(Yorum)15 Temmuz’da ”Vatan-Millet”, 17 Temmuz Bedelli Askerlik

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünü vesilesiyle, Türkiye ve dış temsilciliklerde çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu etkinlikler anma mı? Yoksa kutlama mı? Olduğunun belirsizliği arasında yapılan net bir ajitasyon vardı.

Vatan, Millet Vurgusu!

Ankara iktidarının öteden beri, milliyetçiliğinde üstüne çıkan, şoven propagandan ve ajitasyon taktiği, seçimlerde muhafazakar kesimin taktirini almış ve oylarını muhafaza etmiştir.

Türkiye Turancılarının kılavuzu olarak kabul gören, ‘’Dokuz Işık’’ kitabında da Alpaslan Türkeş, ‘’Yüz yılın vaz geçilmez akımı olarak milliyetçiliği işaret ediyordu.’’

Milliyetçi çizgi, bütün siyasi parti ve akımların en çok prim yaptığı, ikinci örgütlenme aracı olarak, önümüzdeki yüz yılda da, değerini koruyacağa benziyor.

Avrupa Birliği Ülkeleri’nin de son on yılda, mevcut iktidarlarını pekiştirmek için, milliyetçiği perspektif olarak seçtikleri görülmekte.

Ankara iktidarı ve iktidarı destekleyen siyasi partilerin elleri daha güçlü. Çünkü, bir yandan milliyetçilik, diğer yandan örgütlenmenin bir numaralı aracı olan ‘’din’’ siyasi arenada kullanılmaya çok müsait ve olgunlaştırılmıştır.

Bütün bunların gölgesinde, dünün din kardeşleri ve Türkçe okullarıyla, milli değer olarak görülen, bir yapılanmanın, iktidarı darbe yoluyla ele geçirmek istemesi, iktidara elinde bulunan bütün manevi değerlerle propaganda ve ajitasyon yapma olanağı sağlamıştır.

15 Temmuz yıldönümü üzerinden iki gün geçti

Bu süre zarfında, en çok askeri söylemlerin kullanıldığı dikkat çekti. Vatan millet, birlik beraberlik ve eşit yurttaşlıktan dem vuran iktidar ve yandaşları, iki gün soran bir açıklama yaparak bütün büyüyü bozdular.

Yüzlerce televizyon kanalı, yüzlerce siyasetçi, binlerce makale yazarları ve sokaklarda bayraklarla siyasetçisini destekleyenler, hepsi bir ağızdan ‘’vatan-millet’’ şiarıyla tek vücut olmuşlardı.

Bedelli askerlik, iki gün önce çok büyük konuşmaların, aslında çok küçük olduğunu, büyük konuşmak için, büyük ekonomiye sahip olmak gerektiğini hatırlattı.

Bir ülkenin siyasetçileri, halkının savaşçı ruh haliyle övünüp, bunu her fırsatta dile getiriyor ve askeri yapılanmasını her kurumundan daha üstün tutuyorsa!

Buna paralel olarak, bedelli askerliği gündeme getiriyorsa!

O ülkede yolunda gitmeyen bir ekonomi var demektir.

İktidar, ekonomiyi düzeltmek için bedelli askerliğin önünü açmıştır.

Bedelli Askerlik

17 Temmuz 2018’de Bedelli askerlik düzenlemesinin ayrıntıları açıklandı:

Yaş 25, 15 bin TL ücret ve 25 gün askerlik.

Bedelli Askerliğin Tarihi

Bedelli askerliğin tarihi sadece cumhuriyet tarihi ile sınırlı değil;

Bedelli tarihi, Osmanlı Devleti’ne kadar dayanıyor.

İlk Bedelliler

“Bedel-i şahsi” olarak anılan bu ilk uygulama, kişinin zorunlu olan askerlik görevini yapmamak için devlete para ödemesini değil, yerine bir başkasını askere göndermesini içeriyor.

O dönemde beş yıl olan askerlik hizmeti için kişi, kurayla belirleniyordu. Kurada adı çıkan kişi, yerine belli şartları taşıyan bir başkasını askere gönderebiliyor. Bu şartlar ise şöyle belirlenmişti;

Askerlik görevini bir başkası adına üstlenecek kişinin, 25-30 yaşlarında, beyaz (siyah köleler kabul edilmiyor), bulaşıcı hastalığı olmayan, ruhsal durumu askerlik yapmaya elverişli, yüz kızartıcı suç işlememiş ve çevresinde kötü tanınmayan biri olması gerekiyordu.

1870

Osmanlı’da, para ödeyerek zorunlu askerlik hizmetinden muafiyet konusundaki ilk uygulama ise, 1870’de çıkarılan “Tenkisat-ı Cedide-i Askeriyeye Tevfikan Tanzim olunan Kura Kanunname-i Humayunu” ile, ilk kez gerçek anlamda “nakdi bedelli” askerliğin yolu açıldı. Bu kanun uyarınca, “bedel-i şahsi” bulamayanlara, 15 bin kuruş “bedel-i nakdi” vererek, 3 aylık bir askeri eğitim dışında, 5 yıllık zorunlu askerlikten muaf tutulmanın yolu açıldı.

Cumhuriyet

Cumhuriyet’in ilk yıllarında ise, 21.6.1927 tarihli 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nda, Türkiye’ye göçüp vatandaşlığa geçenlerin, ilk vatandaşı oldukları ülkede zorunlu ya da bedelli askerlik yapmış olmaları halinde, Türkiye’de de askerden muaf tutulmalarına ilişkin bir madde konulmuştu.

Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da, temel askerlik eğitiminin ardından, kalan sürelerini kamu kurum ve kuruluşlarında çalışarak geçirmelerine olanak sağlanmıştı.

Son 30 yıllık dönemde ise, ilk bedelli askerlik uygulaması 1987 yılında, Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde çıkarıldı.

Ardından da 1992, 1999, 2012 ve 2014 tarihlerinde bedelli askerlik kanunları çıkarıldı.

Bu uygulamaların ayrıntıları ise şöyle;

1987 bedelli askerlik uygulaması: amaç, “biriken kaçak-saklı-bakaya konumundaki problemli yükümlülerin eritilmesi”- Toplam 18 bin 433 kişi yararlandı.

1992 bedelli askerlik uygulaması: Ama, “biriken kaçak-saklı-bakaya konumundaki problemli yükümlülerin eritilmesi”- Toplam 35 bin 111 kişi yararlandı.

1999 bedelli askerlik uygulaması: amaç, 1999 Marmara depreminin ardından sıkıntıya düşen ekonomiye katkı ve deprem mağduru vatandaşlara askerlik kolaylığı sağlamak. Toplam 72 bin 290 kişi yararlandı. – Gelir 1,1 Milyar TL

2011 bedelli askerlik uygulaması: amaç, biriken-kaçak-saklı-bakaya konumundaki problemli yükümlülerin eritilmesi ve şehit-gazi ailelerine destek- Kesin rakam henüz belli değil. yararlananların sayısı 70 bin 179 (kanundan yararlanması beklenenlerin sayısı ise yaklaşık 400 bin kişi) –Gelir 2.2 Milyar TL

2014 bedelli askerlik uygulaması: amaç, biriken-kaçak-saklı-bakaya konumundaki problemli yükümlülerin eritilmesi ve savunma sanayisine kaynak sağlamak- Yararlananların sayısı 203 bin 905 (kanundan yararlanması beklenenlerin sayısı ise yaklaşık 449 bin 503 kişi) – Gelir 3 Milyar 671 Milyon 100 Bin Lira

2017 yılı rakamlarına göre, 2 milyon 800 bin kişinin meşru sebeplerden dolayı askerliğini tecil ettirmiş durumda.

Yaş 25 olarak belirlendiğinde 15 Bin TL bedel ile hesap şöyle.

Bedelli Askerlik için  şartlar böyle belirlenirse 3 Milyon 250 Bin vatandaştan (yoklama kaçakları dahil) yaklaşık 1 Milyon vatandaşın yaşı 25 e uygun olacağından toplam gelir yaklaşık olarak 15 Milyar TL  olacaktır.

Önce bir şeyi zorunlu hale getiriyorsun, sonra madem istemiyorsun para ver o zaman diyorsun.

Ya parası olmayan? (virgül.at)