Normandiya Çıkarması ve Çarpıtmaları

Hüseyin Bozdağ

Savaş sırasında ve savaştan sonra, bir çok devlet anti-komünist propagandayı yoğunlaştırdı.

Sovyetler Birliğinin savaşta ödediği bedeller ve yaşadığı büyük yıkım göz ardı edilmek istendi.

Amerika ve müttefikleri Avrupa’da yaptıkları iki yüzlülüğü gizleyerek, Kızıl ordunun zaferlerini hafife almak istemişlerdi.

Bununla birlikte Amerika merkezli kara propaganda da, henüz savaş devam ederken başlamıştı bile.

Hitlerin ordularından ele geçirilen mühürlerin de kullanıldığı bu propaganda savaşına, Abd erken başlamıştı.

Çünkü Kızıl ordunun ilerleyişi ve kazandığı itibar hızla yükseliyor ve halkları etkiliyordu.

Bu yüzden tarihi kendi çarpık bakışlarıyla yeniden ve yeniden yazdılar ve hala yazmaktalar.

Bir Alman Subayının mektubundan: “Volga’ya* ulaşmamıza yalnızca bir kilometre var fakat bu bir kilometreyi bir türlü geçemiyoruz.

Bu bir kilometre için yapılan savaş, bütün Fransa’nın ele geçirilmesi için yapılan savaştan daha uzun sürdü”

Gerçekten Normandiya çıkarması, 2. Dünya savaşının kaderini değiştirecek nitelikte bir olay mıdır?

Normandiya çıkarmasının; Avrupa’da Hitlere karşı açılan ikinci cephe olması açısından önemlidir.

Fakat bu cephe, savaşın başladığı 1941 senesinde değil, savaşın bitmesine yakın 1944 tarihinde olmuştur!

Peki bu çıkartma, savaşın seyrini değiştirecek nitelikte bir çıkartma mıdır?

Çok açıklıkla yanıtlayabilirim ki değildir çünkü çıkarmanın yapıldığı sıralarda savaş zaten nerdeyse sonuçlanmıştı.

Sovyetler birliği, savaşın kaderinin değişebileceği tüm savaşları yalnız başına zaten kazanmıştı.

Leningrad, Moskova, Stalingrad, Kursk ve Bagretion büyük bedeller ödenerek Kızıl ordu tarafından kazanılmıştı.

300 gün süren Leningrad kuşatması, tarihin en uzun süren kuşatmasıydı ve ele geçirilememişti. Hiçbir istihkamı olmayan Sivastopol, tam 250 gün teslim olmadı.

Moskova’da ise; ‘artık bir adım dahi geri çekilemeyiz’ şiarıyla Kızıl ordu, düşmanı Moskova önlerinde durdurdu.

Ve nihayet tüm dünya halklarına Hitlerin ordusunun yenilebileceğini kanıtlayan Stalingrad muharebesi ve zaferi.

Daha sonra Kursk savaşına bel bağlayan Naziler, buraya büyük bir zırhlı birlik yığınağı yaptı.

Öyle ki Almanlar, bütün Avrupa’daki tank birliklerinin 3/1’ini bu cepheye yığmıştı.

Toplamda 4 milyon asker, 13 bin tank ve 12 bin uçak, bu savaşta çarpıştı.

Almanların yenilgisiyle sonuçlanan savaş, Sovyetler Birliğinin müttefiklerine de iyi bir yanıt oldu.

Çünkü müttefikler, Kızıl Ordunun zaferlerinde kışın zorlu hava şartlarının belirleyici olduğuna inanıyorlardı.

Oysa Kursk zaferi yaz aylarında kazanıldı.

Wikipedi bu savaş hakkında şunları yazmış:” Kursk Muharebesi ise, savaşın ilk başarılı stratejik Sovyet yaz taarruzu olmuştur.

Kursk Muharebesi’nde uygulanan stratejik operasyon modeli, pek çok askeri akademinin ders programında yer almaktadır.

Kursk Muharebesi, yıldırım savaşı taarruzlarının düşman savunmasını ve onun stratejik derinliğini yarıp geçebilmesinden önce durdurulduğu ilk örnektir.”(2)

Özetle, Kızıl Ordu, büyük fedakarlıklarla bu savaşı kan ve alın teri ile kazanmıştır. 

Savaşın seyrini de değiştirmiştir.

Şu çok açıktır ki; normandiya çıkartması, Avrupa’da Sovyet ilerleyişini durdurmak için yapılmıştır.

Bu yüzden 2.dünya savaşının kaderini belirlemekten uzaktır.

Çünkü onun amacı savaşın seyrini değiştirecek güçlü bir darbeyi Hitler’e indirmek değildir.

Bana göre amacı; Kızıl Ordunun Avrupa’yı ele geçirmesini önlemek içindir. 3 sene Avrupa’da sessizce bekleyen Abd-

İngiltere-Kanada ittifakı, Alman ordularının dağılmaya başlamasıyla harekete geçti.

Doğu cephesinde toplamda 270’in üstünde Alman tümeniyle savaşan Kızıl ordu, bu savaşın gerçek kazananıdır.

Normandiya’da müttefik güçler, moralce ezilmiş 60 Alman tümenine karşı savaşmıştır.

Buna rağmen Berlin’e Kızıl Ordu daha önce girmiş ve savaşı sonuçlandırmıştır.

Böylece bu  tarihsel onuru, tüm dünya Sosyalistlerine ve direnen halklarına armağan etmişlerdir.

Fransa’nın kurtarılması da sanıldığı gibi sadece ABD-İngiliz ve Kanada birlikleriyle olmamıştır.

Şehri Nazilerden, müttefikler ve Komünist direnişçiler birlikte teslim almışlardır.

Yine cephe gerisinde verilen büyük partizan savaşları da çok sayıda Alman askerini oyalıyor ve yavaşlatıyordu.

Savaşın sonlarına doğru daha iyi organize olan Sovyet Partizanları, neredeyse 250000 Alman askeri ile savaşıyordu.

Yani Kızıl Ordunun ve ona bağlı Partizanların savaşının yanında, müttefiklerin Avrupa’da verdiği savaş önemsenecek düzeyden uzaktır.

Amerika’nın 2. Dünya savaşına girmesi muhakkak uluslararası dengelerde önemli etkiler yaratmıştır.

Savaşın sonrasında ABD, İngilizlerin yerini alarak büyük bir süper güce dönüşmüştür.

Fakat onun Avrupa’ya yaptığı çıkartma, savaşın kaderini değiştirecek nitelikte değildir.

Savaşın Kaderini Belirleyen Gerçek Olay: Bagration Operasyonu

Kursk yenilgisinin ardından Hitler, tüm cephelerde artık savunmaya geçti. 

Daha sonra Bargetion harekatı ile Alman merkez ordusunun dağıtılması, Nazilere vurulmuş en büyük darbeydi.

Çok akıllıca ve gizlice planlanan bu harekata, nedense tarihçiler pek değinmek istemez.

Halbuki Normandiya’daki savaştan çok daha güzel askeri oyunlar kullanılarak yapılan bu savaşta Hitler, merkez ordusunun tamamını kaybedecekti.

2. Dünya savaşının bitişini veya onu sonuçlandıran bir savaş arayan herkes, Bagration harekatına bakmalıdır.

Elbette Nazi artıkları ile yapılan savaşı daha belirleyici görmek, bariz bir tarih çarpıtmasıdır.

Sonuç olarak şunlar önemle üzerinde düşünülmesi gereken sorular; Almanya’nın Avrupa’nın tam ortasında bu kadar silahlanmasına, Abd-İngiltere-Fransa neden sessiz kaldı?

Savaş öncesi Nazi seviciliği ve onların derneklerinin, Abd-Türkiye gibi ülkelerde ne işi vardı?

Avrupa’da ikinci cepheyi açmak için, müttefikler neden bu kadar bekledi?

Mançurya’daki 1 milyonluk Japon ordusunu yenen Kızıl Ordu, Japonya’yı fiilen teslimiyet durumuna düşürmüştü.

Fakat neden bitmiş bir ülkeye iki tane atom bombası atıldı?

Bu ve benzeri soruları çeşitlendirmek mümkün.

Avrupa parlamentosunda oylarını artıran aşırı sağa ve Avrupa’da yükselen faşist hareketlere bir gönderme olması açısından bu alıntıyı kullanmak istiyorum.

“Ama Normandiya’da geçmişte Hitler faşizmine karşı kazanılan savaşla övünenlerin bugün faşizmle mücadele diye bir derdinin olmadığını, tersine bazılarının faşist söylemlere sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bu nedenle faşizmi geçmişte aramaya gerek yok.”(virgül.at)

Kaynaklar: 

Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kursk_Muharebesi 

https://www.youtube.com/watch?v=z7rVYSoTkx8