Avusturya’nın AB üyeliğinde 30 yıllık düş kırıklığı

Avusturya’nın AB üyeliğinde 30 yıllık düş kırıklığı

Avusturya’nın Avrupa Birliği’ne üyeliğinin 30. yılı, birçok alanda karmaşık bir bilanço ortaya koyuyor. Eski AB Tarım Komiseri Franz Fischler, bu sürecin kazanımlarını kabul etmekle birlikte, ülkenin Avrupa’ya bağlılık konusunda zayıfladığını ve Avrupa’nın bütünleşme sürecine katkısının azaldığını dile getiriyor.

Fischler’e göre, Avusturya bugün artık sıradan bir üye devlet konumunda. İlk yıllarda ekonomi ve modernleşme açısından önemli başarılar elde edilse de özellikle Euro krizi, COVID-19 pandemisi ve Ukrayna Savaşı gibi zorluklar, AB’ye duyulan desteğin azalmasına neden oldu.

Ayrıca Fischler, AB’nin rekabet gücünü kaybetme riskine ve sağa kayış tehlikesine dikkat çekiyor. Göç politikası ve iletişim stratejileri gibi zayıf noktaların aşılması gerektiğini vurgularken, AB Komisyonunun küçültülmesi ve daha etkili bir yönetim yapısının oluşturulmasını öneriyor.

Avusturya’nın tarafsızlık politikası da eleştirilerden nasibini alıyor. Fischler, tarafsızlığın güvenliği garanti etmediğini ve NATO üyeliğinin ya da savunma harcamalarının artırılmasının tartışılması gerektiğini savunuyor.

Sonuç olarak, Fischler, zorluklara rağmen AB üyeliğinin Avusturya için hala büyük bir değer taşıdığını ve gelecekte de bu birlikteliğin kutlanacağına inandığını belirtiyor.

Eski AB Tarım Komiseri ve ÖVP’li siyasetçi Fischler, APA ile yaptığı röportajın tamamı şöyle:

Siyasetçi Fischler, APA ile yaptığı röportajda, Avusturya’da Avrupa’ya yönelik bağlılık ve Avrupa’nın bütünleşme sürecine katkı sağlama isteğinin azaldığını ve bunun sonucunda Avusturya’nın artık ortalama bir üye devlet haline geldiğini ifade etti. Yeni AB Komisyonu için çözülmesi gereken “bir yığın problem” beklediğini söyledi.

AB’ye Yaklaşım ve Avusturya’nın Rolü

Fischler, Avusturya’nın genel bir eğilimi izlediğini belirtti. “Bu eğilim, sürekli olarak Avrupa’dan ne beklediğimizi ve çıkarlarımızın nasıl korunması gerektiğini konuşmamızdan ibaret. Ancak Avusturya’dan yeni girişimlerin gelmesi hayal edilebilir. Bununla birlikte Avusturya’nın AB içinde müttefiklere ihtiyacı var” dedi.

Euro Krizi, Korona ve Ukrayna Savaşı AB’ye Desteği Azalttı

Fischler, AB’ye üyelik ve sonraki yılların Avusturya’da büyük bir ekonomik yükselişe yol açtığını ve modernizasyon sürecini hızlandırdığını ifade etti. “Bu yıllarda Avusturya ekonomisi daha uluslararası ve ihracat odaklı hale geldi. İlk yıllarda AB’ye destek çok yüksekti” dedi. Ancak bu durumun Euro kriziyle değiştiğini belirtti. “Sonrasında özellikle korona pandemisiyle birlikte daha da olumsuz bir hava oluştu. Ukrayna Savaşı’nın başlaması da bu kötü ruh haline önemli katkı sağladı. Bu süreçte temel sorunların listesi giderek uzadı. 30 yıl önce neredeyse kimse iklim değişikliğinden bahsetmiyordu.”

AB Komisyonunun Küçültülmesi Gerektiği Önerisi

Fischler, bugün Avrupa’nın ABD’yi artık bir güvenlik sigortası olarak göremeyeceğini ve kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini vurguladı. Bunun için kaynak ve para gerektiğini ifade etti. “Bir diğer önemli faktör, rekabet gücümüzdür. Dünya lideri olduğumuz sektörlerin sayısı giderek azalıyor. Bu durum, refahımızı da belli ölçüde tehdit ediyor” dedi. Bu sorunlara inandırıcı çözümler bulunamazsa, Avrupa’nın siyasi olarak daha da sağa kayacağını belirtti.

Ayrıca Fischler, AB Komisyonu’nun küçültülmesini ve daha hükümet benzeri bir yapı oluşturulmasını önerdi. “Bu aynı zamanda yeni iletişim yolları gerektirir. Bu, sadece Komisyonun değil, genel olarak AB’nin zayıf noktasıdır ve bu durum üye devletlerin bencilliğinden kaynaklanmaktadır.”

Göç Politikası ve Sağ Popülist Hareketler

Göç politikalarını AB’nin zayıf bir noktası olarak değerlendiren Fischler, bu alanda hızlı ilerleme kaydedilmesi gerektiğini söyledi. “Bir diğer sorun, geleneksel partilerin, özellikle merkez partilerin, yeni medya alanlarını aşırı partilere bırakmış olmasıdır.” AB ülkelerinin genellikle Avrupa için en iyi çözüm yerine, sadece birlikten dışlanmamalarını sağlayacak kadar bir çözüm arayışında olduklarını ifade etti. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın “illiberal demokrasi” fikrini bu duruma örnek gösterdi.

NATO Üyeliği Tartışılmalı

Avusturya’nın tarafsızlığının otomatik olarak güvenlik sağlamadığı fikrini savunan Fischler, Avusturya’nın İsveç ve Finlandiya gibi NATO’ya katılımını veya tarafsız İsviçre gibi savunmaya daha fazla yatırım yapmayı tartışması gerektiğini belirtti.

Avusturya AB Üyeliğini Kutlamaya Devam Edecek mi?

Fischler, “Evet, buna inanıyorum. Avrupa’da her zaman krizler ve zorlu dönemler olmuştur. Ancak genel bir bilanço çıkarıldığında, bu topluluğun bir üyesi olmanın hala çok büyük bir avantaj sağladığını görebiliriz” dedi.| ©DerVirgül

Yayınlama: 02.12.2024
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.