Siyahiler Mekanlara Arka Kapıdan Girerdi | Türk Büyükelçi Siyahileri Ön Kapıdan Aldı

Araştırma | Siyahiler resmi binalara ön kapıdan giremediği yıllardı. Avrupalıların istilasıyla keşfedilen kıtasının bakir toprakları, yine Avrupalıların özellikle Afrika kıtasındaki sömürgelerinden gemilere doldurarak getirdikleri insanların köle olarak kullanıldığı Amerika’da bir Türk Büyükelçi, ırkçılığa meydan okuyarak siyahileri ön kapıdan elçilik binasına aldı.

Siyahiler Mekanlara Arka Kapıdan Girerdi | Türk Büyükelçi Siyahileri Ön Kapıdan Aldı

Adem Hüyük 

Avrupalıların istilasıyla keşfedilen topraklar, yine Avrupalıların özellikle Afrika kıtasındaki sömürgelerinden gemilere doldurarak getirdikleri insanların köle olarak kullanıldığı ve her türlü gayriinsani muameleye maruz bırakıldığı Amerika kıtası…

“Kadim Afrika kıtasının evlatlarına reva görülen zulüm ve işkenceler, yüz binlerce insanın ölümüne sebep olmuştur.

Ayrıca ordu içerisinde de ayrı bir tabur olarak görevlendirilen siyahilerin en kanlı savaşlarda öne sürüldükleri ve Amerika’ya büyük kazanımlar sağladıkları da vakıadır. “

Yıl 1936: Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Washington büyükelçisi Münir Ertegün Amerika’ya gelir. 

Münir Ertegün’ün iki oğlu vardır, – Ahmet ve Nesuhi Ertegün kardeşler. 

İki kardeş, sanırım, yabancı olmanın verdiği hisle, siyahların yaşadığı mahallerde daha çok vakit geçirir ve Afrika’dan dört yüz yıl önce dedelerinin zorla getirildiği kıtada yaşayan yeni nesil siyahi Amerikalıları yakından tanıma fırsatı bulurlar. 

Amerikalı dediğime bakmayın, kuşaklar boyu orada yaşadıkları için bu terimi kullanıyorum.

Yoksa 1980’lere kadar yasa karşısında ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtulamadılar. 

Bir tarihçinin, Amerikalı siyahiler analiz ederken, ‘’ ABD’deki siyahi nüfus Batılı yaşam tarzına göre şekil almış ve Güney Amerika ülkelerinin aksine kökenlerine ait Afrika kültürünü koruyamamıştır.’’ Diyor. 

Tarih yazarken bile, siyahiler suçlanarak, ‘’ kökenlerine ait Afrika kültürünü koruyamamıştır’’ deniyor – Katliamlara varan asimilasyon politikalarını göz ardı ediyorlar. 

Sadece tarihte yaşanan ırkçılığın daha görünür olması ve günümüze uzanan kalıntılarını anlamak için, o dönem çıkartılan şu yasanın hiç unutulmamasını önemsiyorum: “1705 Virginia Kölelik Yasası’nda “Bu yönetim bölgesindeki tüm siyahi, melez ve Kızılderili köleler taşınmaz mal olarak elde tutulacaktır. Herhangi bir köle efendisine karşı direnirse sahibi ıslah etmeye çalışırken asi köleyi öldürecek olursa böyle bir kaza hiç olmamış gibi köle sahibi tüm cezalardan muaf tutulacaktır.” Denilmektedir. 

1600’lü yılların ikinci yarısında başlayan siyahi zulüm, genç cumhuriyetin Washington’a büyük elçi atadığı yıllarda da çok bitmiş değildi. 

Müziğin Evrensel Yanı 

Ahmet ve Nesuhi Ertegün kardeşler, Washington’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk büyükelçisi Münir Ertegün’ün oğulları olarak gelmiş, gençlik yıllarını Washington’da diplomatlar arasında geçiren iki kardeş, siyahların yaşadığı mahallelerde çalınan etnik müziğin hayranı olmuşlardır. 

Öyle ki, bir süre sonra siyah müzisyenleri evlerine davet etmeye başladılar. Ev dediğim Türkiye’nin Washington Büyükelçilik binası – yani resmi bina. 

Ahmet ve Nesuhi Ertegün kardeşler, bu sure zarfında her ikisi de Amerikan caz ve swing müziğine büyük ilgi duydu.

Plak koleksiyonları yapmaya başladılar ve siyahların yaşadığı mahallelerde kimsenin almadığı plakları satın aldılar.

Ertegün kardeşler, şu anda Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği konutu olan bu tarihi evde, Caz müziğinin temellerini attı. 

Sayısız caz müzisyenini burada konuk eden Ertegünler, Ray Charles’dan Aretha Franklin’e kadar birçok ünlü ismi müzikseverlere kazandırdı. 

Ancak, bu durum bazılarını çok kızdırdı! 

Güneyli bir senatör evin önünden geçerken siyahların ön kapıdan girdiğini gördü ve çok sinirlendi. 

Büyükelçi Ertegün’e bir mektup yazarak durumu şikâyet etti. 

Büyükelçi Münir Ertegün ise yazdığı yanıtta şöyle dedi: “Senatör, mektubunuz için teşekkür ederim. Biz her zaman misafirlerimizi ön kapıda karşılarız. Siz de misafir gelmek isterseniz kapımız açık, arka kapıdan gelebilirsiniz”

Ancak o yıllarda, siyahları bir büyükelçilikte konuk etmek kabul edilemez bir davranıştı. 

Ertegünler’in müzik dehası, Amerikan popüler müziğini kökünden değiştirirken, babaları Münir bey de siyaset ve bürokrasi kurallarını zorluyordu: “Ahmet Ertegün 1947’de New York’a gitti ve Atlantic Records şirketini kurdu. 

Şirket 1950’lerde başta Soul müziğinin kurucusu Ray Charles olmak üzere Amerikan müziğine damgasını vurmuş çok sayıda sanatçıya plak yaptı. Ahmet Ertegün, Amerikan tarihinin gelmiş geçmiş en büyük bağımsız müzik yapımcısıdır.

Ahmet Ertegün kurduğu Atlantic Records şirketiyle sayısız müzisyenin önünü açarken, sadece siyah caz sanatçılarının değil, Led Zeppelin, Rolling Stones gibi ünlü Rock’n Roll gruplarının da müzik piyasasına girmesini sağladı. 

Amerika’nın en önemli bağımsız şirketlerinden biri olan Atlantic, Warner Music Group tarafından işletilmektedir. 

2004 yılında Atlantic Records ve Elektra Entertainment Group birleşerek Atlantic Records Group şirketini oluşturdu. 

Ahmet Ertegün’ün seksen üç yaşındayken 14 Aralık 2006’da ölümüne dek şirketin “kurucu başkanı” idi.

Kıta Amerika’sında siyahların verdiği özgürlük ve ırkçılığa karşı verdiği mücadele, ön kapıdan siyahların resmi dairelere girmesini sağlamak, küçük de olsa farkındalık yaratmış, ırkçılığı görünür kılmıştır. 

Öyle olmasaydı, senatör büyükelçiye mektup yazmaz görmezden gelirdi. 

Çünkü Irkçılığa karşı, ırkçıların bile dikkatini çekecek kadar, ırkçılık görünür kılınırsa, ırkçılık en aza indirgene bilinir. |virgül 

Kaynak: Yenilmeyenler (William Faulkner ) / ‘’Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi’’ / Türkoloji Eğitim Sitesi 

Yayınlama: 28.02.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.