Viyana aynı, tepkiler farklı

Avusturya hükümeti başbakanlık binasına İsrail bayrağı astı, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği bayrağını yarıya indirdi. Avusturya’da İsrail’i eleştirmek gerçekten çok zor… Peki neden? Der Virgül, Avusturya’nın Yahudilere olan diyet borcunu araştırdı… Ancak Avusturya borcunu Yahudilere değil, İsrail’in siyasi otoritesine ödüyor…

Viyana aynı, tepkiler farklı

Adem Hüyük

1879
Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre’nin Basel şehrinde toplandı. 1896’da gazeteci Theodor Herzl, ”Der Judenstaat” yani Yahudi Devleti adlı bir kitap yayınlamıştı ve kongrede bu kitaptaki fikirler tartışıldı. Herzl, Viyana’da yaşayan bir Yahudi’ydi. Yahudiler’in kendi devletini kurmasını savunuyordu ve özellikle Avrupa’daki Yahudi düşmanlığına karşı bu fikri geliştirmişti.

Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlandı. Bu belgede, Filistin’de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı’nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülüyordu. 1897’den önce, çok az sayıda Siyonist göçmen zaten bölgeye gelmeye başlamıştı. 1903’e kadar, bunların sayısı 25 bine ulaştı. Çoğu Doğu Avrupa’dan gelmişti. Bölgenin yarım milyona yakın Arap sakiniyle birlikte yaşıyorlardı…

“Viyana’ya 1897’de Yahudi karşıtı söylemlerle belediye başkanı seçilen Karl Lueger, bir futbol karşılaşması sırasında Viyana takımını alkışlayınca, etrafındakiler ona, alkışladığı takımın bir Yahudi takımı olduğunu hatırlattı. Karl Lueger, istifini bozmayarak şu tarihi yanıtı verdi: “Hiç önemi yok, kimin Yahudi olduğuna ben karar veririm!” Karl Lueger Viyanalı zengin Yahudilerden partisi için bağış alırken de kimin düşman, kimin dost ve hatta kimin Yahudi olup olmayacağına ben karar veririm diyordu.”

Karl Lueger’in ırkçı politikaları çok sonraları dünyanın kaderini değiştirecek diktatöre ilham kaynağı olacak ve yazdığı tek kitabında, Lueger için şu ifadelere yer verecekti:

“Lueger, siyasi antisemitizmin kurucularından biriydi. Yahudiler burada daha kötüsü hayal edilemeyecek bir terörizm uyguluyorlar. Her şeyden önce Avusturya’da, Hıristiyan halkın Yahudiliğin egemenliğinden kurtarılmasıyla ilgileniyoruz. Kesinlikle, beyler, [antisemitizm] bir gün yok olacak, ama sadece son Yahudi yok olduğunda.’’ [Mein Kampf – Kavgam sayfa. 54]

Kaçınılmaz olarak bu diktatör Adolf Hitler’di…

1933 yılında Almanya’da iktidara gelen Adolf Hitler “bir ulus, bir devlet, bir lider” politikası çerçevesinde; Avusturya Cumhuriyeti, 1938’de Nazi Almanyası tarafından ilhak edilmiştir.

Holokost [Yahudi Soykırımı veya HaŞoah]

Holokost öncesinde sayıları dokuz milyonu bulunan Avrupalı Yahudilerin aşağı yukarı üçte ikisi öldürüldü. Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek Holokost’ta öldürüldü.

Avusturya özelinde ise öldürülen Yahudi sayısı tahminen 65.000 ve 125 bini mülteci olarak Avusturya’dan kaçmak zorunda kaldı.

Kristal Gece | Kristallnacht

9 Kasım 1938 gecesi, Naziler tarafından Viyana’da Yahudilere ait iş yerlerinin camları kırıldı, dükkanlar yağmalandı, sinagoglar ateşe verildi. Onlarca Yahudi öldürüldü. O gece kentin her yerinden kırılan cam sesleri duyuluyordu. Bu yüzden o kanlı gecenin adı tarihe “Kristallnacht” yani Kırık Camlar Gecesi olarak geçti.

Avusturya | Mauthausen Toplama Kampı

30 Ocak 1933’te Hitler’in iktidara getirilmesiyle birlikte, kendisine muhalif olan başta komünistler, antifaşistler, Yahudiler olmak üzere tutuklanmaya, sokak ortalarında katledilmeye başlandı. Almanya’nın cezaevlerinde yer kalmadı. Hitler törenler eşliğinde toplama kampları açtırdı. Bu kamplar sadece Almanya topraklarında değil, Polonya, Fransa, Çekoslovakya ve Avusturya’nın değişik şehirlerinde de kamplar açıldı.

Linz kentinin yaklaşık 20 kilometre doğusunda, Mauthausen ve Gusen köylerinin etrafında inşa edilmiş olan büyük bir grup Alman toplama kampıdır. Kamplarda ölenlerin toplam sayısı bilinmemektedir ancak çoğu kaynaklar tesisin tümünde 122 bin 766 ve 320 bin arasında kişi olduğunu tahmin etmektedir. Mauthausen Toplama Kampı Nazi Almanyası’nın en büyük ilk toplama kampı tesislerinden birini oluşturmuştur ve müttefiklerin en son kurtardığı kamplardan biridir. Kampta 1938-1945 yılları arasında zehirli gaz odaları kullanılarak binlerce esir katledildi. Yüzlerce esir üzerinde ölümcül ve tüyler ürpertici tıbbi deneyler de yapıldı.

Binlerce Yahudi bilim insanı, sanatçı, zanaatkar ve akademisyen ülkeyi terk etmek zorunda kaldı… Viyana edata çırılçıplak kaldı. Zira Avusturya’nın ve Almanya’nın en değerli bilim insanı ve filozofları Yahudi’ydi… Sigmund Freud, Albert Einstein gibi tarihin gidişatına etki yapmış birçok bilim insanı Avrupa’yı terk etti…

Diyet Borcu

Nazi Almanya’sının yenilmesi ve bütün kalıntılarıyla birlikte yok edilmesi seferberliği kapsamında özellikle Almanya ve Avusturya, 1948’de kurulan İsrail Devletine koşulsuz yardım etmiş, uluslararası arenada “Yahudi diasporasının da” etkisiyle İsrail’in yanında yer almıştır.

Çifte vatandaşlık verilmesi

Avusturya’da bazı durumlar dışında çifte vatandaşlık yasaktır. Dönemin Başkanı Sebastian Kurz tarafından Ulusal Konsey’e sunulan; Nazi zulmünden dolayı Avusturya’yı terk etmek zorunda kalanların torunlarına vatandaşlık verilmesi” oy birliğiyle kabul edildi. Avusturya’nın Nazi dönemi ile yüzleşmesi olarak nitelendirilen, vatandaşlık hakkı kapsamında, Nazi kurbanlarının torunları, ilgili belgeleri sunarak Avusturya vatandaşlığını alabildiler.

Nazi kurbanlarının soyundan olan kişilere yaklaşık 5 bin kişiye, Avusturya vatandaşlığı verildi. Başvuruların çoğu İsrail, ABD ve İngiltere’den geldi.

Avusturya diyet borcunu anayasal olarak teminat altına alarak, Yahudi karşıtlığını ceza yasasında suç olarak kabul etti.

Avusturya Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı binası

Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı’na İsrail bayrağı çekildi

Geçtiğimiz günlerde, Hamas örgütü tarafından İsrail’e yönelik saldırıları gerekçe gösteren Avusturya’da, Federal Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı’na İsrail bayrağı çekildi.

Avusturya parlamentosu

Ülkede 14.05.2021 tarihinde dönemin Federal Başbakanı Sebastian Kurz [ÖVP], Gazze Şeridi’nden İsrail’e yönelik saldırıları “mümkün olan en güçlü şekilde” kınadığını söyleyerek, Federal Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı binasına, İsrail bayrağını dayanışma sembolü olarak astırmıştı.

İsrail, sivillerin sığındığı hastaneyi vurdu | 500 kişi hayatını kaybetti

17.10.2023 tarihinde Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail’in Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesini bombalaması sonucu ölenlerin sayısının 500’e yükseldiğini söyledi.

Şu ana kadar Avusturya hükümetinden ve eyalet hükümetlerinden hastane saldırısı hakkında herhangi bir açıklama-kınama yapılmadı…

Türkiye’de 3 günlük milli yas ilan edildi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze saldırıları nedeniyle 3 günlük milli yas ilan edildiğini duyurdu.

Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı büyük acıları yüreğimizde hissediyoruz. Çoğu çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce şehidimize duyduğumuz saygının bir gereği olarak ülkemizde 3 günlük millî yas ilan edilmiştir.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı tarafından milli yas ilan edilmesinden dolayı, Türkiye’nin tüm yurtdışı temsilciklerinde de üç gün boyunca yas ilan edilmiş ve temsilciliklerde asılı olan Türk bayrağı yarıya indirilmiştir.

Türkiye’de 3 günlük milli yas ilan edilmesinin resmen duyurulmasının akıbetinde, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği binasında asılı olan Türk bayrağı da yarıya indirildi.

| Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği binası

Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği binasıyla, İsrail bayraklarının asıldığı başbakanlık ve dışişleri bakanlığı binaları arasında sadece bir kilometre var.

Söylemek istediğim, insanlar öldürülüyor: Hamas veya İsrail güçleri tarafından… Sivil-masum, yaşlı, çocuk ve kadınlar […]

Bayraklar, asılırken veya yarıya indirilirken, etnik, din, renk ayrımı gözetmeden yapılsaydı…

Gerçi bu yapılmış olsaydı, bu savaşların çıkma nedeni de ortadan kalkmış olmazmıydı? | ©DerVirgül

 

Yayınlama: 19.10.2023
Düzenleme: 19.10.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.