Avusturya’da Yoğun Bakım Ünitelerinde, Nüfus Oranına Göre En Çok Türkiye Kökenliler Yatmakta
Avusturya hastanelerinin yoğun bakım ünitelerinde çoğunlukla yabancılar mı yatmakta? Göçmenlerin Covid-19’a yakalanma olasılığı daha mı yüksek? Yabancılar korona virüsüne karşı alınan tedbirleri uygulamıyor mu? Korona kurallarına uymadıkları gerekçesiyle, yabancılara aşı vurulmasın diyenlere, istatistik rakamlar ne diyor?
Adem Hüyük
Geçtiğimiz birkaç gün içinde sosyal medyada ve Twitter’da Korona ile yoğun bakım ünitelerinde yatan göçmen kökenli insanların oranı hakkında bir tartışma alevlendi.
Aşağı Avusturya Eyaletinden FPÖ politikacısı Gottfried Waldhäusl, geçtiğimiz günlerde sıkça paylaşılan bir Facebook gönderisinde, Covid-19 yoğun bakım yataklarının yüzde 50’den fazlasının şu anda göçmenler tarafından işgal edildiğini eleştirdi.
FPÖ’lü politikacı, doktor ve uzmanların bu gerçeği, ırkçılık suçlamasından korktukları için açıklamadıklarını ileri sürdü.
Göçmenlerin güvenlik önlemine uymadıklarını söyleyen FPÖ’lü Waldhäusl, Ulusal aşılama programında göçmenler bile tercih edilirken, vatandaşlarımız bir kez daha dört duvarlarında hapsediliyor ifadesini kullandı.
Peki Rakamlar Ne Diyor?
Göçmenlerin Covid-19’a Yakalanma Olasılığı Daha Mı Yüksek?
2021 Şubat ayı sonunda Korona nedeniyle yoğun bakıma maruz kalanların yüzde 11,7’si Avusturya vatandaşlığına sahip değildi.
Yüksek dalgalanma marjları nedeniyle coğrafi bir değerlendirme yapılmamaktadır.
Prensip olarak, göçmenler Covid-19’dan daha fazla etkilenmektedir.
Bu, diğer şeylerin yanı sıra, sınırlı konut koşulları ve dil engellerinden kaynaklanmaktadır.
Yoğun Bakım Ünitelerindeki Göçmenler
Göçmenler ve göçmen kökenli insanlar gibi terimler genellikle açıkça kullanılmamaktadır.
Avusturya İstatistik Kurumu’na (Statistik Austria) göre, her iki ebeveynin de yurtdışında doğmuş olması gerçeğiyle tanımlanıyor.
İçişleri Bakanlığı göçmenleri yaşamak ve çalışmak için bir ülkeden diğerine taşınan insanlar olarak tanımlıyor.
Avusturya İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan bir rapora göre, göçmen kökenli insanlar da Avusturya vatandaşlığına sahip olabilirler – Buna göre burada genel açıklamalar yapmak olanaksızdır.
Yüzde 88’in Üzerinde Avusturya Vatandaşı
Gesundheit Österreich GmbH (GÖG), Avusturya’daki Covid-19 yoğun bakım hastalarının vatandaşlığını belirledi.
GÖG basın sözcüsü açıklamasında, 1 Ocak 2020-28 Şubat 2021 tarihleri arasında Covid-19 nedeniyle toplam 5.790 kişi yoğun bakıma tabi tutulduğu ifade etti.
Bunların yüzde 88,3’ü Avusturya vatandaşıydı. Yüzde 8,5’i üçüncü ülkelerden ve yüzde 3,2’si diğer AB ülkelerinden geldi.
Şubat ayı sonunda yoğun bakıma tabi tutulanların toplamda yüzde 11,7’si Avusturya vatandaşı değildi.
Sözcüye göre, rakamlar “Avusturya Fon Hastanelerinin Tanı ve Performans Belgelerinden” (LKF verileri) geliyor.
Güncellik açısından yaklaşık iki ay geride olsalar da, çok hassastırlar.
Avusturya vatandaşı olmayan insanların oranının bir sonraki ay içinde önemli ölçüde değişmesi beklenmemektedir.
Göreceli olarak, GÖG verilerine göre, yabancıların Korona nedeniyle yoğun bakım ünitelerinde bulunma olasılığı Avusturya vatandaşlarına göre daha az.
Yabancılar yoğun bakımda bulunanların yüzde 11,7’sini, toplam nüfusun ise yüzde 17,1’ini oluşturmakta.
Tanım gereği, yukarıda açıklandığı gibi, göçmenler yabancılar ile aynı değildir, ancak göçmen kökenli insanların çoğunluğunun Avusturya vatandaşlığı yoktur.
Dolayısıyla, Covid-19 yoğun bakım yataklarının yüzde 50’den fazlasının göçmenler tarafından işgal edildiğine dair hiçbir kanıt yok.
GÖG sözcüsü, federal eyaletlere göre bir değerlendirme teorik olarak mümkün, ancak yüksek dalgalanma aralıklarına sahip vaka sayısının düşük olması nedeniyle bilim dışı kıldığını söyledi.
Covid-19 yoğun bakım ünitelerindeki göçmenlerin oranı kabaca nüfus anahtarına karşılık gelmelidir, yani örneğin Viyana’daki hastanelerde Tirol’den daha fazla Sırp var.
Bununla birlikte, FPÖ politikacısı Waldhäusl’un belirttiği gibi, oranın özellikle büyük şehirlerde yüksek olup olmadığına dair anlamlı sonuçlar çıkarılamaz.
Göçmenlerin Büyük Şehirlerde Yaşama Olasılığı Daha Yüksektir
Robert Koch Enstitüsü’nün (RKI) Alman yoğun bakım ünitelerinde göçmenlik geçmişi olan kişiler hakkında hiçbir verisi olmadan özellikle büyük şehirlerde yoğun bakım ünitelerinde göçmenlerin ortalamanın üzerinde olduğunu ileri sürmüştü – Bu, birkaç Alman kliniğinde temsili olmayan bir anketin sonucuydu.
Buda bireysel raporların belirli bir orantısızlık göstermesi muhtemel olduğuna dikkat çekiyor.
Avusturya vatandaşı olmayan yoğun bakım hastalarının geldiği ilk 5 ülke Türkiye, Sırbistan, Bosna Hersek, Almanya ve Romanya’dır.
Bunlar aynı zamanda Avusturya’daki en büyük göçmen gruplarıdır.
Bosna-Hersek dışındaki tüm ülkeler, çeşitli salgın dönemlerinde Avusturya’daki Covid-19 enfeksiyon vakalarının en sık görülen beş vatandaşı arasında yer almaktadır.
Bununla birlikte, Sağlık Bakanlığı tarafından AGES-durum raporundaki sunulan rakamlar dikkatli bir şekilde karşılaştırılmalıdır, çünkü milliyet büyük ölçüde bilinmemektedir.
Nüfus Oranına Göre Yoğun Bakım Ünitelerinde En Çok Türkiye Kökenliler Yatmakta
Avusturya’daki ilgili milliyetlerin nüfus oranına göre ölçüldüğünde, Avusturyalılara (0,07) göre daha fazla Türkiye kökenliler (yüzde 0,11), Sırp (yüzde 0,09), Boşnak (yüzde 0,08), Rumen (yüzde 0,03) ve Almanlar (yüzde 0,02) yoğun bakım ünitesinde olduğu görülmektedir.
Covid-19’dan Ciddi Şekilde Etkilenen Göçmenler
Viyana Ekonomi ve İşletme Üniversitesi’nden göç araştırmacısı Judith Kohlenberger, bir OECD çalışmasına atıfta bulunarak, göçmenlerin Covid-19’dan daha ciddi şekilde etkilendiğini belirtti.
‘’Bu tür verilerin mevcut olduğu ülkelerde, yaklaşık iki kat daha yüksek enfeksiyon riskine sahip olacaklardır.’’
Bunun birkaç nedeni var: ‘’Sıkışık yaşam ve konut koşulları, yoksulluk, daha az tele çalışma fırsatı, dil engelleri ve daha önceki hastalıklar gibi çeşitli nedenleri var: “Tüm bunlar sizi virüse daha fazla maruz bırakıyor” dedi.
Health Austria ve Sağlık Bakanlığı da buna dikkat çekti.
GÖG sözcüsüne göre, hem göç geçmişi hem de sosyo-ekonomik durum istatistiksel olarak pozitif yönde ilişkilidir.
“Sosyo-ekonomik durum, hane halkı üyesi başına mevcut yaşam alanını etkiler ve bu da enfeksiyon olasılığını etkiler”.
Yoksul İnsanların Covid-19’dan Muzdarip Olma Olasılığı Daha Yüksektir
Sağlık Bakanlığı sözcüsü de kökenlerine bakılmaksızın güvencesiz çalışma ve yaşam koşullarında bulunan kişilerin özellikle risk altında olduğunu vurguladı.
Buna karşı koymak için, işyerinde koruyucu önlemlerin ve yoksullukla mücadelenin hızlandırılması gerektiği vurgulandı.
İnsanlara anlaşılır bilgilerle ulaşılması da çok önemli: “Yabancı dil topluluklarına sağlanan bilgileri genişletmeye (…) devam edeceğiz” diyen Sağlık Bakanlığı sözcüsü, Avusturya Entegrasyon Fonu zaten 17 dilde bilgi sunmaya başladığını söyledi.
Kohlenberger’e göre Covid-19 ile ilgili iletişim yaşa, eğitime vb. göre çeşitlendirilmelidir.
Avusturyalılar gibi göçmenler de homojen bir grup değildir.
Yaşlı göçmenlere ulaşmak özellikle zordur – Televizyonda veya radyoda çok dilli haber programları bu durumu düzeltebilirken, sosyal medyada iletişim çok az fayda sağlıyor.
Aşılama Planındaki Göçmenler
FPÖ politikacısı Gottfried Waldhäusl’un iddia ettiği gibi göçmenlerin Covid-19 önlemlerine daha az bağlı olduklarına dair hiçbir kanıt yok.
Ayrıca, şu anda geçerli olan Covid-19 aşılama planı (12 Mart 2021 itibariyle) göçmenlerin tercih edildiğini göstermiyor.
3. aşamada, nüfusun geniş bir şekilde aşılanması başladığında,” dar/güvencesiz konutlarda (Toplu Konutları, vb.) sakinleri ” aşılanacaktır deniyor – Avusturya’da bu koşullarda sadece göçmenler yaşamıyor.
Avusturya’da şu an bir milyondan fazla kişi, asgari gelir seviyesinde yaşam sürmekte.
Ancak, “yaşam ve çalışma koşullarına dayalı bu önceliklendirme”, ancak yeterli aşıların mevcut olması şartıyla gerçekleşebilir.|DerVirgül
Bilgiler Avusturya Haber Ajansı APA’dan alınmıştır
© Bild: DerVirgül