Avusturya’da Paralel Toplum Oluşumu (Türkiye Göçmenleri)

Avusturya entegrasyon fonunun 93 sayfalık bir raporuna göre, Türkiye göçmenleri bir tek kelime Almanca konuşmadan tüm yaşamlarını sürdürecek olanaklara sahipler.

Avusturya’da Paralel Toplum Oluşumu (Türkiye Göçmenleri)

Viyanalı öğretmen Susanne Wiesinger’in yazdığı” Kulturkampf im Classenzimmer ” (“sınıfta kültürel çatışma”) adlı kitabı, son zamanlarda en çok tartışılan kitaplar arasına girdi.

İddialara göre, kitap oldukça hassas bir konudan bahsediyor ve okullarda muhafazakar İslam’ın etkisinin ne kadar güçlü olduğunu ileri sürülüyor.

Bununla birlikte, bunun sadece öğretim binalarında bitmediği, ancak topluma çok daha derin uzandığı ve bölmeyi tehdit ettiği gerçeği, entegrasyon fonunun 93 sayfalık bir raporunu ifade eden “Addendum” araştırma platformunun bir raporunda da görüldüğü belirtiliyor.

Toplanan bilgiler, Federal başkentteki farklı kültürler arasındaki hakim boşluğu açıkça göstermektedir: Yönetici yetkililerle yapılan görüşmelerde, bir tür paralel toplumun kendisini Viyana’nın bazı bölgelerinde kurmaya başladığı ortaya çıktı.

Örneğin, Favoriten, Ottakring, Simmering, Rudolfsheim-Fünfhaus, Brigittenau ve Leopoldstadt bölgelerinde paralel gelişmenin en yoğun yaşandığı yerler olarak işaretlendi.

 

Türkiye Göçmenleri

Raporda özellikle Türkiye’den gelen göçmenler, pek çok Viyana bölgesinde kendi toplumlarını inşa ettiklerinden bahsediliyor.

Türk dükkanları, Türk doktorları ve diğer Türk kurumları, insanlara bütün günü “topluluk”da bir tek kelime bile Almanca konuşmadan yaşama fırsatı vermekte.

Bununla birlikte, bu kaçınılmaz olarak paralel yaşama yol açar.

Raporda belirtildiği gibi, Sırbistan, Çeçenistan veya Afganistan’dan gelen göçmenler arasında da benzer gelişmeler gözlenmektedir.

 

Kurtarılmış Bölgeler

Etnik farklılıklar nedeniyle, çatışma potansiyeli de aynı zamanda artmaktadır.

Gündemde defalarca sınır çatışmalarının olduğu gibi bazı etnik gruplar parklar veya sokaklarda hak talebinde bulunduğu görülmektedir.  

Her etnik göçmen topluluk yoğun yaşadıkları bölgeleri, ‘’kurtarılmış bölge’’ gibi görerek, bu bölgelerin benimsenmesi üzerinden sokak çatışmalarına varacak şekilde diğer etnik gruplarla kavgalar edildiği polis raporlarında yer almaktadır.

 

Paralel Adalet

Yargıya intikal etmesi gereken konularda, göçmenlerin kendi aralarında sorunu çözmeye çalışmaları; örneğin, kadınlar genellikle büyük bir baskı altına alınarak ve sözde arka planda karşılıklı olarak kabul edilen boşanmalarda bastırılmaktadır.

Hukuk kavramı ve anlaşmazlıkların çözüm yolu olan yargı kurumlarına müracaat etmek, onursuzluk olarak nitelendirerek, kendi sorunlarını, kendi aralarında çözmenin gayrı resmi ve feodal yöntemleri geliştirilmiştir.

 

Okullar

Okullarda öğrenciler arasında yaşanan etkileşim olumsuz yönde baskı sistemine döndüğü görülmekte.

Örneğin, Ramazan ayında oruç tutmayan öğrenci, oruç tutan öğrenciler tarafından dışlanır ve oruç tutmaya isteği olmadan psikolojik baskı ile oruç tutması sağlanmak istenir.

Öte yandan kız öğrencilerinin yüzme derslerine girmelerinin önü, çeşitli nedenlerden dolayı aileleri tarafından kesilmek istenir.

En tehlikeli görünen bir başka gelişme ise, örneğin; bir kız başörtüsü takmıyorsa, ona “fahişe” denir.

 

“Addendum” un münhasıran sunulduğu 93 sayfalık rapor, Nisan 2018’de siyaset bilimci Nina Scholz ve tarihçi Heiko Heinisch tarafından yazılmıştır.

Yargı, yürütme ve öğretmenler temsilcileri ile tartışmalar temelinde bilgi toplamıştır.

Bununla birlikte, analiz, yayın için tasarlanmamış, ancak araştırma platformunun isteğine göre paralel toplum konusuna ilişkin geniş tabanlı bir çalışmaya dahil edilmiştir. Bu hükümet programının entegrasyon bölümünde yer almaktadır. (virgül.at)

 

foto:virgül.at

Yayınlama: 01.10.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.