Gurbetçi mi yoksa Göçmen mi?
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yerleşik hayat süren Türkiye kökenliler, Türkiye cephesinden Almancı veya gurbetçi olarak tanımlanıyor. Peki onlar kendilerini nasıl tanımlıyor?
Adem Hüyük
1960 yıllarından sonra misafir işçi olarak başta Almanya olmak üzere bugün Avrupa Birliği olarak bilinen coğrafyaya Türkiye’den gelen işçilerin torunları, Avrupa’da yerleşik yaşam sürmekte ve dedelerinin ana vatana geri dönme düşüncesinin hayalini bile kurmamaktadır.
Siyasi olarak Türkiye’nin arka bahçesi olarak görülen bu insanlar, yaşadıkları ülkelere en zor uyum sağlayan etnik grup olma özelliğine de sahiptirler.
Türkiye medyası ve Türkiye’de yaşayanlar, Almancı veya gurbetçi olarak tanımladığı yaklaşık beş milyon insanın bir kısmı, özellikle muhafazakâr kesim, bu tanımlamanın etkisinde kalarak kendisini “gurbetçi” olarak görmektedir. Ama tuhaf olan ise, hiçbir kimse ben gurbetçiyim deme yanlısı değildir.
Kendisini daha çok yaşadığı ülkenin ismi üzerinden tanımlamaya çalışması, gurbetçi tanımlamasını özünde kabul etmediğini göstermektedir. Ayrıca bu tanımlamanın, kendilerini ana vatanla ayrıştırdığını düşünmekte. Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin irdelenmesi gereken en önemli yanlarından birisi de ana vatanla olan duygusal bağıdır.
Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin mevcut durumundan yola çıkılarak, onları tanımlamanın “göçmen” ifadesini kullanarak mümkün olduğu kanısı, büyük bir çoğunluk tarafından kabul görse de ısrarla “gurbetçi” denmesinin arkasında yatan gerçek ne olabilir?
Göçmen: Bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden kişi veya kişilerdir. Burada hangi amaç ve şartlar altında gittiğinin bir önemi yoktur. Sonuç itibariyle, sığınma veya ekonomik nedenlerden dolayı gidişlerin ve yerleşik hayat sürülmesinin tanımı göç, dolayısıyla göçenlere de göçmen denir. Gurbetçi terimi, göç veren ülkenin prestij savaşının sonucunda çıkan arabesk bir yaklaşımdan ileriye gitmemektedir.
Muhteşem bir imparatorluğun mirasçıları olarak, ana yurttan göç vermek ve yine bu göçün başlıca nedeni ekonomik nedenlerden kaynaklı olması, psikolojik olarak göç ve göçmen tanımlamasına açılmış bir savaştır. Gurbetçi tanımlaması kendi içerisinde “geri dönüşü, anti-doğal asimilasyonu ve en önemlisi göçün, göç veren ülkenin siyasi yapısından bağımsız olarak, gönüllü bir gidişi” barındırmaktadır. Kısacası “gurbetçi” tanımlaması yaklaşık beş milyon insanın ülke dışında yerleşik hayat sürmesinin verdiği utancı gizlemek için kullanılmaktadır.
Okuyucularımıza sorduk
Türkiye medyası ve Türkiye’de yaşayanlar tarafından “gurbetçi” olarak tanımlanmanın nasıl bir duygu olduğunu, okuyucularımıza yani tanımlanan toplumun kendisine sorduk…
Avusturya ve Almanya’da yaşayan okuyucularımızdan gelen yanıtlara göre, büyük bir çoğunluk kendilerini göçmen olarak görüyor. Öte yandan gurbetçi tanımlamasını benimseyenlerinde olduğu ankette, yanıt verenlerin profillerini incelediğimizde ise gurbetçi tanımlamasını kabul edenlerin daha çok muhafazakâr kesimden olduğu görüldü. |© DerVirgül