Avusturya – Türkiye Arasında Göç Dengesi İlk Defa Bozuldu
2018 yılında, Türkiye’den Avusturya’ya edilen göç ile, Avusturya’dan Türkiye’ye edilen göç arasındaki alışıla gelmiş rakamlar ilk defa tersine işledi. Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmeni kadınların çocuk yapma oranında da düşüş gözlendi.
Statistik Austria’a göre, geçen yıl Avusturya’nın Türkiye’yle göç dengesinde ilk defa tersine bir grafik izlediği görüldü.
2018’de 3.549 kişi Türkiye’den, Avusturya’ya göç ederken, 3.825 kişi bunun tam tersine Avusturya’dan Türkiye’ye gitmiştir.
Bu gelişme öngörülebilir olsa bile, en azından sembolik olarak bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Avusturya Federal hükümetinin 1964’te Türkiye ile ikili bir emek gücü alma anlaşması imzaladığından beri ilk defa yaşanan tersine göç olarak yorumlanıyor.
Statistik Avusturya tarafından yapılan bir mikro nüfus sayımı araştırmasına göre, 2011 yılında Avusturya’da 279.000, Türkiye kökenli bulunurken, 2018’de bu rakam 269.000 idi.
Bu rakamlar Türkiye’den göçün çok öncelerden durduğunu göstermekte.
Zaten burada yaşayan topluluk da önemli bir büyümeye katkıda bulunmuyor.
Çünkü Türkiyeli kadınların yüksek doğum oranı geçmişe ait bir olgudur.
1980’lerin başında, Avusturya’da yaşayan Türk vatandaşlarının toplam doğurganlık oranı hala ortalama olarak dört çocuktan fazlaydı.
2017 itibariyle, bu oran kadın başına 2,29 çocuğa düşmüştür.
Bu neredeyse, demografların “canlı tutma” olarak adlandırdığı 2.1 değerine ulaşıyor – daha düşük oranlar uzun vadede nüfusun azalması anlamına geliyor.
Bu arada, bu gelişme Türkiye’deki ile aynı zamana denk geliyor.
Tahminler, 2050 yılına kadar 1,8’e düşmeyi öngörüyor, bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bile daha fazla çocuk sahibi olun çağrısı yapmasına neden olmuştur.
Büyük ailelerin göçündeki düşüş ve doğurganlık oranındaki düşüş Avusturya okul istatistiklerine de yansımıştır.
Türkçe konuşan yeni okul çağındaki çocukların payı, uzun bir yüzde 6,75 artıştan sonra 2010 yılında zirveye ulaştı.
2017 öğretim yılında, Taferlklassler’in yalnızca yüzde 5,99’u anadilinde konuştu.
Mutlak anlamda bu, yaklaşık 5.900’den 5.600 çocuğa düşüş anlamına gelir.
Peki Neden Azalan Göç Eğilimi Var?
Göç uzmanlarının gerçek bir cevabı yoktur.
Uzman danışma komitesinin bir üyesi olan sosyolog Kenan Güngör, yıllık entegrasyon raporunu yayınlarken, 2015 yılında mülteci krizinin zirvesindeki AB-Türkiye anlaşmasına dayanan daha katı muafiyet düzenlemelerinin etkilerinden şüpheleniyor.
Avrupa çapında tanıtılan yeni eşleşme ortakları için dil yeterliliğinin kanıtı gibi Avrupa’da daha katı giriş koşulları bile bu akıştan sorumlu olabilir.
Türkiye’den göçü daha geniş bir çerçevede ele alan ve bu nedenle Avusturya dışındaki ülkeler için geçerli olması gereken Avrupa politika yaklaşımları tek bir yönlenmeye sahip: ana varış noktasında ki gelişmeyi açıklamıyorlar.
1960’lı yıllarda misafir işçi sözleşmesi olan ve daha sonraki göç tarihinin Avusturya ile paralellik göstermediği Almanya’da, Türk göçünde bir düşüş gözlenmemektedir.
Orada, 2013’ten bu yana uzun süre durgunluktan sonra göç dengesi yeniden büyüyor.
Ancak, Avusturya, Türk göçmenler için her zaman “sadece Almanya’ya giderken” kalınan yer olarak görülmüştür.(virgül.at)
© Bild:virgül.at