Casuslar nasıl çalışıyor?
Eğer casusluk hikayeleri ve sırlarından çok etkilenen bir macera tutkunuysanız, bunun için Washington uygun bir yer. Hatta yeryüzünde bu konuda beklentilerinizi karşılayacak daha iyi bir yer yok.
Turistler ile ABD vatandaşlarına özel olarak düzenlenen ve onları heyecan verici bir yolculuğa çıkaran çok sayıda tur düzenleniyor.
ABD’deki en ünlü casusluk noktalarının gezildiği bu yolculuğa, eski bir istihbarat ajanı rehberlik ediyor.
Gezi, Japonların İkinci Dünya Savaşı öncesinde casusluk yaptıkları, tarihi “Alban Kuleleri”yle başlıyor, Rus Büyükelçiliği’yle devam ediyor ve ABD’li yetkililerin en son ortaya çıkardığı Çinli casusluk noktasıyla sonlanıyor.
Öğleden sonra Washington’ın merkezine doğru yol alabilirsiniz.
Burada farklı uyruklardan ziyaretçilerin, 162 milyon dolara ulaşan bir maliyetle restore edilip geliştirildikten sonra bir ay önce tekrar açılan Uluslararası Casusluk Müzesi’nin önünde sıra olduklarını göreceksiniz.
Burada istihbarat konulu onlarca başarı ve başarısızlık hikayesine tanık olacaksınız.
Independent Arabia’dan Tarık eş-Şami’nin haberine göre, şayet Washington’da ya da ABD Ulusal Güvenlik ve İstihbarat merkezlerinin yer aldığı Maryland ve Virginia eyaletleri banliyölerinde yaşıyorsanız, size işlerinin tam olarak ne olduğunu açıklamayan komşularınız olabilir.
Belki Ulusal Güvenlik Kurumu’nda yapılan tatbikatlardaymış gibi peş peşe giden karanlık camlı “minibüsler” de dikkatinizi çekebilir.
Sağa sola bakınırken başınızın üstünden uçan siyah helikopterlerin sesinden ürkebilir ve dehşete kapılmış bir şekilde bu uçakların neyi hedeflediğini sorgulayabilirsiniz.
10 binden fazla casus
Kimse sizi hiçbir şekilde delilikle itham edemez. Zira herkes, dünyanın en etkin şehrinin dünyanın dört bir yanından çok sayıda casusu barındırmasının normal bir şey olduğunun farkında.
ABD istihbaratı ile çeşitli kurumlarının faaliyetlerini belgeleyen bir tarih ve eğitim merkezi olan Casusluk Müzesi’nin değerlendirmelerine göre Washington’da görevlendirilen 10 binden fazla casus var.
ABD toprakları üzerindeki casusluk faaliyetlerini gözlemlemek ve ortaya çıkarmaktan sorumlu olan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da bu rakamı onaylayarak, ekonomi ve sanayi alanında casusluk faaliyetlerinin görülmemiş bir düzeye ulaştığını belirtti.
Casusluk faaliyetleri listesinde Çin başta olmak üzere pek çok ülkeden yüzlerce casusun varlığına işaret ediliyor. CIA eski yetkilisi Robert Wallace’in, Washington’daki Casusluk Noktaları: Başkentin Gizli Tarih Rehberi (Türkçeye, Casusluk: CIA Kendini Anlatıyor şeklinde tercüme edildi) adıyla kaleme aldığı kitabında belirttiğine göre casuslar her yerde!
Wallace’in ifadesine göre evinize birkaç adım mesafede bir casusluk merkezi bulma şansınız en az yüzde 100. Casusların diplomatik bir kimlikle veya yabancı bir istihbarat merkezinin asli üyesi olarak çalıştığı şeklindeki geleneksel algının aksine bir üniversite öğrencisi, bitişik evdeki komşunuz ya da futbol turnuvalarına beraber katıldığınız bir arkadaşınız casus olabilir.
Casusluk faaliyetlerinin gizli yapısının yanı sıra teknolojik gelişme ve ileri beceriler üzerine casusluk eğitimi sebebiyle bu kimseler, farkedilmez.
En tehlikeli casuslar
Geçmişteki ve halihazırdaki istihbarat yetkilileri, çeşitli ülkelerin ABD’nin başkentine, en becerikli casuslarını gönderdiğini düşünüyor.
Gizlilik konusunda usta olan bu casuslar, farklı kimlikler altında faaliyet göstererek, temas halinde peşlerine düşmeyi mümkün kılacak hiçbir iz bırakmıyorlar.
Bu süreçte teknolojik gelişmeler, şifreli platformlar ve karmaşık logaritmaların desteğine başvuruyorlar ve bu durum, FBI’ın onları tespit edip yakalama olasılığını da zorlaştırıyor.
Washington’da 175 elçilik ve diplomatik temsilcilik bulunuyor.
Bununla birlikte Büyük Washington’da onbinlerce yabancı öğrenci, çok sayıda ticari proje sahibi ve iş adamı mevcut.
Bunların birçoğu yabancı istihbarat servisleri ile iletişim halinde ve gece gündüz sır hırsızlığı yapmak ve bilgi-belge toplamak için çabalıyor.
Bundan dolayı Büyük Washington’da yaşayan 6 milyonu aşkın kişi arasından onları bulma zorluğu artıyor.
Moskova’nın temel hedefi
Rus istihbaratına başkaldıran en ünlü Rus casusu Sergey Tracikov, 2010 yılında sürpriz bir şekilde ölmeden önce Moskova’nın ana hedefinin ABD olduğu için oraya en iyi casusların gönderildiğini, zira Soğuk Savaş’ın henüz sona ermediğini söylemişti.
Tracikov, o dönemde ABD basınına yaptığı açıklamada, ‘ABD Başkanı Bill Clinton hakkında casusluk yapmak ve Ruslardan ne sakladığını öğrenmek için dönemin Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’den talimatlar’ aldığını ifade etmişti.
Rusya’nın ABD topraklarında yüzlerce casusu var. KGB’den geriye kalan Rus Dış İstihbarat Organı SVR’ye doğrudan bağlı olan bu casusların sayısı 175 ile 200 arasında değişiyor.
Kısa bir süre önce Washington’da yaşayan ve Rus hükümeti için çalıştığını kabul eden Maria Butina da onlardan yalnızca biri.
Eski bir CIA yetkilisi John Sipher’e göre Rusların temel odak noktası, şimdiye dek temel düşmanları olarak gördükleri ABD.
ABD’li yetkililer, Amerikan güvenlik ve istihbarat teşkilâtı subay ve yetkililerini istihdam etmeleri başta olmak üzere en meşhur Rus ve Sovyet casusluk hikayelerini dile getiriyor.
Böylesi memurlardan biri olan ve gönüllü olarak önce Sovyetler Birliği, daha sonra Rusya’ya casusluk yapan eski bir CIA çalışanı Aldrich Ames, Moskova’ya Rusya’da çifte ajanlar hakkında önemli bilgiler sunmuş ve bu durum, faaliyetleri açığa çıktıktan sonra Washington ile bağlantılı 100 casusun Rusya tarafından tutuklanmasına yol açmıştı.
CIA Direktörü, bunu, Ames’in 1995 yılında tutuklanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasından sonra itiraf etti.
Rusya’nın meşhur casusluk hikayelerinden bir diğeri de Robert Hanssen vakasıdır.
FBI’ın casuslukla mücadele biriminde çalışan Hanssen, 50 bin dolar karşılığında gizli belge kaçakçılığı yaparken suçüstü yakalanarak, 2002 yılında ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi.
Çinliler bizi ele geçirmek istiyor
Eski bir CIA çalışanı Douglas Wise, ABD’nin en büyük iki düşmanının Rusya ve Çin olduğunu düşünüyor. Wise’a bu düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Bu iki ülkenin her ne kadar taktik ve yöntemleri farklı olsa da hedefleri bir. Ruslar, ABD’yi yıkmak istiyor; Çinliler ise ele geçirmek.”
FBI Direktörü Christopher Wray, yaklaşık bir sene önce ABD Senatosu İstihbarat Konseyi karşısında verdiği ifadede, casusluk kampanyalarına güçlü katılımları ve etkilerinden ötürü ABD’deki yoğun Çin varlığı konusunda uyararak şöyle konuştu:
İyi niyetli akademisyenler, Çin istihbarat üyelerine bilgi toplama ve başta araştırma-geliştirme merkezleri olmak üzere saygın üniversite toplumuna sızma imkanı verdiler. Öğrenciler, üniversite hocaları ve Çinli ajanlar, istihbarat toplamada ortak hareket ediyor.
Hassas noktalarda görevlendirilmeleri
FBI’ın en çok korktuğu şey, casusların, ABD’lileri kandırarak kendileri için çalışmaya ve sırların çalınmasında kendilerine destek olmaya ikna etmeye odaklanmalarıdır.
Böyle bir şey yapmalarından çekinilen temel kitle, özellikle CIA’de hassas mevkilerde bulunanlar ya da daha önce bu teşkilata hizmet ederek en tehlikeli ve hassas sırlara erişmelerini sağlayan en üst düzey güvenlik incelemelerinin bilgisine sahip olanlar.
İşten çıktıktan sonra mali durumlarını iyileştirmeye çalışan emekliler ve emeklilik sınırına yaklaşanlar söz konusu olduğunda bu risk artıyor. Hele de yabancı casusların bunu anlayıp sosyal medya üzerinden kendileri ile iletişim kurarak onları para ile kandırıp faydalanmaya çalıştığı bir zamanda.
Çin asıllı bir Amerikalı olan Jerry Chung Lee örneğinde bu yaşandı. Lee, 2007 yılına kadar CIA’de çalıştıktan sonra Pekin’in hizmetine girdi ve Çin’de CIA için çalışan 20 muhbiri ifşa etti.
Bu durum, bu muhbirlerin ABD istihbaratının en başarısız ve kötü operasyonlarından birinde öldürülmelerine ya da tutuklanmalarına sebep oldu.
Bununla birlikte Jerry, tutuklanarak, Virginia’nın kuzeyindeki bir mahkemede suçunu itiraf etti.
Jerry’nin görevi bu kadarla sınırlı değildi. Nitekim yalıtım malzemeleri alanında uzman bir iş insanı olan Robert Moore örneğinde de görüldüğü üzere Jerry, ABD’lileri kendisine çekmek ve parayla kandırmak için de faaliyet yürütüyordu.
Hikaye şöyle:
Jerry, Robert ile iletişime geçerek, kendisinin LinkedIn internet sitesindeki özgeçmişini beğendiğini söyleyerek, Şangay’da bir yalıtım malzemeleri fabrikasında müdürlük teklif ediyor.
Ancak Robert, o zaman işinde kızının Princeton Üniversitesi’ndeki eğitim masraflarını karşılamasına yardım edecek bir terfi beklediği için bu teklifi reddediyor.
Robert, beklediği terfiyi alamayınca Jerry ile tekrar iletişime geçiyor.
O sırada Jerry de Robert’a yarısı Amerikalı şirketinin yalıtım alanındaki teknolojik sırlarını çalması, diğer yarısı da Şangay’da benzer bir fabrika kurmaları için Çinlilere yardım etmesi karşılığında ödenmek üzere senelik 200 bin dolar maaş teklif etmek için kendisini bekliyordu.
Washington’da casuslukla mücadeleden sorumlu özel FBI yetkilisi Brian Dugan, ABD’nin başkentindeki yerel bir radyoya yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“LinkedIn sitesi ile başka sosyal iletişim siteleri, yabancı istihbarat ağlarının, gizli bilgileri öğrenebilecek Amerikalıları bulmaya çalışırken başvurdukları ana kapıdır.
Zira insanlar, LinkedIn vb. sitelerde önceden ne tür işler yaptıklarını ve onları farklı kılan becerilerini paylaşıyorlar.
Böylesi bilgiler, kimin resmi bir görevde bulunduğunu, kimin hassas organlarda gizli bilgilere erişim imkanına sahip olduğunu öğrenmek için hayati öneme sahip anahtarlardır.”
Paraya ihtiyacı olanlardan faydalanma
Paraya olan acil ihtiyaç da Amerikalıları en çok korkutan şeylerden biri.
Daha birkaç ay önce eski CIA çalışanı Kevin Mallory, bu kategoride değerlendirilebilecek bir örnek olay yaşadı.
Bu hikayenin ana itici gücü de para ihtiyacıydı.
Şöyle ki 230 bin dolarlık ağır bir borcun yükü altındaki Mallory, iş hayatında patronları tarafından kötü değerlendirilerek, hak ettiklerini elde edemediklerini düşünen kişilerin peşine düşen casus avcılarının kolaylıkla nüfuz edebilecekleri bir konumdaydı.
Kevin Mallory, emekli olduktan beş sene sonra, Çinlilere gizli bilgiler sağladı. Ancak Çinlilerle iletişime geçerken gizli ve şifreli olduğunu düşündüğü elektronik araçlar kullandığı için çok geçmeden FBI ajanları tarafından yakalandı.
Mahkemede yargılandıktan sonra 20 yıllık hapis cezasına çarptırıldı.
Mallory’nin Virginia’nın kuzeyinde bulunan Leesburg bölgesindeki komşuları tarafından sevilmesi şaşırtıcı değildi.
Zira komşularına olduğu kadar göçmenlere yardım etmeyi de severdi. Üstelik kilisede düzenli olarak dua eden dindar bir insandı da.
Washington’daki güvenlik uzmanlarına göre bu erdemler, şüphe çekmemek adına casusların genelde başvurdukları bir gizlenme yöntemidir.
Görüldüğü üzere Çin casusluk operasyonları, yoğun ve çok yönlü. Bazılarının sandığı gibi son 10 yılda başlamayıp tarihi, daha da geçmişe dayanmaktadır.
Nitekim Nusher Guadia, 2005 yılında FBI adamlarından aldığı emri açık ettikten sonra casuslukla suçlanıp 32 yıl hapis cezasına mahkum edildi.
Guadia, savunma sanayisinde uzmanlaşmış Northrop Grumman çalışarak, B2 bombardıman teknolojisinde uzmanlık elde etti.
Bununla birlikte 2003 yılından sonra birkaç kez Çin’e giderek Pekin’e Cruise füzelerinin üretilmesi için yardımcı olan gelişmiş teknoloji sırlarını sundu.
Usta bir casuslukla geçen 15 yıl
FBI yetkilileri, herhangi bir anda düşmanla işbirliği yapmaya karar veren kimseleri tespit edip tutuklamaya ve yargılamaya hazır olduklarını söylese de düşman kavramı yalnızca Rusya ve Çin ile sınırlı değil. Nitekim Küba, Venezuela, İran ve Kuzey Kore gibi ABD ile bir gerilim hattında bulunan başka ülkeler de var.
FBI ajanları, ABD tarihinin en büyük casusluk operasyonlarından birine karışan ve Eylül 2001’de tutuklanan Ana Belen Montes vakasını unutmuş değil.
Montes, DIA adlı savunma istihbarat örgütünde veri analizi yapan üst düzey bir çalışandı.
Kimseye yakalanmadan 15 yıl boyunca gizliliğini koruyan Montes, casuslukta ve herhangi bir denetim eyleminden kaçmakta ustaca hareket ediyordu.
Herhangi bir gizli belgeyi gerek alışıldık yollarla gerekse de elektronik ortamda iş dışına çıkarmak istemiyor, bunun yerine önemli bilgileri aklında tutarak evine döndüğünde bilgisayarına tekrar yazıyor ve bunları şifreli disklerde depoluyordu.
Sonra da radyo dalgaları yoluyla kendisine gönderilen kodlu sinyaller üzerinden teslim tarihinin belirlenmesini bekliyor ve diskleri, Washington metro duraklarına yakın lokantalarda buluştuğu Kübalı ajanlara teslim ediyordu.
Montes, ABD istihbaratında da yetkinliğiyle tanınıyordu.
Güvenlik yetkilileri, siyasi görüşleri ve Orta Amerika ülkelerinin meselelerine duyduğu sempatiden dolayı ondan şüphe edip hassas bilgileri edinmesinden yana endişe duysalar da bu önemli bilgileri yabancı istihbarat organları ile paylaştığını düşünmek için güçlü bir sebepleri yoktu.
Bu yüzden Montes’in takibine başlanmadı.
Ta ki güvenlik teşkiltındaki iş arkadaşlarından biri, içgüdüsel olarak Montes’in Küba istihbaratının etkisi altında çalışabileceğini dile getirene kadar…
Müttefikler de casusluk yapıyor
Casusluk faaliyetleri düşmanlarla sınırlı değil. Nitekim dostlar da casusluk yapıyor ama genelde diplomatik temaslar ve ülkeler arasındaki işbirliği göz önünde bulunduruluyor.
Ancak bu durumun istisnaları mevcut.
Dostlar arasındaki casusluk hikayelerinin en bilineni, Jonathan Pollard vakası.
ABD donanmasında istihbarat analizcisi olarak çalışan Pollard, 1984 yılında İsrail İstihbarat Teşkilatı Mossad’a gizli belgeler teslim etmeye başladı.
Pollard, 1985 yılında tutuklanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
İsrail’in onun serbest bırakılması için defalarca teşebbüs ve baskıda bulunmasına rağmen Amerikalı yetkililer, İsrail’in bu taleplerini her defasında reddetti.
Onun serbest bırakılması için yapılan baskılar, tutukluluğunun üzerinden 30 yıl geçmişken Barack Obama döneminde ancak meyvesini verdi.
Şartlı olarak serbest bırakılan Pollard, şu an New York’ta bir yatırım bankasında çalışıyor.
Casusluğun geleceği
Teknolojinin daha da karmaşıklaşması, logaritmaların ve şifreleme yöntemlerinin gelişmesi ile birlikte ABD’li yetkililer, vatandaşlarına yüz yüze işe alım süreçlerinin henüz miadının dolmadığını hatırlatıyor.
Bununla birlikte modern sosyal iletişim ve gelişmiş teknoloji araçları üzerinden casusların işe alınmasında bir artış yaşandı.
Bu durum, gelecekte çok para ve kolay bir hayat arzulayan daha fazla Amerikalının istihdam edilmesine katkı sağlayabilir.
Hele de işe alma ve kandırma süreçlerini gerçekleştirenlerin çoğu, bunu uzaktan, farklı ülkelerden yapıp yüzünü göstermesi gerekmezken.
Siyasi ve ekonomik rekabetin yoğunlaşması ve askeri yarışın arttığı bir durumda, ABD de diğer ülkelere yönelik casusluk faaliyetlerde bulunuyor.
ABD’li yetkililer, bir nevi Çin’in casusluk tehditlerini azaltmak adına vatandaşlarından telefon ve bilgisayar gibi Çinli teknolojileri kullanmamasını talep ediyor.
Nitekim FBI, 2014 yılında bir açıklama yayınlayarak, ABD’lileri, Çin adına çalışan casuslara konusunda uyardı.
FBI, uyarılarını ara sıra yineleyerek, en yüksek güvenlik iznine sahip olanların bu uyarıyı dikkate almasını ve yabancı istihbaratın cömert tekliflerini kabul etmemelerini talep ediyor.
Aksi taktirde, düşman güçlerin paralarıyla yurtdışında sınırlı bir tatil kazanmak yerine ABD cezaevlerinde uzun bir tatil elde edeceklerini de söylüyor.