“Nasıl açtığın değil, nasıl tuttuğun önemli”

“Nasıl açtığın değil, nasıl tuttuğun önemli”

| Adem Hüyük

Tuttuğu ya da tutmadığı orucu herkese göstermek isteyenlerin, iftar davetlerinde en önde yer kapmaya çalışanların, orucu inanmadıkları halde siyasi gösteriye çevirenlerin gölgesinde, iki genç sessizce bir bankta iftar yapıyordu.

Viyana’nın Favoriten Caddesi her zamanki gibi yoğundu. Bazılarının adımları daha hızlıydı, çünkü iftar saati gelmişti. Birazdan restoranlar dolacak, insanlar oruçlarını açacak ve aynı hızla da boşalacaktı.

Bankta oturan 16 yaşlarındaki iki genç dikkatimi çekti. Ellerinde paket tabaklar vardı: Tavuk döner, pilav ve salata. Yanında da her kampanya menüsünde olduğu gibi bir kutu Fanta.

“İftar mı yapıyorsunuz?” diye sordum.

“Evet” dedi birisi.

Nereli olduklarını ve hangi dilleri konuştuklarını sordum. Suriyeli olan, Almanca, İngilizce, Türkçe ve Arapça bildiğini söyledi. Iraklı olanla Almanca konuşurken, Suriyeli gencin daha önce Gaziantep’te yaşadığını ve Türkçeyi orada öğrendiğini öğrendik.

“Avusturya’da mutlu musunuz?” diye sordum.

Başlarını sallayarak “Evet” dediler. Ama gözlerinde bir yorgunluk vardı. “Genel bir nefretin kurbanı olmaktan yorulduk” diye eklediler.

Eve yetişemedikleri için iftarlarını burada açtıklarını söylediler ve eklediler: “Önemli olan orucu nasıl açtığın değil, nasıl tuttuğundur.”

Yavaşça yanlarından ayrıldım. Eve dönerken 30 yıl önceyi düşündüm. Aynı olmasa da biz de bir zamanlar başkaları yüzünden utandık, suçlandık.

Ve gerçekten haklıydılar: Nasıl açtığın değil, nasıl tuttuğun önemliydi. | ©DerVirgül

Yayınlama: 21.03.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.