2024 Çarşamba günü Ternitz kasabasında [Neunkirchen bölgesi] planlayıcı olduğunu ileri sürülen 19 yaşında bir şüpheliyi ve Viyana’da biri 15 yaşındaki Türkiye kökenli, diğeri ise Sırp ve Türk evliğinden doğan 17 yaşındaki iki şüpheliyi, ABD’li şarkıcı Taylor Swift’in Viyana’da vereceği üç konserlerden birine saldırı hazırlığında oldukları gerekçesiyle gözaltına aldı.
Bunun üzerine, Organizatörler, “Hükümet yetkililerinin Ernst Happel Stadyumu’na terör saldırısı planlandığını teyit etmesi üzerine planladığımız üç şovu güvenlik nedeniyle iptal etmekten başka seçeneğimiz kalmadı” açıklamasını yaptı.
Başta Avusturya medyası haberi, yeni bir gelişme yaşanmışçasına, aynı haberleri farklı başlıklarla servis etti. Avusturya medyasının heyecanını uluslararası medya grupları paylaşmayınca, bu sefer iptal edilen konserler ön plana çıkartıldı.
Viyana’da üç gün üst üste konser verecek olan Taylor Swift’in dünya genelindeki popülerliği, haberlerde “özne” olan terör saldırısı planladıkları iddiasıyla tutuklanan üç kişinin ve onları takip eden istihbarat birimlerinin önüne geçti.
Aslında Avusturya istihbaratı, Kasım 2020’de kaybettiği prestiji yeniden kazanmak istiyor, olası ve hatta kesin olarak yapılacak bir saldırıyı engellediğini bütün dünyaya duyurmak istiyordu.
Kasım 2020’nin rövanşı
2 Kasım 2020’de Avusturya’nın Başkenti Viyana’da IŞİD yanlısı 20 yaşındaki Kuzey Makedon kökenli Avusturya vatandaşının gerçekleştirdiği saldırıda dört kişi hayatını kaybetmiş, 27 kişi yaralanmıştı. Saldırgan olay yerinde etkisiz hale getirilmiş ancak, saldırganın saldırının gerçekleştirildiği şehir merkezi Schwedenplatz’a uzak olan evinden uzun namlulu silahı nasıl getirdiği bugün bile hala çözülememiştir.
Viyana saldırısı öncesinde komşu ülkelerin istihbarat birimleri tarafından uyarılan Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi kayıtsız kalmış, bu da yetmiyor gibi saldırgan daha önce radikal girişimleri ve Türkiye üzerinden Suriye’ye giderek IŞİD saflarına katılacağı gerekçesiyle tutuklanmış, belirli süre gözetim altında tutulmuş ve ıslah olduğunu istihbarat birimlerine inandırmıştır.
Saldırganın Alman iç istihbarat servisi tarafından izlenen kişilerle temas halinde olduğu, Slovakya’dan uzun namlulu silah tedarik girişiminde bulunduğu gibi bilgiler, ilgili ülkelerin istihbarat birimlerinden gelmesine rağmen, Avusturya istihbaratı, 2 Kasım 2020’de yaşanan saldırıyı engellememiştir.
2 Kasım 2020 Viyana saldırısındaki istihbarat zafiyeti kamuoyunda büyük yankı bulurken, fatura Viyana İstihbarat Şefine kesilerek, Viyana Eyaleti Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Erich Zwettler görevden alındı. Ancak Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi güvenini kaybetmiş ve uzun dönem tartışmaların odak noktası olmuştur. Ancak, daha sonra BVT’nin terörle mücadele departmanındaki pozisyonların dörtte birinin boş olduğu öğrenildi.
| 2 Kasım 2020 Viyana Saldırısı videosu:
11 Eylül 2001 saldırısı ve BVT
Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi [BVT], 2002 yılında İçişleri Bakanlığı’nın çeşitli özel birimlerinin ve öncelikle eyalet polis teşkiletlerının birleştirilmesiyle kuruldu.
Bu, uluslararası terörizmin kamu güvenliğine yönelik artan tehdidine yanıt olarak yapıldı. ABD’de gerçekleştirilen 11 Eylül 2001 terör saldırılarını takip eden ve çevreleyen olaylar göz önüne alındığında, İçişleri Bakanı Ernst Strasser Avusturya’nın terörizme karşı savunmasının yeniden yapılandırılması emrini verdi.
Federal Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi, Federal İçişleri Bakanlığı Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün bir parçasıydı. BVT’ye ek olarak, federal eyaletlerde anayasanın korunması ve terörle mücadeleye [LVT] yönelik dokuz eyalet dairesi vardı ve bunların her biri eyalet polis müdürlüğünün bir parçasıydı.
Ancak BTV kurulduğu günden itibaren çok sayıda skandala ismi karışmış ve uluslararası istihbarat birimlerinin ilişki ağında güven kaybına uğramıştır.
Ordu İstihbarat Dairesi’nde bir subay olan Gert-René Polli’nin Ekim 2007’de istifasının ardından kamuoyuna yansıyan bilgiler rahatsız edici bulunmuş, istihbarat biriminin aşırı sağcı, Nazi yanlılarının dosyalarının yok edildiği iddia edilmişti.
19 kişi tarafından işkenceyle suçlanan Suriyeli general rütbeli eski istihbarat görevlisi Halid El Halabi, BVT’nin yardımıyla Haziran 2015’te Avusturya’da mülteci olarak kayıt yaptırılması BVT’nin hanesine yazılan bir diğer eksi olarak tarihe geçmiştir.
BVT Suriyeli subaya geniş bir konaklama imkanı sağladı ve eski generale düzenli olarak para aktardı. Bunun için BVT, İsrail dış gizli servisinden [Mossad] ayda 5.000 Euro aldı. Mossad’a göre, yabancı casuslara karşı koymaktan sorumlu olduğu iddia edilen Suriyeli eski tuğgeneral, Suriye güvenlik aygıtı hakkında önemli bilgiye sahipti.
Mayıs 2016’da Viyana savcılığı eski general hakkında soruşturma başlattı. Fransa, 2018 yılında eski istihbarat görevlisi ve onun komutası altındaki subayların elektrik şoku ile işkence ve diğer kötü muamelelerden sorumlu olduğunu söyleyerek eski general hakkında Avrupa çapında gizli bir arama emri çıkarmıştı. Bunun üzerine Avusturya savcıları, davada çok sayıda BVT çalışanına karşı görevi kötüye kullanma suçlamasıyla dava başlattı. Anayasayı Koruma Dairesi’nin, işkenceci general olduğu iddia edilen kişiyi hukuka aykırı bir şekilde ülkeye soktuğu ve yerini yargıdan gizlediği iddia edildi.
2019 yılında, Avusturya Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi [BVT] üzerinde tahakkuk kurmak isteyen Özgürlük Partili (FPÖ) içişleri bakanı Herbert Kickl, BVT’ye son ve en büyük darbeyi vurarak, Avusturya İstihbarat teşkilatı BVT’ye yönelik güveni çok olumsuz yönde etkiledi.
28 Şubat 2018’de, ÖVP/FPÖ federal hükümeti döneminde, BVT binaları ve çalışanların çeşitli özel daireleri, FPÖ üyesi İçişleri Bakanı Herbert Kickl talimatıyla, sokak suçlarıyla mücadele [EGS] görev gücünden memurlar tarafından arandı. Ev aramalarının nedeni, mevcut koalisyon hükümetine karşın, Mali ve Yolsuzluk Başsavcılığı’nın [WKStA] görevi kötüye kullanma iddiasıyla yaptığı soruşturmaydı.
Ancak FPÖ üyesi İçişleri Bakanı Herbert Kickl, polisle birlikte BVT’ye düzenlediği baskınlarda aşırı sağ örgütleri ve dernekleri denetleyen hatta izleyen istihbarat mensupları hakkında bilgi alıp, buna bağlı bilgisayarlara da el koydurmuş ve bu istihbarat çalışanlarının bir çoğunun emekli olmasını, bir çoğunun da daha farklı alanlarda görev yapmasını sağlamıştır.
İstihbarat birimlerine yapılan baskından sonra, AB’ye üye ülkelerin istihbarat teşkilatları, BVT ile hassas hiçbir bilgiyi paylaşmışlardır. AB’nin istihbarat birimlerinin temsilcileri Avusturya’nın AB üyeliğinden dolayı, hassas konuları Avusturya’nın bulunmadığı toplantılarda görüşüp, önemli kararları Viyana’nın resmi temsilcisinin olmadığı ortamlarda ele almaya özen göstermişlerdir.
Viyana’daki terör saldırısı ve daha önce yaşanan BVT skandalları nedeniyle Kurz Başbakanlığındaki Federal Hükümet , BVT’yi yeni bir otoriteye dönüştürmeyi planladı.
Haziran 2021’de, Anayasayı Koruma Dairesi ve iç istihbarat teşkilatı gündemlerinin kapsamlı bir şekilde yeniden yapılandırılmasına ilişkin ilgili hükümet teklifi Bakanlar Kurulu’nda kabul edildi.
Yeni federal yasa Temmuz 2021’de Ulusal Konsey’de kabul edildi ve yeni halef otorite olan Devlet Güvenlik ve İstihbarat Müdürlüğü [DSN] 1 Aralık 2021’de çalışmalarına başladı.
İstihbarat Reformu | Avusturya’da Yeni Bir İstihbarat Birimi Kuruldu
2 Kasım 2020 Viyana saldırısından sonra tartışmaların odağına oturan Anayasayı Koruma Dairesi’nde [BVT], yapısal değişiklikler yapılırken, 1 Aralık 2021’de Devlet Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı Dairesi [DSN] adında yeni bir birim kuruldu.
O tarihte İçişleri Bakanı şimdilerde Başbakan olan Karl Nehammer [ÖVP], Avusturya tarihindeki en büyük istihbarat reformunun hayata geçirildiğini söyledi.
Teşkilat içerisinde yapısal ve örgütsel ayrım anlayışı, Danimarka ve İsviçre gibi uluslararası modellere dayandırıldığı belirtildi.
Avusturya tarihindeki en büyük istihbarat reformunun hayata geçildiğinin söylenmesinin üzerinden çok zaman geçmeden, Devlet Güvenlik ve İstihbarat Müdürlüğü [DSN] meclisten daha fazla çalışma alanlarında yasal özgürlük istedi. İstihbarat, saldırıları önceden önleyebilmek için özellikle iletişim ağlarındaki casusluk çalışmaları için yetki isteyen DSN, mevcut durumda sadece yargı kararıyla izin verilen, şüphelilerin telefonlarının dinlenmesi ya da iletişimlerinin izlenmesine direk erişim yetkisi istiyor.
DSN Başkanı Haijawi-Pirchner, federal Truva atı olarak bilinen casus yazılımının kullanılmasına yetki istedi. Ancak, Anayasa Mahkemesi 2018 yılında istenen bu talebi o dönemde güvenlik paketi kapsamı içerisinde bu kısmını iptal etti. Çünkü bir cep telefonuna ya da bilgisayara bu şekilde bakabilen herkes “kullanıcının kişisel tercihleri, eğilimleri, yönelimleri ve tutumları ile yaşam tarzı hakkında sonuçlar” çıkarabilirdi. Kısacası, bu tür önlemler özel hayatın gizliliği hakkına aykırıdır hükmüne vardı.
Sonuç olarak Avusturya istihbaratı yeniden güven kazanmak için yetki sınırlarının genişletilmesini talep ediyor, ancak hukuk devleti yasaları buna izin vermiyor.
Kendisini yeniden ispatlamak isteyen yeni istihbarat yapılanması, her şüpheli tutuklanmasında, büyük bir terör saldırısını engellediğini duyurması olası bir durum. Tabi bu son operasyonun abartıldığı anlamına gelmiyor.. Zira Viyana saldırasını gerçekleştireni ciddiye almamış olmalarının bedeli çok ağır ödendi. | ©DerVirgül