Röportaj | Kader’in Yaşadıkları Kaderi Değildi
On yaşında Gençlik Dairesi ailesinden onu aldı, 13 yaşında çocuk gelin oldu evlendi – konsolosluğa sığınıp kaçmayı başardı. Kaldığı yurtlardan kaçtı, hırsızlık yaptı, sokaklarda yattı, madde kullandı. Yitip giden bir hayatın kıyısından dönen Kader, yıllar sonra yaşadıklarını DerVirgül’e anlattı.
Adem Hüyük
Zor yıllar.
Anlatılması hiç de kolay olmayan o zor yıllar.
Yaşadıklarını anlatırken duyduğu acı, tekrar yaşıyormuşçasına ilk günkü acısını koruyarak, ruhuna iğneyle çok daha derinlere kazınacaktı.
Yaşadıklarıyla yüzleşmesi gerekiyordu.
Kim bilir kendisine bile itiraf edemediği-anlatamadığı şeyleri anlatıp, bir dönemi kapatacaktı… kararlıydı.
Sıradan sakin üslubunda gömülüydü acısı.
Belki de duyarsızca anlatmalıydı.
Çığlığını gömeceği bir sakinliğe ve güvene ihtiyacı vardı.
Onu dinlerken henüz altı yaşındayken, annesinin uyguladığı şiddetle tanıştığını söylerken o, şiddetin boyutunun bu denli olabileceğini düşünmemiştim.
Kader olarak değiştirdim ismini, yaşadıklarının kader olmadığını bile bile…
Şimdilerde otuz yaşının üzerinde olan Kader, dönüp arkasına bakmak dahi istemediğini söylüyor.
Bu yüzden röportajı kimi zaman kesip, başka konulardan bahsetmek zorunda kalıyorduk.
‘’Altı yaşındaydım annemin beni dövmeye başladığında, belki de daha öncekileri hatırlamıyorum. Boğazıma ayağıyla basardı. Neden dövdüğünü de hatırlamıyorum…’’
Kader: Annemin beni ve ağabeyimi dövmesi, okulda boğazımdaki morlukların fark edilmesine kadar devam etti.
10 yaşındaydım, öğretmenler morlukları fark ederek okula Gençlik Dairesi (Jugendamt) yetkililerini çağırdılar.
Benimle günlerce süren konuşmalar yaptılar ve annemin yanına bir daha gönderilmeyeceğim söylendi.
Sevindim mi yoksa üzüldüm mü bilmiyorum.
Benimle birlikte ağabeyimi de Gençlik Dairesi aldı.
Gençlik dairesinde kalıyor, okula devam ediyordum.
İlerleyen günlerde zaman zaman annemin yanına da gidebiliyordum.
Annemin mahallesinde bir kadınla tanışmıştım.
Parkta onun yanına giderdim çok sevmiştim.
Onun gibi kapanmak istediğimi söyledim.
Oda bana kapanmayı öğretti. Sonra ilerleyen yıllarda başı kapalı olarak yaşadım.
13 yaşına kadar…
• Kader’in babası, Kader altı yaşındayken annesinden ayrılmış ve Türkiye’ye yerleşmişti. Kader’in velayeti ise Gençlik Dairesi ile annesindeydi. Annesinin, seni babanın yanına Türkiye’ye göndereceğim demesi üzerine, Kader, hayatı boyunca etkisi altında kalacağı bir sürecin başladığını bilmiyordu… Gençlik Daire’sinden alınan izinle Türkiye’ye gönderildiğini söyleyen Kader, parkta konuştuğu ve abla dediği kadının verdiği nasihatin hayatını kurtaracağını da bilmiyordu.
Parkta kapanmasına vesile olan kadın
Şayet Türkiye’de olumsuz bir şey olursa, ‘’Sen Avusturya vatandaşısın, bir şekilde Avusturya konsolosluğuna ulaş. Onlar sana yardım eder’’ demişti.
Kader: Annem bana uçak biletinin geri dönüşünün açık olduğunu söyledi.
Ama biletin geri dönüşü yokmuş.
Babamın yanında bir süre kaldıktan sonra, babam beni evlendirmek istediğini söyledi.
Ben karşı çıktım, çok ağladım.
Annemi aradım. Annemde evlenmem gerektiğini söyledi.
Damat hazırmış zaten.
Benden çok büyük birisiyle beni evlendirdiler.
Mahalleden jandarmaya çocuk gelin var diye ihbarda bulunanlar olmuş.
Jandarma geldi beni sorguladı.
Babamın korkusundan inkâr ettim.
Ben çocuk gelin değilim dedim.
Adam bana tecavüz etti.
Hem de defalarca.
Her yere beraber götürüyordu beni, cep telefonum yoktu.
Sadece pasaportumu hep yanımda saklı taşırdım.
Bunu neden yaptığımı bile bilmiyorum.
İşi gereği İstanbul’a giderdi ve beni de yanında götürürdü.
Birkaç defa gittik.
İstanbul kalabalıktı ve kaçabileceğimi düşündüm.
En sonunda kaçmayı başardım.
Ama kayboldum.
Bir yaşlı çift beni ağlarken görünce sordular.
Bende Avusturya Konsolosluğuna gitmek istediğimi söyledim.
Beni evlerine götürdüler.
Yaşlı kadın bana banyo yaptırdı, yemek yedirdi.
Başımdan geçenleri anlatınca beni konsolosluğa götürdüler.
Konsolosluğun kapısında çok bekledim.
Ağlayarak beklediğimi gören görevliler beni içeri aldı ve Avusturyalı bir görevli ile görüştürdüler.
Her şeyi anlattım ve Avusturya vatandaşı olduğumu söyledim.
Beni biraz beklettikten sonra, bugün burada kalacaksın ama yarın seni Avusturya’ya göndereceğiz dediler.
Bir gün sonra iki görevli ile beni uçağa bindirdiler.
Hosteslerle konuşup beni teslim ettiler ve Viyana’da polis ve görevlilerin beni beklediğini, ellerinde benim ismimin yazılı olduğu bir kâğıt tuttuklarını söylediler.
Viyana’ya geldim.
Kapıda beni bekleyen polisleri görünce korktum.
Aslında ben yurda gitmek istemiyordum – orada yaşamak istemiyordum.
Baş örtümü çıkartıp polislerin yanından geçerek kaçtım…
• Kader, çocuk gelin olmuş ama kısa sürede kaçmayı başarmıştı. Kader’in Avusturya’ya dönmesinden sonra, Türkiye’de jandarma çocuk gelin soruşturmasını devam ettirip, Kader’i evlendirdikleri adamı tutuklamıştır. Kader geri gönderilmişti – gönderilmesine de o, kimsesizlerin kaldığı yurtlarda yaşamak istemiyordu. Bu nedenle kaçtı ve ilk başladığı yere, yani annesinin evine gitti.
Kader: Havalimanından Viyana’ya nasıl geleceğimi bilmiyordum.
Havalimanında gezerken, beni tanıyan birilerine rastladım.
Anneannemin komşusuydu.
Beni Viyana’ya getirdiler.
Doğru annemin evine gittim.
Annem beni görünce senden korkulur diyerek, beni içeri almadı.
Geldiğin yere git dedi.
Bu kadar basit bir şekilde beni kovdu.
Yurda gitmek istemiyordum.
Önce sokaklarda yattım.
Yurttan tanıdığım arkadaş takımımı buldum ve onlarla yaşamaya başladım.
Aç kaldım, Billa’dan yiyecek çaldım, metro istasyonlarında yattım.
Bir gün polis beni metro istasyonunda yakaladı. Polis ve gençlik dairesi havaalanından beri beni arıyormuş.
Yeniden beni yurda götürdüler.
18 yaşında kadar yurtlarda yaşadım. Ben kaçtım, onlar yakaladı. Ben yine kaçtım.
• Kader, 18 yaşına kadar sokaklar ve yurt arasında bir yaşam sürerken, madde kullandığını hırsızlık yaptığını, ancak gün geçtikçe olgunlaştığını söylüyor. Gözleri doluyor… ama anlatacağım diyor yine de. Acılarını anlatırken çok güçlü olamadığını ifade ediyor. Başımı aşağı yukarı hareket ettiriyorum onun yanında olduğumu ifade ediyorum. Anlatmaya devam ediyor…
Kader: 18 yaşımda bana iş buldular ve birde ev tutmama yardım ettiler.
Yıllar önce karnımı doyurmak için hırsızlık yaptığım Billa marketlerinden birinde işe başlamıştım.
Her şey yolunda gidiyordu. Hatta birinden hoşlandım bile.
Onunla bir yaşam düşündüm.
Ama olmadı.
Onun da madde bağımlısı olduğunu anladım.
Böylelikle yeniden başa dönmüş oldum.
• Kader bir çocuk dünyaya getirdikten sonra, başa dönmemek için mücadele ederek, geçmişte ailesinden kimsenin elinden tutmamasını, şimdi kendi canından bir varlık ile doldurdu. Kader, hiçbir darbeden etkilenmediğini söylerken, mecazi anlamda konuşuyor sanıyordum. Ancak, birkaç yıl önce babası bildiği kişinin öz babası olmadığını öğrendiğini söyleyince, yaşadığı acıların ona çok şey kattığına şahitlik etmiş olduk.
Kader: Artık bir çocuğum var.
Onunla beraber büyüyor, beraber öğreniyoruz.
Kendimi çok daha iyi hissediyorum. Çünkü artık bir amacım var. Benim bir çocuğum var.
Ben yaşadıklarımdan dolayı hayata tutunamadım, bir şeyler başaramadım.
Ta ki çocuğum olana kadar.
O bana güç verdi.
Kendim için değil de çocuğum için ayakta olup savaşmaya devam ettim ve güçlendim.
Öyle güçlendim ki geçmişimin tozu bile görünmüyor artık (…)
• Kader yanımızdan ayrılırken yüzüne tebessüm, konuşmasına bir özgüven gelmişti.
Uzun uzun çocuğuna bakarak bizimle konuştu. Gözlerinde yüzlerce karışık duygunun ifadesi belirdi.
Belki de kendisine hiç kimse böyle bakmadığından, çocuğuna istem dışı ağlamaklı bakıyordu.
Kader çocuğunda kendi çocukluğunu görüyor, kendisinin yaşadıklarını çocuğunun yaşamaması için mücadele ediyor, bunu yaparken de içindeki çocuğu yaşatmaya çalışıyordu…|DerVirgül