“Tek ayrıcalıklı sınıf çocuklardır”
Tam yüzyıl önce bugün 23 Nisan 1920 de hürriyet aşığı Anadolu insanının zor süreçlerden geçerek demokrasinin, özgürlüğün, egemenliğin kayıtsız şartsız halka bağlı olduğu, yeni bir devletin kuruluşunun dönüm noktasıdır.
Nazife Haskılıç
Orduları dağıtılmış, silahları ve tersanelerine el konulmuş,7. ve 24. maddenin dayatılmasıyla ülkenin iyice işgale açık hale gelmesi zaten yorgun ve bitap düşmüş Osmanlı devletinin Mondros Ateşkes anlaşmasının da ağırlığıyla iyice çöküşü, milli mücadelenin temelini atarak Saltanatı ve Hilafeti yıkmış demokrasinin ilk temellerini atmıştır.
23 Nisan 1920 TBMM’nin ve bağımsız bir ülkenin kuruluşunun resmi tarihi olmuştur.
Peki neden bugüne Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da denir?
Çünkü, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk çocukları çok sever, çağdaş ve parlak bir geleceğin onların iyi yetiştirilmesine bağlı olduğunu düşünürdü.
Savaşın en masum ve savunmasız, en çok zarar gören varlıkları tartışmasız çocuklardır.
Savaş yıllarında öksüz yetim kalan çocuklarla Mustafa Kemal bizzat ilgilenmiş, onların ihtiyaçlarını karşılatmış savaştan sonra bile Çocuk Esirgeme yurtlarını dolaşarak sevgisini göstermeyi ihmal etmemiştir.
Çocuklar geleceğin temsilcileridir
Onların bilimin ışığında iyi yetiştirilmesi bir devletin geleceğinin ne kadar parlak olacağını gösteriyordu Mustafa Kemal için.
Bu yüzden 23 Nisan TBMM’nin açılışının egemenliği padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşırken aynı zamanda Çocuk Bayramı; savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukları sevindirmek amacını taşıyordu.
Türkiye Radyo Televizyon kurumunun UNESCO’nun 1979’u çocuk yılı olarak duyurmasının ardından, TRT 23 Nisan çocuk şenliğini başlatarak bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.
Bu bayram tüm Dünya çocuklarının bayramıdır aslında.
Dünya da uluslararası kutlanan tek çocuk bayramıdır.
Dünyada 152 milyon çocuk işçi varken, Türkiye de bu sayı 2 milyonu aşmış durumda.
Yani 10 çocuktan biri işçi.
Bu çocukların büyük bir kısmı ise sağlığını ve gelişimini olumsuz etkileyecek işlerde çalışıyor. 4 çocuktan biri eğitim alamıyor.
Geleceğin temsili çocuklarımızın savaşlardan, şiddetten ve tacizlerden korunması, onların bağımsız, özgür ve bilimin ışığında yetişmesi dileğiyle tüm dünya çocuklarının gününü kutluyorum.|virgül
0
A+
A-
Benzer Konular
| Adem Hüyük 1 Ocak 2024 itibarıyla toplam Avusturya’da toplam 124.068 Türk vatandaşının kalıcı ikamet kapsamında yaşadığı kayıtlara geçti. Österreichische Integrationsfonds ÖIF verilerine göre, 1 Ocak 2024 itibarıyla toplam 124.068 Türk vatandaşının eyaletlere göre ikamet dağılımı şöyle: Viyana: Yüzde 37,7 Oberösterreich
| Adem Hüyük 1990’ların ikinci yarısında İşçi Odaları seçimleri kapsamında yaptığım bir röportajla haber aktarmaya başladım. Gazetecilik eğitimimi üniversitede değil de sonradan özel derslerle almış olmamdan kaynaklı, o günden bugüne süre gelen bir gazeteci olmak/olamamak ikileminin ölümcül sorgulayıcısı olarak yürüdüm,- hiç durmadan… Kendi haberciliğimi hep yargıladım. Bunu yaparken de...
| Adem Hüyük Türkiye kökenli bireyler, Avusturya’daki en büyük göçmen gruplarından birini oluşturmakta ve eğitim durumları, sosyo-ekonomik statüleriyle yakından ilişkilidir. Avusturya’daki Türkiye göçmenleri arasında zorunlu eğitim, yani ilkokul ve ortaokul düzeyinde eğitim alanların oranı yüksek. Öte yandan, Türkiye kökenli gençlerin üniversiteye gitme oranı, Avusturya’daki diğer göçmen gruplarına kıyasla daha düşüktür....
Romantizm, XVII. yüzyılda oluşmaya başlamış, farklı ülkelerde sanat türlerine göre değişik tarzlarda ortaya çıkarak hala devam ettiği varsayılmaktadır. Özünde bir başkaldırı, melankoli, yalnızlık ve devrimci bir motto bulunduğu için farklı dönemlerde sinik bir şekilde Romantizm karşımıza çıkmaktadır. “Bu yalnızlığı ve melankoliyi Auguste Macke’nin Gezintiye Çıkanlarından, Edward Hopper’ın resimlerine kadar keşfetmek...
| Adem Hüyük Toplumun alım gücüyle bağlantılı olarak kalite bakımından değer kaybeden “döner” Avrupa’daki deyimiyle “döner kebap”, ilk olarak Berlin’de sandviç olarak sunulmasıyla, uluslararası ayaküstü yiyecek sektörüne rakip olmuş ve McDonald’s. gibi tekellerin azimetine uğramamıştır. Döner kendi içerisinde, döneri pazarlayanlar tarafından kalitesi ve lezzeti acısından farklı sunulmuş, artı...
| Derleyen Adem Hüyük İnsanın kendi varlığını sorgulamasıyla ilgili sorular karşısında durabilen ve bunu sorgulayabilen, aslında derin bir bilince sahip insan demektir. Ama öncelikle, insanın kendi varlığını sorgulamasının ne anlama geldiğini bilmesi gerekmektedir. İnsanın kendi varlığını sorgulaması, kendisi, yaşamı, evrendeki yeri ve varoluşunun anlamı üzerine düşünmesi demektir. Bu, felsefenin en...
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum