Avrupa Uyuşturucu Ticaretini Türkiye’deki Organize Suç Örgütleri Kontrol Ediyor
Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi ile EUROPOL tarafından ortak hazırlanan uyuşturucu raporu yayımlandı.
Raporda eroin başlığı altında Türkiye’ye de yer verildi ve genel olarak Avrupa’ya getirilen eroinin Türkiye’deki organize suç gruplarının (OSG) kontrolünde olduğu kaydedildi.
Türkiye’deki OSG’lerin Avrupa’ya eroini toptan getirdiği ancak Balkan, İngiliz, Hollandalı ve Pakistanlı OSG’lerin de kıtanın çeşitli bölgelerinde etkili olduğu belirtiliyor.
Eroinin yanında farklı türde uyuşturucu getiren grupların genellikle silah ve diğer yasadışı materyalleri de taşıdıklarına dikkat çekilerek en kilit rota olarak Balkanlar işaret ediliyor.
Özellikle eroin yapımındaki öncü madde ‘asetik anhydride’in Avrupa’da ucuza maledilebildiği ve Balkan rotası üzerinde imal edildiği yerler olduğu aktarılıyor.
Kaçakçılıkta Balkan güzergahı en kilit rota olduğu için AB’ye uyuşturucu girmesini engellemek noktasında Türkiye’nin merkezi önemde olduğunun altı çiziliyor.
Diğer güzergahlara kıyasla Balkan rotasının ana giriş noktası olarak kullanıldığı bu nedenle kuzey güzergahlarında uyuşturucu trafiğinin azaldığı belirtiliyor.
Bununla birlikte güney güzergahı olan Afrika üzerinden de yapılan kaçakçılığın artış gösterdiği ifade ediliyor.
7,4 milyar euro pazar değeri
Uyuşturucuların neden olduğu zararlar göz önüne alındığında eroin ve diğer afyon türlerinin diğer maddelere kıyasla hala en büyük paya sahip olduğunu yazan rapora göre 2017’de AB’de eroinin toplam piyasa değeri 7,4 milyar euro oldu.
Afganistan’dan çıkıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya
Rapor, afyon temelli uyuşturucuların çoğunluğunun kaynağını Afganistan olarak gösteriyor.
Kaynaktan itibaren rota üzerinde gerekli önlemler alınmaz ve girşimler yapılmazsa bu uyuşturucuların Türkiye üzerinden artan miktarlarda Avrupa’ya girmeye devam edeceği öngörülüyor.
Sentetik afyon uyuşturucularının her yıl farklı versiyonlarının uyuşturucu maddeler listesine eklendiğini anlatan rapor, bunlarda en çok artışın metadon, buprenorfin, tramadol ve fentanilde görüldüğüne değiniyor.
Bu maddelerin artık çoğunlukla internet üzerinden ticaretinin yapılıyor olması denetleme ve kısıtlamaları zora sokan bir başka unsur.
Terörün finanse edilmesi
Raporda terörün finanse edilmesi başlığı altındaki bölümde dinci örgütlerin yanı sıra etnik-milliyetçi örgütlerin de Avrupa’daki uyuşturucu trafiğinde oynadıkları rolden bahsediliyor.
Bu bölümde ayrı olarak PKK’ya da yer verilerek “Türkiye’nin güneydoğusu, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde yer alan paramiliter bir grup” şeklinde tanımlanıyor ve raporun dipnotunda ayrılıkçı IRA ve ETA örgütleri ile aynı kategoride olduğuna dikkat çekiliyor.
PKK’nın Avrupa’da organize suçlara karıştığı ve AB içerisinde uyuşturucu trafiğinde yer aldığını gösteren birkaç örnek olduğu kaydediliyor.
2017’de aşırı dozdan 8 bin 238 ölüm
Raporda AB’de 2017 yılında 8 bin 238 aşırı doz vakasına bağlı ölüm yaşandığı, internet nedeniyle uyuşturucuya erişim ve kullanım yaşının giderek düştüğü ve uyuşturucu ticaretinin OSG’lerin bir numaralı gelir kaynağı olmaya devam ettiği aktarılıyor.
Bununla birlikte uyuşturucu bağımlılığının genç insanları suç örgütlerine çekmekte ve OSG üyesi haline getirmekte kullanıldığına da vurgu yapılıyor.
5 bin OSG ve yıllık 30 milyar euroluk uyuşturucu
Raporda AB’deki yasadışı tüm uyuşturucu çeşitlerinin toplam piyasa değerinin yıllık 30 milyar euroyu bulduğu belirtiliyor ve AB’de şimdiye kadar 5 bin OSG tespit edildiği yazıyor.
Bu OSG’ler arasındaki rekabetin yol açtığı şiddet ve çatışmaların da ayrıca şehir ve kırsal bölgelerde topluma ciddi zararlar verdiğine dikkat çekiliyor.