Avusturya’da gençlerin eğitim fırsatlarını köken ve gelir mi belirliyor?
Eğitim uzmanı İlkim Erdost Profil dergisine verdiği röportajda, Avusturya’daki eğitim sistemi konusunda önemli değerlendirmelerde bulunuyor. Dergi, en son PISA araştırmasına göre Avusturya’da gençlerin eğitim fırsatlarını köken ve gelir düzeyinin belirlediğini vurguluyor.
15 yaşındaki gençlerin okuma, matematik ve fen seviyelerinin dünya çapında değerlendirildiği 2022 PISA raporu yayınlandı. Avusturya’da 300’den fazla okuldan yaklaşık 6.200 genç katıldı. Ülkede matematikteki performans önemli ölçüde düşerken – fen bilimlerindeki sonuçlar neredeyse sabit kaldı.
Viyana İşçi Odaları [AK Wien] eğitim sorumlusu İlkim Erdost, Avusturya’nın haftalık siyasi dergisi Profil’den Philip Dulle verdiği röportajda, ülkedeki eğitim sistemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Avusturya’da göç geçmişi, ebeveynlerin eğitimi ve geliri okul performansı üzerinde diğer ülkelere göre daha güçlü bir etkiye sahip olduğunu, sosyal konumun, bir çocuğun teşvik edilip edilemeyeceğini, desteklenip desteklenemeyeceğini veya ücretli ders alınıp alınamayacağını belirleyeceğini vurgulayan İlkim Erdost, ebeveynlerin özel ders için yılda 120 milyon Euro harcadığı bir okul sistemimiz var ve bu eğilimin sürekli arttığını söyledi.
Avusturya’daki göçmen çocuklarının eğitim sisteminden nasıl olumsuz etkilendiği konusuna da değinen Erdost, “İkinci Cumhuriyet’te göç yaklaşık 60 yıldır var. Ancak eğitim sistemi, farklı seviyelerde okula başlayan, yeterince Almanca bilmeyen veya farklı eğitim deneyimleri olan çocuk ve gençlerin varlığını normal kabul edememiştir. Bu bir başarısızlıktır. Uzmanların ve uygulayıcıların deneyimlerini uygulamaya koyacak ve örneğin Almanca derslerinin normal okullarda Almanca desteği almaktan ziyade damgalama olasılığının daha yüksek olduğunu ve çocukları daha çok zamana mal ettiğini söyleyecek siyasi irade eksikliği var” yorumunda bulundu.
PISA çalışmasına ilk tepki olarak Eğitim Bakanı Martin Polaschek, tüm gün eğitim veren okulların genişletilmesi yönünde çağrıda bulunmasını değerlendiren Erdost şöyle devam etti:
“Avusturya uzun süre bekledi. Bununla birlikte, tam gün eğitim veren okulların genişletilmesi önemlidir. Yüksek kaliteli, tam gün eğitim veren okulların norm haline gelmesi daha uzun yıllar alacak. Unutulmaması gereken: Tam gün okul tek başına sorunları çözmeyecektir. Uygulama için ek öğretmen saatlerine ve sosyal hizmet uzmanları, okul psikologları, ana dil öğretmenleri ve ebeveyn danışmanlarından oluşan çok profesyonelli ekiplere ihtiyacımız var. Şu anda bu tür teklifler yalnızca seçici olarak sunulmaktadır.
Performans okullarda yapılmalı ve ebeveynlerin mutfak masalarına devredilmemelidir. Açık olan şu ki, yapay zeka ve dijitalleşmenin ön plana çıkardığı bir gelecekte eğitim, ezberlenmiş, standartlaştırılmış bilgilerin sıkıcı bir şekilde tekrar edilmesinden ibaret olamaz. Temel becerilere ve kültürel tekniklere ek olarak ilgilerin, uzmanlıkların ve kişiliklerin nasıl teşvik edileceği ana odak noktası olacaktır. Bu şu anlama gelir: Topluma nasıl eleştirel bir şekilde katkıda bulunabilirler, başkalarıyla nasıl birlikte çalışabilirler ve karmaşık sorunları farklı perspektiflerden ele alabilirler.”
Viyana Gençlik Merkezleri Birliği’nin başkanlığını da yapan Erdost, “gençlerin neye ihtiyacı var?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Gençlerin kendileri olabilmeleri ve sınıfta, çatışmalarda, tartışmalarda veya okul bahçesindeki romantik dramalarda kendilerini geliştirebilmeleri için alana ve zamana ihtiyaçları vardır. Ama bunu tek başlarına yapmıyorlar çünkü hepimiz sosyal canlılarız. Bunu her zaman başkalarıyla, arkadaşlarıyla, akranlarıyla veya yetişkinlerle diyalog halinde yaparlar. Bu, yetişkinlerin çocuklarla ilişkilerini sürdürmeleri ve aptalca şeyler yaptıklarında bile onları silmemeleri, krizler sırasında onları desteklemeleri gerektiği anlamına gelir.”
Sizin de Türk kökenlisiniz. Eğitim yolunuzu takip etmenize ne yardımcı oldu?
“Bana inanan insanlar vardı. İster özel hayatta, ister okulda, ister işte. Ayrıca ben yaklaşık on yaşımdayken ailem daha iyi bir istihdam yoluyla sosyal bir sıçrama yaptı. Bu, iyi bir daireye taşınıp vatandaşlık başvurusunda bulunabileceğimiz anlamına geliyordu. Bu, büyük bir baskıyı hafifletti ve birçok kapıyı açtı.”
İlkim Erdost, Viyana İşçi Odaları [AK Wien] eğitim sorumlusu olarak görev yapıyor. Türk kökenli Viyanalılar eğitim ve entegrasyon sektöründen geliyor. Daha önce Viyana Gençlik Merkezleri Birliği’nin genel müdürü ve Ottakring ve Hernals’taki yetişkin eğitimi merkezlerinin direktörlüğünü yapıyordu. | ©DerVirgül