Nazi Partisinin Sol Kanadının Tasfiyesi

“Hiç bir yetki yasası, size ebedi ve sarsılmaz fikirleri yok edecek gücü veremez…” *Otto Wels, Alman meclisindeki son konuşması. Hüseyin Bozdağ, Hitler Almanya’sında bir zaman dilimini derledi.

Nazi Partisinin Sol Kanadının Tasfiyesi

Hüseyin Bozdağ

 

Uzun Bıçaklar Gecesi-Röhm-Putsch

 

Bu gün bu yazıyı okuyanlarla, zamanda küçük bir yolculuk yapacağız.

Sanırsam tarihin en eğlenceli kısmı bu.

Bizi zamanda gezdirmesi.

Aslında hangimizin hayali değildir ki zaman yolculuğu? Fakat bunu gerçekleştirecek bir makine henüz icat edilmedi.

Bu yüzden bunu şimdilik yazılarla yapabiliyoruz.

Şimdi zaman makinamızın ibresini1930’lara ayarlıyoruz. Gideceğimiz yer de Almanya.

Umarım bu gezi, hepimiz için heyecanlı ve öğretici geçer.1934 30 Haziranını, 1 Temmuza bağlayan gece, diğer gecelerden daha uzun ve karanlıktı.

Çünkü Almanya’da kanlı bir temizlik vardı.

Nazi partisi, üst düzey isimlerinden ve emektarlarından yüzlerce kişiyi, aynı gece öldürdü. Hitlerin parti içindeki bu temizliği, onun gücüne güç kattı.

Fakat bu temizliğin daha önemli bir sonucu da vardı.

Bundan sonra Nazi partisinin ibresi, burjuva zenginlerinin ve sanayicilerinin belirlediği yönde rahatça ilerleyecekti.

Bu temizlik; parti içindeki anti-kapitalist ve sosyalizmden etkilenmiş kesimlerine yönelikti.

Kendilerini ikinci devrimci diye tanımlayan bu insanlar, Hitleri ve Alman zenginlerini korkutmuştu.

Böylece onların tasfiyesine neden olacak süreç de başlamış oldu.

Şimdi Nazi partisinin bu iki anti-kapitalist-sol önderini biraz tanıyarak başlayalım turumuza.

 

 

Sol Kanadın İki Önderi, Otto ve Gregor Kardeşler

Gregor Strasser, Hitler gibi Güney Almanyalıydı.

O da 1. dünya savaşında gönüllü olarak savaşmış bir Alman milliyetçisiydi.

Yalnız Gregorun eczacıydı ve Hitlere göre daha entelektüel bir karakterdi.

Hitler, Alman siyasetine yaptığı eleştirileri, Versailles anlaşması (ihaneti) ile başlatıyordu.

Gregor ise; savaş öncesi kapitalist sistemi eleştiriyor, kralı ve aristokrasiyi çürümüşlükle itham ediyordu.

Ayrıca Hitlerin anti-kapitalizmi, salt Yahudilerle sınırlıydı.

Hal bu ki Gregor hiç bir sermaye kuruluşunu kayırmıyordu.

NSDAP’nin örgütlenmeden sorumlu önderi olan Gregor, sol Nazilerin dilinde, Alman Stalini olarak anılmıştı.

Kardeşi Otto Strasser ise 1930’da Nazi partisine bir dizi eleştiri yaparak partiden ayrılmıştı.

Otto; Nazi partisinin Alman halkının güvenliğinden öte yayılmacı amaçlar güttüğünü düşünmüştü.

Partinin, Hindistan halkının anti kolonyalist mücadelesine sırt çevirerek İngiltere’yi desteklemesini de eleştirmiş ve bunun anti-emperyalist ilkelerle uyuşmadığını dile getirmişti.

Nazi partisinin, Marksizm ile mücadele ettiği kadar, burjuvalarla mücadele etmediğine inanıyordu.

Partinin dış ve iç ilişkilerinin de burjuvalaştığını düşünen Otto, grubuyla birlikte partiden ayrılıp Kara Cephe’yi kurdu.

Bu kardeşler büyük toprakların ve sanayinin kamulaştırılması gerektiğini söyleyecek kadar söylemlerini keskinleştirmişlerdi.

Bu ise özellikle Alman burjuvazisinin Bolşevizm korkusunu körüklemişti.

İkinci devrimcilerin teorik önderleri Otto ve Gregor kardeşlerdi.

Pratik ve silahlı kanadı ise SA’lardı.(Sturmabteilung).

Bu aşamada, kısaca bu kahverengi gömlekli paramiliter grubu biraz tanımanın yararlı olduğunu düşünüyorum

 

Sturmabteilung (SA)

 

 

NSDAP’nin paramiliter savaş organizasyonu, kasım 1920’de salon ve spor şubeleri olarak kuruldu.

5 Ekim 1921’de Sturnabteilung(SA) olarak isim değiştirdi.

Nazi toplantılarını koruma görevi içerisinde yer aldılar.

Bu organizasyonlardan geliştiler ve çoğaldılar.

Kahverengi gömlekli üniformalarıyla tanınan bu anti-komünist çete, daha sonra çoğalarak 4,5 milyon üyeli radikal bir silahlı güç oldu.(1934) Üyelerin çoğunluğunu işsizler, lümpenler ve işçiler oluşturuyordu.

Örgüt, NSDAP’nin hasımlarına karşı vahşice davrandı ve onlara son derece agrasif bir propaganda işletti.

Bu silahlı güç, 1930’dan beri Adolf Hitlerin kişisel emrindeydi.

SA kurmay başkanı ise 1931’den beri Ernst Röhm’dü (1887-1934).Bununla birlikte SA, 1933’deki iktidarın ele geçirilmesinin en önemli enstürümanı oldu.

1934 haziran/temmuzunda Röhm darbesiyle organizasyonun liderleri öldürüldü.

Daha sonra örgüt, gücünü ve anlamını kaybetti.

Ama 1945’e savaşın bitimine kadar silahlı organizasyon ve gaziler derneği olarak kaldı.

 

Nazi Partisi İçin İlk Dönüm Noktası

1925 Kasımın da, 25 kuzey Alman Nazi önderi ve komünistler, Hannover’de toplandı.

Prenslerin mülksüz eştirilmesi üzerine toplanacak referandumda, Nazi önderleri komünistlerle birlikte evet oyu kullanmayı kararlaştırmıştı.

Jeseph Goebbels bu toplantıda, ‘küçük burjuva Hitlerin sosyalizme inanmadığını ve onun partiden ihraç edilmesi gerektiğini’ söylemiştir.

Hitler bu kampanyada, burjuva partileri ile ortak-boykotçu bir tavır aldı.

Böylece burjuvaların, Nazi partisinin anti-kapitalist bir hareket olup olmadığı ile ilgili kuşkuları giderilmiş oldu.

Daha sonra Hitler, Alman sanayiinin en önemli ismi olan Emil Kirdorf’a yazılı olarak bir program sundu.

Bu program, Nazi partisinin değişmez 25 maddesinden farklıydı.

Büyük sanayiye yaranma kaygısı ile yapılmış 41 maddelik bu yeni programın sunulmasıyla birlikte,

Hitler’e büyük sanayii kesiminden para akışı başladı.

 

 

20 Milyon Mark

Hitler, burjuvazi ile ilişkisini güçlendiriyordu.

1931’de Hitler, bir grup ağır sanayici ile Berlin’de buluşmuştu.

Sanayiciler burada Hitler’e ilk büyük bağışı yapmışlardı.

 20 Milyon mark.27 Ocak 1932’de Düsseldorf sanayiciler kulübün de konuşan Hitler: “ özel mülkiyeti, Bolşevizme karşı korumanın öncelikli görev olduğunu” söyleyerek sanayicileri rahatlatmıştı.

 

İkinci Devrimcilerin Tasfiyesi

1934 senesine gelindiğinde artık, Hitler iktidarını sınırlayan parti içindeki güçlerle mücadele etmek zorundaydı.

Çünkü ikinci devrim isteği, Nazi partisinin tabanındaki anti-kapitalist unsurların bir öfkesiydi.

Bunu yok etmeliydi zira burjuvazinin desteği başka bir yolla kazanılamazdı.

Bu slogan, Groger Strasser’in etkisi altındaki gruplar ve SA(Sturmabteilung)’lar tarafından dillendiriliyordu.

İkinci devrimciler şunu düşünüyordu: Marksizmin tasfiyesi ve devletin ele geçirilmesiyle ilk devrim yapılmıştı.

İkinci devrim ise küçük mülkiyeti ve emeği koruyarak, büyük burjuvazinin gücünü kırmalıydı.

 Özellikle silahlı paramiliter bir güç olan SA’ların bu fikirlerin etkisinde olması, zengin sınıfları ve orduyu tedirgin ediyordu.

 Nazi partisinin emek ve küçük mülkiyeti koruma konusunda isteksiz olmasıda SA’yı rahatsız ediyordu.

1933’de SA Führer’i Ernst Röhm adamlarına, bu toplumsal olaylara sessiz kalınamayacağını söylüyordu.

Röhm, SA’yı ordunun yerini alması gereken bir örgüt olarak da düşünüyordu.

Sular ısınıyordu.

 

Röhm sıradan biri değildi.

O eskibir subaydı ve ordu üzerinde bir etkisi vardı.

Bu gücüyle Röhm, hükümet karşıtı cuntalar örgütleme potansiyeline de sahipti.

Bunu gören ordu ve burjuvazi, Hitler’den SA’ya karşı önlem almasını istedi.

28 Haziranda Hitler ile bir gezintiye çıkan demir-çelik patronu Krupp, burada parti içindeki bolşevik propagandaya karşı Hitler’i uyardı.

 İlk başta Hitler, 7 haziran 1934’de Röhm’ün tüm haziran boyunca izinli olduğunu açıkladı.

Röhm, bütün SA yöneticilerini Münih yakınlarındaki Wiessee dinlenme tesislerinde toplamıştı.

Burada Hitler’i bir toplantıya çağıran Röhm, Hitleri kendi saflarına çekmeyi umut ediyordu.

Fakat Hitler, toplantıdan bir gece önce Wiessee’i bastı.

Himler ve Göring’in SA ve SS’lerden örgütlediği infaz timleri, tüm SA şeflerini öldürdü.

Gregor Strasser de dahil pek çok Nazi önderi aynı gece tüm Almanya’da devam eden sürek avıyla öldürüldü.

Resmi rakamlara göre 77 kişi fakat Nürmberg mahkemesi kayıtlarına göre 1000 muhalif öldürüldü.

Üstelik sadece ikinci devrimciler de değil, çok fazla şey bildiği düşünülen kişiler de bu cinayetlerin hedefi oldular.

Komünistlere karşı düzenlenen Reichstag yangını provakasyonunda yer alan 3 SA’lı bu yüzden öldürüldü.

Hitler 13 temmuzda Reichstag’da yaptığı konuşmada, öldürülenlerin vatan haini olduklarını duyurdu…

 

Güncel Çıkarsamalar

Bu yazıda faşizmin sınıf karakterini bir kez daha teşhir ettiğimizi düşünüyorum.

Hitler faşizmini, asla tek başına sadistlik-mazoşistlik yahut Yahudi katliamı ile anmamak gerektiğini düşünüyorum.

Onun sınıf karakteri asla silikleşmemeli.

Zira Hitler, sermaye sınıfını arkasına almış, kapitalizmin baskıcı-faşist temsilcisidir.

Onun ikinci dünya savaşını yenik kapatmasının bir nedeni de, faşist-kapitalist ekonomisinin düzenli sosyalist ekonomi karşısındaki başarısızlığıdır.

Hitler, faşist partinin içinden çıkan anti-kapitalist unsurları bir dönem kitleleri örgütlemek için kullandı.

Sonunda da sermayeye olan bağlılığı ile onları ezdi.

Alman işçi sınıfı ve komünistler, süreci iyi değerlendiremedi.

Fakat tarihten ders alan günümüz işçi sınıfı, hiç bir faşist örgütün harç malzemesi olmayacaktır.

Onlar sahneye çıkıp, kendi sınıf çıkarları için başrolde oynayacaklardır.

Şimdilerde bir çocuk edasıyla dolaşsa da işçiler, gelecek için mücadele edecek olgunluğa erişeceklerdir.

Gelecek, zeytin gözlü aslan yürekli çocukların ellerinde büyüsün.(virgül.at)

 

Yararlanılan kaynaklar:

https://www.historisches-lexikon-bayerns.de/Lexikon/Sturmabteilung_(SA),_1921-1923/1925-1945Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi-İletişim yayınları – Vikipedia

Gölbaşı mutlu son

Yayınlama: 30.06.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.