Unutulmuş bölgenin çocukları | 10. Viyana
Avusturya kamuoyunda göçmen gençler konusu şiddet sorunu ile birlikte tartışılıyor. Viyana yönetimi suça bulaşmış bir avuç göçmeni aynı bölgeye sıkıştırarak, suç oranının artmasını sağlamakta. Daha çok polis gücü de istenilen sonucu vermedi. Viyana-Favoriten ilçesindeki şiddet olaylarına bir bakış…
| Adem Hüyük
Sosyolojiden, psikolojiye, eğitimden kriminolojiye kadar birçok alanda özellikle mülteci gençlerin şiddet eğilimlerinde dinsel ve geleneksel motifler arayan kanun koyucular, göçmenlerin ülkeye adım atar atmaz uyum sağlamaları gibi olanaksız bir beklenti içerisine girmiştir. Bu beklenti, küçük bir çocuktan yetişkin birisi gibi davranmasını bir köşede yaramazlık yapmadan oturmasını istemek gibidir.
Savaş kültürü ve onun yıkıcı etkileriyle büyüyen gençlerin, Batı modern dünyasına uyum sağlamakta güçlük çekerek, saldırgan ve uyumsuz davranışlara yöneldiklerinin altı çizildi. Ancak bu tartışmalarda daha çok gençlerin şiddete yönelimleri, onların göçmen deneyimleri, etnik ve kültürel değerleriyle açıklanmaya çalışılırken göçmen kökenli gençlerin içinde bulundukları toplumdaki ekonomik, yasal ve siyasal koşulları görmezden geliniyor.
Başkent Viyana haritası üzerinden şiddetin yoğun yaşandığı semtleri işaretleyen medya, bu bölgelerde yaşayan göçmen nüfusunun bilgilerini de vererek, Viyana’da göçmenlerin nasıl gettolaştırıldığını da bizlere göstermektedir.
Geçtiğimiz cuma günü aynı günde biri 13 yaşında kız çocuğu olmakla birlikte beş kadın öldürüldü. Ancak Avusturya bulvar medyası, bir sığınmacının geneleve girerek üç kadını öldürmesi üzerinde daha çok durdu ve analizler yaptı. Bir babanın 13 yaşındaki kızı ve avukat eşini öldürmesi, analiz konusu olmadı. Kadın cinayetlerinde faillerin göçmen geçmişi olduğunun altını çizen medya, yerli halkın aynı suçu işlemesinde kültürel veya siyasal bir alt yapı aramamaktadır. Durum böyle olunca, göçmenlerin işlemiş olduğu suçlar gündemde daha uzun kalıyor ve daha çok muş gibi görünüyor.
Daha çok polis çözüm olmadı
Viyana Faforiten ilçesi, ülkenin üçüncü büyük kenti kadar nüfusa sahip olmakla bilirlikte en çok göçmeninde yaşadığı bölge olma özelliğine sahip. Son üç yıldır Viyana eyalet hükümeti ile federal içişleri bakanlığı arasında tartışmalara neden olan Favoriten ilçesine polis takviyesi, ilçenin en kalabalık alanı Reumannplatz’a onlarca güvenlik kamerası takılmasını ve yine önemli meydanlardan olan Keplerplatz’ın güvenli bölge ilan edilmesi ve polis gözetimine alınmasıyla sonuçlandı. Ancak polis ve teknik takviye, ilçede şiddeti azaltmadığı gibi her gecen gün biraz daha artmasına neden oldu.
Savaş bölgesinden gelen ve yakınlarını savaşta kaybeden gençlerin, yerli halk gibi polis otoritesine aynı tepkiyi vermesini beklemekte Avusturya yönetimin bir diğer hatasıdır.
Polis gücü savaş bölgesinden gelmiş ve kaybedecek çok şeyi olmayan gençleri daha çok şiddete meyilli olmaya itecektir.
Ayrıca, göçmen çocuklarının sorunları ele alınırken onların toplumsal, yasal, hukuksal ve sosyo-ekonomik koşullarıyla değerlendirilmeleri gerekmektedir. Polis kayıtlarına ve medya haberlerine dayanan bilgilerle, göçmen gençlerin yerli gençlerden, oranla daha kriminal oldukları yönündeki tartışmalar, gerçeklikten uzak ve kamuoyunu yanıltacaktır.
Medyanın ulus kimliğini belirterek şiddet haberini vermesi, adı gecen ulusa mensup ve hatta tüm göçmenleri hedef göstermekten başka bir şey değildir. Kronen Zeitung, Österreich, ve Heute gibi günlük gazetelerin daha fazla tıklanmak uğruna etnik köken üzerinden başlık atmaları, toplumun tamamında göçmenlere kaşı bir önyargının oluşmasını tetiklemektedir.
Getto bölgesi
İki yüz binin üzerinde belediyeye ait sosyal konutu olmakla övünen Viyana Belediyesi ve eyalet yönetiminin, son 15 yıl içerisinde belediye evlerinin Viyanalılara kiralama şemasında büyük bir değişikliğe gittiğini gösteriyor. Eyalet valisi ve belediye başkanı, 10. Viyana Bölgesinde yaşanan şiddetten dert yanarak, federal içişleri bakanlığından polis gücü takviyesi isterken, diğer yandan göçmenlere bu bölgeden belediye evleri verilmesine izin veriyor. Avusturyalıların 10. Bölgedeki belediye evleri diğer semtlerdeki belediye evleriyle değiştirilmesi de bu bölgenin gettolaşmasının önünü acıyor.
Göçmen gençlerin şiddet eğilimleri aile, din, gelenek, kültürel ve etnik koşullar çerçevesinde temellendirilmekte, bu bağlamda gençlerin kendi alt kültürlerini oluşturarak toplum dışında yer almaları örnek gösterilmektedir.
Şiddetin göçmen bir gençten gelmesi durumunda sosyal problem görünmezden gelinerek, sorunun kaynağı İslam’a dayandırılmakta, böylece gerçeklik çarpıtılmaktadır. Oysa gençlerin içinde yaşadıkları ülkenin getirdiği yeni sorunlarla da karşı karşıya oldukları görmezden gelinmektedir. İşsizlik ve yaşam standartlarının kötü olması ve yanı başında Viyana’nın bütün nimetlerinden yararlanan insanların olması, göçmenleri olumsuz etkileyerek kendisini buraya ait olarak görmesini de engellemektedir. Gençlerin kültür şoku geçirdikleri, farklı kültürler arasında kalarak kimlik bunalımı yaşadıkları veya bu anlamda uyum sorunuyla karşı karşıya kaldıkları unutulmamalıdır.
Viyana belediyesi ve eyalet yönetimi paralel yaşamların önünü açmış ve bu bölgelerde kültürel çalışmaları yeterli derecede yapmamıştır. Unutulmuş bölgelerin çocukları kendi kaderlerine terk edilmiştir. Seçimlerde ve vakalarda gündeme gelen bu bölgeler aynı zamanda başkentin ekonomik anlamda can damarlarından birisidir.
Bir avuç suça bulaşmış göçmenin belirli bölgelere sıkıştırılarak suçun artmasını sağlayan yönetim, bunun üzerinden tüm göçmenleri hedef gösteren medya ve bütün bu olanlara kulağını kapatan yüzlerce göçmen dernekleri. Herkesin bilmesi gereken, bir yerde suç çok işleniyorsa, orada ekonomik ve siyasal yetersizlik var demektir. |© DerVirgül