Avusturya’da TikTok sorgulanıyor | “Akıllı telefonların silah olarak kullanılmasını önlemeliyiz”

Avusturya’da TikTok sorgulanıyor | “Akıllı telefonların silah olarak kullanılmasını önlemeliyiz”

Villach’taki saldırıyı gerçekleştiren Ahmad G.’nin çok kısa sürede radikalleştiği iddia ediliyor. Bu süreçte TikTok’un önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Peki, bu nasıl mümkün oluyor?

“Kâfir (inanmayan) öldürülebilir mi?” sorusu ekranda beliriyor. Arka planda ritmik bir ilahi, bir İslami ezgi, yani “nasheed” çalıyor. Siyah bir fonun üzerinde, İslam alimlerinin bu konudaki yorumları beyaz harflerle gösteriliyor. Çıkan sonuç açık: “Bir barış anlaşması olmayan bir kâfirin öldürülmesi durumunda ne kefaret ne de kan bedeli ödenir. Çünkü onun kanı, genel anlamda bir domuzunki gibi dökülebilir.” Tüm bunlar TikTok’ta görülebiliyor. Bu paylaşım viral olmamış olabilir, ancak algoritma bunu bir başkasına, “erdemli bir kadının kocasına her zaman itaat etmesi gerektiğini” belirten bir hadisle veya IŞİD’in uzaktan kumandayla patlatılabilen bir bomba yapımıyla ilgili Arapça talimatlarıyla aynı kolaylıkla sunabilir. Bazen bu içerikleri ayıran tek şey bir ekrana kaydırma hareketidir.

Villach saldırganı TikTok’ta radikalleşti

Der Standard gazetesinden Jan Michael Marchart’ın analiz yazısına göre, Villach’taki saldırıyı gerçekleştiren Suriyeli Ahmad G.’nin kısa süre içinde internette radikalleştiği söyleniyor. TikTok’un bu süreçte büyük bir etkisi olduğu belirtiliyor. Kime bağlı olduğu henüz bilinmese de birçok İslamcı vaizi takip ettiği ifade ediliyor.

Kesin olarak bilinen şey şu: Almanya gibi ülkelerden gelen Radikal İslamcı propagandistler, TikTok üzerinden Avusturya’daki genç Müslümanların hayatlarını ve düşüncelerini şekillendiriyor. Paylaşımlarının ana konusu, katı İslami kuralların Batı dünyasıyla nasıl bağdaştırılabileceği. Ancak bu vaizlerin gözünde bu uyum mümkün değil. Müslümanların kimliklerinin tehdit altında olduğu, inançlarında gri alanlara yer olmadığı vurgulanıyor. Allah’a tam anlamıyla hizmet etmeyen herkes hızla “kâfir” olarak görülüyor.

Bu propagandistler doğrudan şiddet çağrısı yapmasalar da toplumun çoğunluğundan uzak durulmasını ima ediyorlar. Örneğin, selefi çevrelerde tanınan Abul Baraa genç takipçilerine şöyle sesleniyor: “Bir mümin dışında kimseyi kendine dost edinme.”

Kogler: “Akıllı telefonların silah olarak kullanılmasını önlemeliyiz”

Eski Bakan Werner Kogler (Yeşiller), TikTok’un aşırıcılıkla mücadelede “merkezi bir araç” olduğunu söylüyor. Pazartesi günü yaptığı açıklamada, diğer partilerle birlikte Avrupa Komisyonu’na baskı yapmak istediklerini ve TikTok gibi platformlara yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtti.

Komisyon ise AB Dijital Hizmetler Yasası’na (DSA) göre bu tür platformların zararlı içeriklere karşı önlem almak zorunda olduklarını hatırlattı. Villach saldırısıyla ilgili bu yasanın uygulanabileceği ifade edildi. Ancak, DSA kurallarına göre yaptırım uygulanması süreci henüz tamamlanmadı.

Viyana’da etkili olan bir İslamcı propagandist

İslamcı propagandistler ideolojilerini yaymak için güncel olayları ustalıkla kullanıyor. Örneğin, “Ideen Akhi” adlı bir vaiz, Almanya’daki seçimlerle ilgili şu mesajı veriyor: “Müslümanlar bu seçime katılmamalı. Çünkü yasa koyma yetkisi yalnızca Allah’a aittir.” Ona göre, demokratik seçimlerde yalnızca milletvekilleri değil, aynı zamanda “küfür” de seçilmiş oluyor. Çünkü milletvekilleri, Allah’tan bağımsız olarak yasa yapabiliyor. Bu da Kur’an’a aykırı.

Misyonerlik yalnızca çevrim içi değil, fiziksel olarak da sürdürülüyor. TikTok’ta yaklaşık 70.000 takipçisi bulunan Alman vaiz Abdulkarim, kısa süre önce Viyana’ya gelerek gençleri etrafında topladı. Kadınların neden başlarını örtmeleri gerektiği hakkında konuşurken dramatik bir şekilde şu ifadeyi kullandı: “Örtünmemek için birçok bahane bulunabilir. Ama kim sana yarına kadar yaşayacağını garanti edebilir? Eğer ölürsen, son örtünmen kefenin olacak.”

Yeni bir dalga mı?

Bu patriyarkal, antidemokratik ve Batı karşıtı söylemlerle gençler kendi “İslam” anlayışlarını oluşturuyor. Alman terör uzmanı Peter Neumann’a göre, bu durum, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla Avrupa’da daha da güçlenen bir cihatçı dalgayla örtüşüyor.

Ahmad G. vakası, Avusturya’nın yakın geçmişindeki diğer cihatçı saldırılarla benzerlik gösteriyor. Çoğu terör zanlısı ve potansiyel tehdit oluşturan kişi, IŞİD propagandasının yanı sıra TikTok’taki İslamcı vaizleri de takip ediyordu. Ancak, bu propagandistlerin radikalleşmenin kaynağı mı yoksa süreci hızlandıran bir etken mi olduğu konusunda kesin bir yargıya varmak zor.

“Din güzeldir”

Taylor Swift konserine saldırı planladığı öne sürülen Beran A., planlarını çok önceden belirli kişilerle paylaşıyordu. Diğer genç cihatçılar da radikal İslamcı çevrelerle iç içeydi ve bazen istihbarat tarafından bilinen camilere gidiyordu.

Ancak bazıları, İslam hakkında neredeyse hiçbir bilgiye sahip değildi. Örneğin, daha önce palayla dışarı çıkan bir mahkum, mahkemede inancıyla ilgili şu cümleyi kurmuştu: “Din güzeldir.” Hepsi bu.

Bu durum, çoğu zaman sosyal sorunlarla da iç içe. Okulda zorbalığa uğramak, aile içi anlaşmazlıklar, psikolojik sorunlar veya yalnızlık, gençleri yalnızca telefonlarıyla meşgul hale getiriyor. Örneğin, Graz’daki Jakominiplatz’da saldırı planlayan 14 yaşındaki bir kız çocuğu mahkemede, “Sürekli telefondaydım” demişti.

Ve bu tür terör şüphelileri genellikle yalnız hareket etmiyor. IŞİD’in işe alım ve şiddet planları söz konusu olduğunda, gençler genellikle Telegram, Threema veya Discord gibi anonim sohbet gruplarına yönlendirilerek saldırı planlarını paylaşmaya teşvik ediliyor.| ©DerVirgül

Yayınlama: 17.02.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.