Avusturya’da yaşayan Türkiye kökenliler herkesi ters köşe yaptı

Avusturya’daki Türkiye kökenlilerin aşı olma oranı diğer göçmen ve yerli halktan yüksek. Çeşitli kesimler “pastadan pay alırcasına” aşılama oranının yüksek oluşunu kendi çalışmalarına bağlarken, Avusturya medyası, eğitim seviyesi düşük olarak görülen göçmen bir grup nasıl olurda yerli halktan daha fazla aşıya duyarlı olabilirin peşine düştü. Keramet aşı kampanyalarında mı? Aşılama konusunda Türkiye kökenliler yüzde 73,2 oranla nasıl ters köşe yaptı?

Avusturya’da yaşayan Türkiye kökenliler herkesi ters köşe yaptı

Adem Hüyük 

Bilim Bakanlığı, Avusturya İstatistik Kurumu’ndan ülkedeki aşılanma oranını etnik kökene göre araştırmasını istemesiyle oluşturulan rapor, Avusturya gündeminde edata şok etkisi yarattı. Hemen hemen her konuda olumsuzluk örneği olarak sunulan Türkiye göçmenleri, listenin başına oturmuş ve nüfus oranına göre hesaplandığında yerli halktan dahi fazla aşılandığı görülmüştür. 

Avusturya İstatistik Kurumu raporuna göre, ülkede yaşayan göçmenler arasında en büyük üçüncü etnik grup olan Türkiye’den gelenler yüzde 73,2’lik bir aşılanma oranıyla lider durumda. 

İstatistikler başta Avusturyalı çevrelerde büyük bir şaşkınlık yaratırken, Türkiye göçmenlerini temsil ettiğini ileri sürenler arasında da başarıyı kendi hanelerine yazma yarışını başlattı. Bilir kişiler analizler yapmaya çalıştı, belediyelerin aşı kampanyalarına övgüler yağdırıldı ve göçmen medya kısmen de olsa övüldü. 

Aşıyı olan Türkiye göçmenleri üzerinden büyük bir siyasi rant kavgası başladı ve uzun sürede bu paylaşım savaşı devam edecek gibi. 

Keramet Aşı Kampanyalarında Olsaydı Ülkenin Tamamı Aşılanırdı

Yüzde 73,2’nin çıkar kavgasını sürenler, aşı kampanyalarını iyi yaptıklarını ileri sürerek, kendi çalışmalarının sonuçları ile gurur duydular. Onlar gurur duymaya devam ede dursun, biz Avusturya’da gerçekten büyük bir aşı kampanyası yürütüldüğünü biliyoruz. Öyle ki yakın zamanda zorunlu aşılanma yasası çıkmadan önce bile, aşı olanlara hediye çeki verilmesi düşünülüyor. 

Ancak, ülkede en büyük aşı kampanyası yerli halk gözetilerek yapıldığı yadsınamaz bir gerçek. Ve yine hükümet ve eyaletler her göçmen grubun ana dilinde aşı kampanyası yürüttüğü de biliniyor. Burada anlatmak istediğim Türkiye göçmenlerine, diğer etnik grup ve yerli halk için yürütülen aşı kampanyasından farklı bir şey veya fazladan bir bilgilendirme yapılmadı. Türkiye göçmenlerini diğer etnik gruplardan ayıran istisna avantaj sadece Türkçe haber akışının daha yoğun olmasıdır. 

Bu durumda, yüzde 73,2’lik bir aşı oranını yakalayan Türkiye göçenlerinin başarısı, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi yürüttükleri aşı kampanyasının başarısı değildir. Yürütülen kampanyaların faydası olmamıştır demiyorum. Faydası kaçınılmaz olarak mutlaka olmuştur. 

Ama keramet yürütülen aşı kampanyalarında olsaydı, yerli halk ve diğer göçmen gruplarında aşılama oranı yüksek olmaz mıydı? 

Aşı Olanların Hiç mi Başarısı Yok? 

Herkes kendisine bir pay çıkartmanın derdine düştüğünden, başarının gerçek kahramanları unutulmuş, onlar kampanyalarla aşı olmaya razı edilmiş gibi bir hava yaratılmak istenmekte. Oysaki ülkenin dört bir yanında yaşayan Türkiye göçmenleri kendi hür iradesiyle aşı olmaya gitmiş ve sağlıklı yaşamanın ve toplumsal sorumluluğun görevlerini yerine getirmiştir. Hiç kimse buraya değinmiyor. 

Aslında herkes ters köşe oldu. Türkiye göçmenlerini her fırsatta hor gören, eğitim seviyesi düşük eleştirisi getiren ama bunun değişmesi için hiçbir çaba sarf etmeyenler, başarıyı aşı olanlarda değil, onları temsil ettiğini ileri süren siyasi rantçılara bağlamaya çalışmaktalar. 

Onlar için ters köşenin en acıtan yanı ise, Avusturyalıların okuma oranının yüksek oluşu ama buna paralel olarak aşı oranının bir o kadar düşük olmasıdır. 

Eğitim Seviyesi Yüksek – Aşı Oranı Düşük

Avusturya’da aşı karşıtlığı üzerine halihazırda yürütülen araştırmaya göre aşıya en çok karşı olanlar daha az eğitimli ve 25-34 yaş aralığında olanlar. Ülkenin sağlık sistemi ve politik kurumlarına olan güven oranın yüksek olması bile, aşı karşıtlığının kısa sürede ülkede yaygınlaşarak, pasif bir direnişe geçmesini engelleyemedi. Diğer yandan, aşı karşıtlığının Covid-19 pandemisinden önce de yer yer kendisini gösterdiği biliniyordu. 

Zira Avusturya’da pandemi öncesinde grip aşısı (ücretli) yaptıranların oranı yılda yüzde 10’u geçmiyordu. Ülkede en çok vurulan aşı ise kene (Zecke) aşısıdır. Avusturya’da öldürücü kenelerin var olması, kene aşısına olan rağbeti artırarak, belirli tarihlerde ortalama yüzde 60 ila 80 arasında bir aşılama oranına eriştiği görülmekte. Araştırma sonuçları Avusturya’da aşı karşıtlığının pandemi öncesinde de var olduğunu gösteriyor.

Uzmanların eğitim seviyesine göre aşılanma grafiği çizmesi, Avusturya’nın eğitim seviyesiyle çelişiyor olması da bir başka soruyu beraberinde getiriyor. Zira yaptığım araştırmada, Avusturya’da okuma oranı çizelgesi, aşılanma oranına göre çok farklı bir şekil almakta. 

Nüfusunun dokuz milyona yaklaşan ülkede bir milyondan fazla üniversite ve bir o kadar yüksek okul, 140 Bin akademisyen, 1.2 Milyon Matura, 650 Bin Yüksek Meslek, 500 Bin Lise, Bir Milyon Meslek Ortaokulu, 2.3 Milyon Çıraklık Okulu mezunu olan bir ülkede, aşı oranının yüzde 67’lerda kalması düşündürücü.

Peki Başarının Sırrı Ne?

Türkiye göçmenlerinin aşılanma oranın yüksek olmasının arkasında yatan, yapılan aşı kampanyaları, el yordamıyla kampanyalara katılımı sağlanan dernekler, Türkçe haber akışı, hükümetin ve eyalet hükümetlerinin ana dilde bilgilendirme gibi birçok etken var. Ancak bu çalışmalar diğer etnik gruplar içinde yapıldı – aynı sonuç alınamadı…

Türkiye göçmenlerinin en büyük özelliği, Türkiye ile olan duygusal bağıdır. Bu bağ her nerede yaşanırsa yaşansın, bir çok kararda Türkiye esas alınır ve ana vatan gözetilerek sonuca ulaşılmaya çalışılır. Türkiye’nin içinde bulunduğu veya Türkiye’nin bir gelişmeye bakışı, burada yaşayan insanlara ‘doğal’ bir perspektif sunmuştur. Daha anlaşılır kılarsak Şayet Türkiye geleneğinde aşı karşıtlığı Avusturya’da olduğu kadar yoğun olmuş olsaydı. Bugün yüzde 73,2’lik bir oran yakalamak hayal olurdu. 

Oysa Türkiye’de Korona aşısı konusunda en az iki doz aşı olmuş 18 yaş ve üstü nüfus oranı 83.08’dir. Bu rakam Avusturya ile kıyaslandığında neredeyse yüzde 15 fazladır. Öte yandan sadece Korona aşısında değil, diğer aşılanma oranlarında da Türkiye Avusturya’nın önündedir. 

Bir Diğer Etken Medya 

Avusturya medyasında gazeteci arkadaşlarımız bize bu oranın başarısını sorduklarında, verdiğimiz yanıt: Neden şaşırdınız? Olmuştur. Çok gelişmiş ülkelerin içinde bulunduğu ve kimi zaman farkında olmadıkları bir kibirle olaya yaklaştıklarından, araştırma yetilerini kaybeden arkadaşlarımıza, aşının ülkelerdeki tarihsel gelişimini araştırmalarını önerdik. 

Diğer yandan önemli bir olgu ise, Türkçe haber medya gruplarının komplo teorileri ve aşı karşıtlarına karşı aldıkları tutum, “farkında olarak veya olmayarak” bilim yanlısı haberlerinden dolayı, Türkiye göçmenleri arasında komplo teorileri yayılmamış, insanların aşı karşısındaki endişelerinin korkuya ve nihayetinde aşı karşıtına dönüşmesini engellemiştir. Yine yukarıda belirttiğim gibi, Türkiye geleneğinde aşı karşıtlığı ve komplo teorilerine, içerik olarak bir karşı çıkış olmaması ancak geleneksek otoriteye karşı sorumluluk duygusu, bu tür akımları dışlamıştır. 

Sonuç 

Avusturya’da Türkiye kökenlilerin yüzde 73,2 aşılanmış olması, Türkiye’den kalan gelenekler, Avusturya’da aşı kampanyalarının kapsamı ve Türkçe bilgilendirme yapılmasının ışığında, Türkiye toplumunun kendi iradesinin başarısıdır…| © DerVirgül

Yayınlama: 31.12.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.