Yorum | Viyana Saldırısı Üç Saat İçerisinde mi Planlandı?
31 Ekim Cumartesi Başbakan, 2 Kasım Pazartesi gece 00.00’dan sonra ülkede kapanmaya gidileceğini duyurdu. Viyana saldırısı pazartesi akşam saatlerinde yaşandı. İki gün içerisinde planlanmış gibi görünen saldırıyı, cep telefonu sağlayıcısı operatörden gelen rutin bir SMS’mi tetikledi?
Adem Hüyük
2 Kasım Pazartesi, yer Viyana Schwedenplatz (İsveç Meydanı) – Bir kişi otomatik silahla önüne gelene ateş ediyor.
Bir gün sonra IŞİD tarafından üstlenilen saldırıda, istihbarat birimlerinin ihmallerinin yanı sıra, saldırı, başladığı nokta ve zaman açısından kendi içerisinde soru işaretleri doğurmakta.
Her şeyden önce, Virgül’ün daha önce de dikkat çektiği, saldırının kısa vadede planlandığı iddiası, saldırının yapılış ve başlama noktası açısından bakıldığında, iddiaların güçlendiğini göstermekte.
1) Başbakan Sebastian Kurz 31 Ekim Cumartesi: Hastanelerdeki yoğun bakım kapasitelerinin aşılmasına izin verilmeyeceği için tedbirlerin gerekli olduğunu savunarak, kapanmayı duyurdu.
Başbakan Salı günden itibaren, yani 2 Kasım gece yarısından sonra, gastronomi sektörünün kapanacağını ve saat 20:00 ile 06:00 arasında sokağa çıkma yasağı uygulanacağını ilan etti.
2) Şansölye Sebastian Kurz’un açıklamasından yaklaşık 48 saat sonra meydana gelen saldırının, Schwedenplatz’ın (İsveç Meydanı) en sakin sokağında başlaması ve saldırganın aynı çember içerisinde ateş ederek tekrara düşmesi, kısa süre içerisinde bir saldırının planlandığı düşüncesini güçlendirmektedir.
3) Saldırganın yaşadığı evden, olay yerine araç ile mi yoksa toplu taşımayı kullanarak mı geldiği konusunda bir sonuç elde edemeyen emniyet, saldırganın oturduğu bölgeden, saldırının yaşandığı meydana uzanan metro, tramvay gibi ulaşım araçlarındaki güvenlik kameralarından bir sonuç elde edememesi, saldırganın olay yerine bir araçla geldiği teorisini doğrulamaktadır.
Şayet metro ile gelmiş olsaydı, Schwedenplatz’ın en kalabalık yerinden saldırıya başlama olasılığı yüksek olacak ve saldırıda can kaybının artmasını sağlayacaktı.
Peki saldırgan olay yerine nasıl geldi?
İkinci bir kişi veya kişiler var mı?
Emniyet, saldırganın tek başına olduğu konunda ısrar ediyor…
Üç Saat İçerisinde Karar Verdi
Viyana saldırısından iki gün önce 31 Ekim cumartesi günü Kujtim F., kendi cep telefonundan polisi arayarak, yaşadığı belediye binasının bodrum katında bir hırsızlık yaşandığını ihbar etti. Polis olayla ilgili rapor tuttu, normal soruşturma süreci başlatıldı.
2 Kasım Pazartesi, saldırının gerçekleştiği gün: saat 16: 46’da Kujtim F., rutin olarak şu SMS’i aldı: “Telefon numaranız acil bir durumda bulundu ve konum bilgisi LPD Viyana kontrol merkezine gönderildi.”
Kronen gazetesinin iddialarına göre, Kujtim F.’ye gelen mesaj, cep telefonu sağlayıcısı operatörlerden gönderilen rutin mesajlardan sadece bir tanesiydi.
Zira Kujtim F., iki gün önce polis çağrı merkezini aramış ve bir hırsızlık ihbarında bulunmuştu.
Mesajdan Sonra Evde Barikat Kurdu
Saldırıdan sonra, saldırganın kimliğinin öğrenilmesi üzerine bir belediye binasında daireye operasyon düzenlendi.
Kujtim F.’nin evinde yapılan aramada, polisle çatışma olasılığı nedeniyle evdeki eşyalardan bir barikat oluşturulduğu görüldü.
İçişleri bakanın ilk açıklamasında, saldırganın arkasında ‘’ilginç’’ olarak çok delil bıraktığı yönünde olmuştu.
Sonuç:
IŞİD saflarında savaşmak için daha önce, Türkiye üzerinden Suriye’ye gitmek isterken, Türkiye’de yakalanarak Avusturya’ya teslim edilen Kujtim F., böyle bir eylemi uzun bir süredir planlıyor olma olasılığı yüksek.
Ancak, 2 Kasım saldırısını üç saat içerisinde kararlaştırdığı, bulgular ve saldırının yapılış şeklinde görülmektedir.
Kujtim F., cep telefonu sağlayıcısı operatörlerden gelen rutin mesajla panik olmuş, ilk önce evde bir barikat kurarak polisle çatışmayı düşünmüş, daha sonra rast gele bir alan seçerek, Schwedenplatz’da bulunan ve bilinç altına yerleşen Yahudi düşmanlığının verdiği yönlendirmeyle, sinegog yakınlarında rast gele ateş etmeye başlamıştır.
Saldırıda dört kişi hayatını kaybetti. Şayet iddia ettiğimiz gibi bu bir planlı saldırı olsaydı, can kaybının çok yüksek olması içten bile değildi (…) |virgül
© Bild: virgül
0
A+
A-
Benzer Konular
| Adem Hüyük 1 Ocak 2024 itibarıyla toplam Avusturya’da toplam 124.068 Türk vatandaşının kalıcı ikamet kapsamında yaşadığı kayıtlara geçti. Österreichische Integrationsfonds ÖIF verilerine göre, 1 Ocak 2024 itibarıyla toplam 124.068 Türk vatandaşının eyaletlere göre ikamet dağılımı şöyle: Viyana: Yüzde 37,7 Oberösterreich
| Adem Hüyük 1990’ların ikinci yarısında İşçi Odaları seçimleri kapsamında yaptığım bir röportajla haber aktarmaya başladım. Gazetecilik eğitimimi üniversitede değil de sonradan özel derslerle almış olmamdan kaynaklı, o günden bugüne süre gelen bir gazeteci olmak/olamamak ikileminin ölümcül sorgulayıcısı olarak yürüdüm,- hiç durmadan… Kendi haberciliğimi hep yargıladım. Bunu yaparken de...
| Adem Hüyük Türkiye kökenli bireyler, Avusturya’daki en büyük göçmen gruplarından birini oluşturmakta ve eğitim durumları, sosyo-ekonomik statüleriyle yakından ilişkilidir. Avusturya’daki Türkiye göçmenleri arasında zorunlu eğitim, yani ilkokul ve ortaokul düzeyinde eğitim alanların oranı yüksek. Öte yandan, Türkiye kökenli gençlerin üniversiteye gitme oranı, Avusturya’daki diğer göçmen gruplarına kıyasla daha düşüktür....
Romantizm, XVII. yüzyılda oluşmaya başlamış, farklı ülkelerde sanat türlerine göre değişik tarzlarda ortaya çıkarak hala devam ettiği varsayılmaktadır. Özünde bir başkaldırı, melankoli, yalnızlık ve devrimci bir motto bulunduğu için farklı dönemlerde sinik bir şekilde Romantizm karşımıza çıkmaktadır. “Bu yalnızlığı ve melankoliyi Auguste Macke’nin Gezintiye Çıkanlarından, Edward Hopper’ın resimlerine kadar keşfetmek...
| Adem Hüyük Toplumun alım gücüyle bağlantılı olarak kalite bakımından değer kaybeden “döner” Avrupa’daki deyimiyle “döner kebap”, ilk olarak Berlin’de sandviç olarak sunulmasıyla, uluslararası ayaküstü yiyecek sektörüne rakip olmuş ve McDonald’s. gibi tekellerin azimetine uğramamıştır. Döner kendi içerisinde, döneri pazarlayanlar tarafından kalitesi ve lezzeti acısından farklı sunulmuş, artı...
| Derleyen Adem Hüyük İnsanın kendi varlığını sorgulamasıyla ilgili sorular karşısında durabilen ve bunu sorgulayabilen, aslında derin bir bilince sahip insan demektir. Ama öncelikle, insanın kendi varlığını sorgulamasının ne anlama geldiğini bilmesi gerekmektedir. İnsanın kendi varlığını sorgulaması, kendisi, yaşamı, evrendeki yeri ve varoluşunun anlamı üzerine düşünmesi demektir. Bu, felsefenin en...
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum