Virgül mutlu yıllar diler | 2024 daha zor geçecek!
Avusturya merkezli haber sitesi Der Virgül olarak, daha iyi gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. “Biz bu ülkede varız, ancak bunu sadece biz biliyoruz gibi bir hava esiyor, yerli halk tarafında.” 2024 yılında zorluklar ve sorumluluklar bizleri bekliyor.
| Adem Hüyük
Genelde Batı Avrupa’da özelde ise Avusturya’da yaşayan bizleri daha zor ve daha fazla sorumluluk almamız gereken yeni bir yıl bekliyor.
2024 yılı, Türkiye-Avusturya iş gücü anlaşmasının 60. Yıl dönümü olarak da ayrı bir önem taşıyor.
Dördüncü neslin yetiştiği şu günlerde, özellikle eğitim noktasında inanılmaz derecede başarısız çocuklarımızın olması, bizlere yeni ve ciddi sorumluluklar yüklediğini görmemiz gerekmekte.
Son yapılan araştırmaların sonucunu yayınlayan Pisa raporları, Avusturya’da doğmasına rağmen matematik, okuma ve fen bilimlerinde 15 ve 16 yaşındaki göçmen kökenli öğrencilerin, yerli akranlarının iki ila üç yıl gerisinde” olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, Viyana Şehir yönetiminin geçen yıl açıklamasında, başarısız çocukların yüzde 60’ı 2020/21 öğretim yılında Avusturya’da doğdu. Bu, bu çocukların burada büyüdüğü, anaokuluna gittiği ve hala dili öğrenemediği anlamına geliyor.
Peki neden?
Türkiye kökenlilerin 1964’den itibaren ülkeye geldiği gerçeğinden yola çıkacak olursak, ilk iki neslin, ekonomik kazanımlar ve geri dönüş düşüncesi olduğundan, eğitime kayıtsız kalması kısmen anlaşılabilir. Ancak 2000 yılından sonraki süreçte kalıcı olan ve büyük bir çoğunluğunun Avusturya vatandaşlığına geçtiği de düşünülürse, göçmenler içerisinde eğitim seviyesi en düşük etnik grup olarak kalıyor?
Bugün Avusturya’da Türkiye kökenli üniversite mezunu oranı sadece yüzde 2. Ve yine lise mezunu oranı ise yüzde 4 dür.
Linz Üniversitesi araştırma grubuna göre, “Ebeveynlerin kendileri okul bilgisi ve Almanca dil bilgisinden yoksunsa, kendi çocuklarına ev ödevlerinde yardımcı olmaları zordur. Ekstra ders için kitap ve para eksikliğinin yanı sıra konsantre çalışma için sessiz alan eksikliği ve bazen de eğitimin gerekliliği konusunda anlayış eksikliği vardır.”
Burada göçmenlerin ekonomik sıkıntıları ve onun etkisiyle daha sınırlı sosyal yaşam alanlarının kötüleşmesine vurgu yapılıyor.
İşte tamda bu noktada yüzlerce Türkiye kökenli derneklerin devreye girerek, bu öğrencilere derneklerde ders verme olanakları yaratmaları gerekmektedir. Derneklerin asli görevi bu olmalıdır.
Yaşadığımız ülkeyi neden sevmiyoruz?
Vatandaşlığını aldığımız bir ülkeye içten içe düşmanlık beslemek ve de burada yaşamaya devam etmenin bir mantığı bulunamamaktadır. Genelleme yapmadan ilerlersek, bireysel başarısızlıklar, çeşitli ırkçı bahanelerle kamufle edilmekte ve başarısızlığımız yerli halka ve yönetime bağlamaktayız. Bu, Avusturya ‘da ırkçılık yok anlamına gelmemektedir. Ancak, eğitim noktasında hiçbir girişimde bulunmayan bizler, asimilasyon olmayacağız saçmalığının arkasına sığınarak, sadece para kazanmanın hayalleri üzerinden cahil bir toplum olma yolunda ilerliyoruz.
Çıraklık yapan gençlerimizin ortalama dört yıl süren süreci bitiremediği ve hayatına yardımcı işçi olarak devam ettiği gerçeğini, hiçbir ulusal-milli ve dini değerler değiştiremiyor.
Bizler diasporayı çok yanlış algılayan, ekonomik başarının dışında hiçbir alanda söz sahibi olamayan, yaşadığı ülke değerlerine pamuk ipliğiyle bağlı kalan, anlamsız özgüven sahibi bir toplum olmaktan ileriye gidemiyoruz.
Oysa, ülkenin siyasetinde söz sahibi olacak nüfusa sahibiz. Seçimlerde sandığa giden sayısının komik rakamlarda kalmasından dolayı, Avusturya siyasi partiler bizleri ciddiye almıyor.
Biz bu ülkede varız, ancak bunu sadece biz biliyoruz gibi bir hava esiyor, yerli halk tarafında.
Bu nedenle, özellikle sivil toplum kuruluşları Türkiye ve de din eksenli faaliyetlerin arasına, vasıflı gençler yetiştirmek için çalışmalar başlatmalıdır.
Ticarette başarılı olmak çok büyük bir başarı değildir.
Çünkü, ekonomik büyüme ile kültürel gelişim paralel ilerlemezse, yüzlerce cahil zenginimiz olur.
Göçün 60. Yılında yarattığımız değerlere sahip çıkmalıyız ve o değerleri savunacak, gündeme getirecek gençler yetiştirmeliyiz.
Aksi taktirde bu ülkede var ile yok arasında bir yerde yani arafta kalmaya devam ederiz…
Sağlıcakla kalınız, nice mutlu yıllara | ©DerVirgül