Avusturya, Sınır Dışı Edilen Üç Kız Öğrenciyi Tartışıyor
Üç kız öğrencinin aileleriyle birlikte dün gece sınır dışı edilmesi, Cumhurbaşkanını, koalisyon ortağını ve muhalefeti harekete geçirdi. Sivil toplum örgütleri ve öğrenciler zaten dünden beri sokakta. ÖVP – Yeşiller koalisyon hükümetinin yumuşak karnı olarak nitelenen mülteci meselesi, hükümette yine artçı sarsıntıya neden oldu. Sınır dışı edilen üç öğrenci için kim ne dedi?
Adem Hüyük
Üç öğrenci, ailelerini sığınma taleplerine gelen ret yanıtı nedeniyle, Perşembe günü aileleriyle sınır dışı edildi. Yani Gürcistan ve Ermenistan’a gönderildiler.
Öğrenciler burada okula başlamıştı. Lise öğrencisinin arkadaşları ve öğretmenleri sınır dışı edileceklerin tutulduğu, tutuk evinin önüne gelerek, gönderilmelerine engel olmak istediler.
Sadece öğrenci ve öğretmenler değil, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve hatta koalisyon ortağı Yeşiller partisi mensupları.
#Österreich | Hinter dem Fenster oben links sitzt #Tina (12) mit ihrer Familie, wo sie auf die Abschiebung wartet. Die KlassenkollegInnen des #Gymnasiums Stubenbastei winken ihr zu. pic.twitter.com/WWDe1XPQPn
&mdash Der Virgül (@HaberVirgul) January 28, 2021
Başbakan Yardımcısı Werner Kogler (Yeşiller) devreye girdi ve içişleri bakanıyla görüştüğünü söyleyerek, sığınma talebinin tekrardan gözden geçirileceğinin sözünü aldığını duyurdu.
Ancak, Şansölye Yardımcısı Werner Kogler, “iyi entegre olmuş kızların sınır dışı edilmesinin insanlık dışı ve sorumsuz olduğunu” söyledi bugün – öğrenciler sınır dışı edilmişti.
Sosyal İşler Bakanı Rudolf Anschober (Yeşiller) ve Yeşiller grup başkanı Sigrid Maurer arka planda İçişleri Bakanı Karl Nehammer’i (ÖVP) sınır dışı etme olaylarını gözden geçirmesi için ikna etmeye çalıştı.
İşe yaramadı – öğrenciler sınır dışı edildi.
Yeşiller büyük ortağından umudunu kesmiş, daha da kötüsü kandırılmıştı. İnsan hakları kapsamında yıllarca mülteci yanlısı siyaset yapmış, bu değerler üzerinden oy toplamış, uluslararası çevre edinmişti.
Yeşiller partisinin önünde fazla seçenek kalmamış, ya koalisyonu dağıtacak ya da sineye çekecekti.
Yeşiller şimdilik ikinciyi seçmiş görünüyor.
Cumhurbaşkanı İsyan Etti
Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen yayınladığı bir video aracılığıyla, “Bunun bu biçimde gerçekten gerekli olduğu bir ülkede yaşadığımıza inanamıyorum ve inanmayacağım” dedi.
Cumhurbaşkanı, “Birbirimizle saygılı, insani bir etkileşim yolu bulmalıyız.
Özellikle çocuklar ana kurbanlar olduğunda.” İfadesini kullandı.
Gelişmeler karşısında resmi bir sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, en azından net bir duruş sergilemiş oldu.
Teröristlerin Silah Almasına İzin Veriyorsunuz! Ama Çocuklara Çok Sertsiniz
Sosyal Demokrat Parti Başkanı Pamela Rendi-Wagner, Bir anne olarak, iyi entegre olmuş çocukların hayatlarından alınıp yabancı bir ülkeye gönderilmesi beni hayrete düşürdü diyerek, Viyana saldırısına atıfta bulunarak: ‘’ Şüpheli teröristlerin silah satın almasına izin veriyorsunuz.
Ama çocuklarla gelince çok sertsiniz’’ ifadesini kullandı.
Als Mutter macht es mich fassungslos, dass gut integrierte Kinder aus ihrem Leben gerissen und in ein fremdes Land abgeschoben werden. Warum lässt man mutmaßliche Terroristen Waffen kaufen, aber bei Kindern gibts die volle Härte? (prw)
&mdash Pamela Rendi-Wagner (@rendiwagner) January 28, 2021
Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, “Acımasız sürgünlerin” geri çekilmesini talep etti.
Yeşiller Partisi çevre sözcüsü Lukas Hammer, geceyi tutuk merkezinin dışında geçirdi ve protesto etti.
Tina’nın polis tarafından sınır dışı edilmesine oldukça kızan Hammer, söylenmesi gerekeni ilk söyleyen siyasetçi oldu: Şimdi bu yapılanın siyasi sonuçları olmalı! Dedi.
Perşembe gecesi merkezin önünde toplam üç kız öğrencinin Gürcistan ve Ermenistan’a sınır dışı edilmesine karşı protestolar düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Van der Bellen, pek çok kişinin kendi tutumunu paylaştığını bildiğini vurgulaması önemliydi: ‘’Papa dahil olmak üzere belediye başkanları, iş dünyasından, sendikalardan, eyalet siyasetçilerinden, piskopos ve papazlar. Ve hepsinden önemlisi okul arkadaşları, öğretmenler, ebeveynler ve tabii ki vatandaşlar.’’
Van der Bellen, yayınladığı videolu mesajın son bölümünde, ideolojik alt yapısına ve hümanist kişiliğine yakışanı yaparak: ‘’ Avusturya’yı güçlü kılan, birlikteliği ön plana koymamızdır.
Önce insanlığı görelim.
Bu değerleri savunmaktan vazgeçmeyelim.” Çağrısında bulundu. |virgül