Düşük Ücretle Çalıştırmaya Daha Az, İşsizler İçin Daha Fazla Ceza

Adem Hüyük 

Şu anda işçiler her yönden iktidarın saldırısına uğruyor. 

Ulusal Konsey’de ücret ve sosyal damping cezasını önemli ölçüde zayıflatmaya karar veriyorlar.  

Öte yandan, AB düzeyinde, Tarım Bakanı Köstinger, tarım sübvansiyonlarının iş kanununa uygunluğa bağlanmasını engellemeye çalışıyor. 

İş arayanlar için işleri sıkılaştırma ve ücret baskısını daha da artırma planları da yapılmakta. 

ÖVP ve Yeşiller, Ulusal Konsey’de ücret ve sosyal damping için birikim ilkesini ortadan kaldırdı.  

Bu, gelecekte şirketlerin yasa dışı olarak düşük ödeme yapmaları, çalışma standartlarına uymamaları veya çalışanlarının çok uzun süre çalışmasına izin vermeleri durumunda önemli ölçüde daha az para cezası ödemek zorunda kalacakları anlamına geliyor.  

Asgari bir ceza da yok – bazı şirketler ceza almadan kurtulacak.   

Dört çalışanına yasalara uymayarak düşük ücret ödeyen biri, geçmişte 8.000 ila 80.000 Euro arasında ceza ödemek zorundaydı.  

Bu para cezası 0 ila 20.000 Euro arasına indirilecek.  

100 çalışanı olan işverene daha da sert düşüş: Eskiden 200.000 ila bir milyon Euro arasındayken, şimdi 0 ila 100.000 Euro arasında bir para cezası öngörülecek.  

Bu, şirketler iş kanununu hiçe sayarak ceza yeseler bile, ekonomik kazanç sağladıkları anlamına gelmesi demektir. 

Zira, işçilerine hak ettiklerinden daha az ücret ödeyen ve daha çok çalıştıran işveren, şikayet edilmesi durumunda bile, işçilerin üzerinden yaptığı haksız kazanç sayesinde, mevcut durumundan çok bir şey kaybetmiş olmayacaktır. 

ÖVP Daha Öncede Denedi 

Bu, ÖVP’nin ücret ve sosyal standartları ilk kez zayıflatmaya çalışması değil.  Avrupa Parlamentosu Üyesi ve SPÖ parlamento grubunun Ortak Avrupa Tarım Politikası (GAP) müzakerecisi Günther Sidl, bu konuda şunları söylüyor:

Brüksel’de 58 milyar euro’luk AB tarım sübvansiyonunun dağıtımı konusunda pazarlıklar yapılırken, Sosyal Demokratlar basit bir öneriyle geldiler.  Örneğin çalışanlarına çok kötü ödeme yaptıkları veya çalışanlarına çok fazla ödeme yaptıkları için iş kanununa uymayan şirketler artık AB fonları almamalı.

Sidl, “İlk kez, çalışma koşullarını iyileştirmek için AB’deki en büyük finansal kaldıraçlardan biri olan tarım sübvansiyonlarından birinin kullanılması önerildi.” dedi.

Aslında, çok az ret ile karşılanması gereken bir teklif. 

“Bu, Avusturya tarımı için rekabet avantajı bile olurdu. 

Aslında, düzenleme öncelikle Güney Avrupa’daki mültecileri belgesiz ve sosyal güvencesi olmayan karın tokluğuna çalıştıran büyük şirketleri etkileyecekti.

Ancak Avrupalı ​​muhafazakarlar homurdandı.  

Parlamentonun diğer üyelerine, sosyal standartlar ile tarım şirketlerine verilen milyonlarca sübvansiyon arasında hiçbir bağlantı olmaması gerektiğini savundular.

Tarım Bakanı Elisabeth Köstinger (ÖVP), AB Bakanlar Kurulu’nda bu bağlantıyı engellemeye çalıştı.  

Avusturya halkı arasında öneriyi desteklemesine rağmen, daha sonra Brüksel’de frene basıldı.  

Davranışları, çeşitli çevre örgütlerinin geniş bir ittifakı tarafından eleştirildi.  Ancak Köstinger, her şeyden önce, konuyu büyük bir özveriyle ele alan Portekiz başkanlığı nedeniyle başarısız oldu.  

En azından bir uzlaşmaya varıldı.

Açık İş Yerlerinin İki Katı Kadar İş Arayan Var

Tarım ve Turizm Bakanı Köstinger, tarım işçileri için işçi haklarının sıkılaştırılmasına direndiği kadar, şimdi de iş arayanlar için sıkılaştırma için kampanya yürütüyor.  Şu anda turizmde açık iş yerlerinin iki katı kadar iş arayan var. 

Bununla birlikte Tarım ve Turizm Bakanı Köstinger, işsizler için sıkılaştırma çağrısında bulunuyor.  

ÖVP-Wirtschaftsbund’un raporunda, Viyanalı aşçıların bile Tirol’den gelen iş tekliflerini kabul etmek zorunda olduğu aksi takdirde işsizlik maaşlarının bloke edileceği önerisi sorulduğunda, Köstinger, “Kesinlikle sanayi alanında sıkılaşma olacağını tahmin edebiliyorum” yanıtını verdi. ​​

Bakan buradaki makullük düzenlemeleri, gastronomi alanında 1.288,35 €’luk başlangıç ​​ücretlerinin turizm için işçi bulma konusunda yoksulluk sınırı riski altında olduğu gerçeğine değinmiyor.

Çünkü sorun yoksulluk sınırı değil, işsizlik ödeneği kadar maaş ödeyen gastronomi ve otelcilik sektörünün, karın tokluğuna işçi çalıştırarak daha da zengin olmasıdır.|DerVirgül