Avrupa’da Irkçı Partilerin Durumu
AB genelinde pek çok ülkede aşırı sağ partiler yükseliş içerisinde. Özellikle de sosyal adaletin neoliberal politikalarla ortadan kaldırıldığı ülkelerde. Tarihsel olarak faşizmin işbaşında geldiği Almanya, İtalya ve İspanya’da tabular kırıldı ve ırkçı partiler ulusal meclise girdi, koalisyon ortağı oldu. Kıta genelinde sağ popülist partilerin yükseliş olmadığı tek ülke ise sol koalisyonun işbaşında olduğu Portekiz.
POLONYA: 2015’te yapılan genel seçimlerde aşırı sağ, milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi (PiS), yüzde 37 oyla 460 sandalyeli mecliste 235 sandalye kazanarak salt çoğunluğu sağladı.
Mecliste temsil edilen diğer partilerin çoğu da sağ-milliyetçi çizgide.
Sosyal demokrat partinin bile olmadığı bir meclis söz konusu.
MACARİSTAN:2010’dan bu yana aşrı sağcı Viktor Orban ve partisi Fidesz’in işbaşında olduğu Macaristan’da pek çok temel hak ve özgürlük yok edildi.
Muhalefetin sesini duyurması neredeyse imkansız hale getirildi.
Balkanlar üzerinden sığınmacıların gelmesine karşı tel duvarlar ören Orban, içeride azınlıklara yönelik baskılarını da sürdürüyor.
2018’deki seçimlerde oyların yüzde 49’unu alarak salt çoğunluğu sağlayan Orban’ı, yüzde 19 ile bir diğer aşırı sağcı parti Jobbik izledi.
Sosyal Demokrat Parti ise yüzde 13,5 oy kaybıyla ancak yüzde 12 oy alabildi.
AVUSTURYA: 2017’de yapılan genel seçimlerde iktidardaki Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) yerinde sayarken, muhafazakar Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) toplam yüzde 13 oy kazandı ve ortaklık kurdular.
İçişleri ve savunma gibi önemli bakanlıklar FPÖ’ye verildi.
İTALYA: 4 Mart 2018’de yapılan genel seçimlerde televizyon programcısı Beppe Grillo’nun başını çektiği M5S hareketi yüzde 33 ile birinci olurken, açıktan faşist görüşleri savunan Liga 2013’teki seçimlere göre oylarını yüzde 12,5 artırarak yüzde 17,3’e çıkardı ve koalisyon ortağı oldu.
Silvio Berlusconi’nin başını çektiği diğer sağcı parti Forza İtalia ise yüzde 13,9 oy aldı.
ESTONYA: 3 Mart 2019’da yapılan seçimlerde aşırı sağcı Halk Partisi (EKRE), 2015’teki seçimlere göre oylarını yüzde 9,7 artırarak yüzde 17,8’e çıkararak üçüncü büyük parti oldu.
DANİMARKA: Aşırı sağcı Halk Partisi 2015’teki seçimlerde yüzde 21,1 oy alarak parlamentoya 37 milletvekili göstermişti.
FİNLANDİYA: 14 Nisan 2019’da yapılan genel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti (SDP) yüzde 17,7 ile birinci olurken, aşırı sağcı Gerçek Finliler yüzde 17,5 ile ikinci olmuştu.
İSPANYA: 28 Nisan’da yapılan genel seçimlerde Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) birinci olurken, aşırı sağcı Vox partisi aldığı yüzde 10,3 ile ilk kez ulusal parlamentoya 24 milletvekili gönderdi.
İSVEÇ: Sosyal demokrasinin kalesi olarak bilinen İsveç’te Sosyal Demokrat Parti, 2018’de yapılan genel seçimlerde 1908’den bu yana en kötü sonucu (yüzde2 28) almasına rağmen birinci parti olmaya devam etti.
Sağ popülist İsveç Demokratları (SD) ise oylarını yüzde 4,7 artırarak 17,5’e çıkardılar ve ülkede üçüncü büyük parti haline geldiler.
SD’nin 349 sandalyeli mecliste 62 milletvekili bulunuyor.
ALMANYA: Sağ popülist, milliyetçi AfD 2017’deki genel seçimlerde yüzde 12,6 oyla meclise 96 milletvekili gönderdi.
Anketlere göre AfD’nin oyu yüzde 12-14 arasında seyretmeye devam ediyor.
Diğer ırkçı parti ve örgütler de propagandalarını sürdürüyorlar ve AP seçimlerine katılıyorlar.
FRANSA: Fransa’da aşırı sağcı Milliyetçi Cephe’nin adayı Marine Le Pen 2017’de yapılan başkanlık seçimlerinin ilk turunda yüzde 21,3 alarak ikinci tura kalmıştı.
İkinci turda ise yüzde 34 oy almıştı. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna ise Emmanuel Macron oturmuştu.
2022’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yapılan anketlere göre Le Pen’in ikinci tura yeniden kalması bekleniyor.
Üçüncü sırada ise Sol Parti’nin adayı Jean Luc Melenchon görünüyor.
AP seçimleri öncesinde yapılan anketler ise Le Pen’in partisinin birinci olabileceğini de gösteriyor.
BELÇİKA: 26 Mayıs’ta AP seçimleriyle birlikte genel seçimlerin yapılacağı Belçika’da gözler aşırı sağcı Vlaams Belang’ın alacağı oylarda.
Flamanların bulunduğu bölgede uzun süre üçüncü büyük parti durumunda olan ve açıkça ırkçı ve ayrılıkçı görüşleri savunan Vlaams Belang’ın oylarını yaklaşık olarak iki katına (yüze 10) çıkarması bekleniyor.
Bu seçimlerde Belçika Emek Partisi’nin de bir çıkış yaparak meclise 12 milletvekili göstermesi bekleniyor.
HOLLANDA: 15 Mart 2017’de yapılan genel seçimlerde sağ popülist Geerd Wilders’in partisi PVV yüzde 13 ile ikinci parti olmuştu.
Geçen yıl yapılan yerel seçimlerde de PVV ikinci olmuştu.
Son anketlere göre Hollanda’da aşırı sağcı, faşist görüşleri savunan Thierry Baudet’ın başını çektiği Demokrasi Forumu (FvD) partisi yükseliş içinde.
Bazı anketlere göre FvD’nin oy oranı yüzde 25.
PORTEKİZ: Avrupa ülkeleri arasında farklı bir süreç Portekiz’de yaşanıyor.
2015’te yapılan genel seçimlerden sonra Sosyalist Parti (PS) öncülüğünde, Demokratik Birlik Koalisyonu (CDU) ve Birleşik Sol (BE) arasında koalisyon hükümeti kuruldu.
Yapılan bütün anket sonuçlarına göre sol koalisyon hükümetinin bir sonraki seçimleri kazanacağı yönünde.
Özellikle PS’nin oylarını artıracağı yönünde.
Bu da kıta genelinde çözülme süreci yaşayan sosyal demokrat partilerin yüzlerini sola döndüklerinde kazanabileceklerini gösteriyor.
YUNANİSTAN: Sol sosyal demokrat Syriza’nin işbaşında olduğu ülkede faşist Altın Şafak partisi oylarını artırmaya devam ediyor.
13 Ekim’de yapılacak seçimler öncesinde yapılan anketlere göre Altın Şafak’ın oyu yüzde 8,7.
Syriza ise yaklaşık yüzde 10 oy kaybıyla ancak yüzde 25 oy alabiliyor.
Birinciliği Yeni Demokrasi Parti’sinin almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Bunların yanı sıra diğer Avrupa ülkelerinde de irili-ufaklı sağ popülist, faşist partiler varlığını sürdürüyor.