Okullarda İngilizce yerine Türkçe Tartışması Avusturya’ya Sıçradı
Almanya’da yeni bir tartışma gündeme geldi. Sosyal Demokrat Partili Tayfun Keltek, “Okullarda İngilizce yerine Türkçe, Rusça ve Lehçe öğretilmesi çocuklar için daha iyi olur dedi ve tartışma Avusturya’ya kadar uzandı.
Türkiye göçmenlerinin yoğun olarak yaşadığı Almanya’da yeni bir tartışma gündeme geldi.
Alman Sosyal Demokrat Partili Tayfun Keltek, “Okullarda İngilizce yerine Türkçe, Rusça ve Lehçe öğretilmesi çocuklar için daha iyi olur.
İkinci dil şartı olan İngilizce yerine bunlar öğretilmeli” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda Kuzey Ren Vestfelya bölgesinin Entegrasyon Konseyi Başkanı da olan Keltek’in açıklamaları, Almanya’da tartışmalara neden olurken, tartışma Avusturya’ya da sıçradı.
Hükümete yakınlığıyla bilinen, Avusturya gazeteleri haberi manşetten verirken, aşırı sağ Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) gençlik kolları ‘’Freiheitliche Jugend’’ sosyal paylaşım sayfasında, sarışın bir kız öğrenciye ‘’fes’’ montajı yapılmış fotoğraf paylaştı.
Freiheitliche Jugend, sarışın kız öğrencisi fotoğrafı ile, Avusturyalı öğrencilerin asimile edilmek istendiği propagandası yapıyor. (virgül.at)
Fes Osmanlı Ve Türkiye’ye Ait Bir Aksesuar Değildir
Sultan II. Mahmut döneminde Osmanlı sarayında Avrupalı gibi giyinme modası baş gösterdi.
Daha sonra bu moda ilim adamlarına ve halka yayıldı ancak Avrupa usulü şapkaların namaz kılarken zorluk çıkarmaları, sipersiz bir şapka kullanımını gerekli kıldı.
Serasker ve Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa’nın Akdeniz seferinden dönüşünde Fas’tan getirdiği feslerin kalyoncu askerlerine giydirilmesiyle benimsenen fes, Sultan Mahmud’un fermanı üzerine imparatorluğun resmi şapkası oldu.
1840’lardan itibaren süvari ve topçu hariç, Osmanlı askerlerinin üniformasının bir parçası haline geldi.
Arnavut askerleri beyaz fes takıyorlardı.
1829’den 1925 yılına kadar kullanılan fesi Tanzimat döneminde İstanbul’da sivil ve asker bütün görevliler giymiş, sarık yalnız bilginler ve din adamları tarafından kullanılmıştır.
Taşrada, sarık tercih ediliyordu, bu sebeple halk, fesli ve sarıklı olmak üzere ikiye ayrılmıştı.
Fesin yüzyıllar boyu kullanılan sarığın yerini alması önemli bir yenilik olmuştu, bu yüzden imparatorlukta lehte ve aleyhte birçok görüş ileri sürüldü.
Fes için ayrı bir bakanlık kuruldu, yayımlanan fes nizamnamesi ile fesin nerelerde giyileceği, kimlerin ne tür fes kullanacağı belirlendi.
İstanbul’da Defterdar’da bir fabrika kurularak fes yapımına başlandı.
Zamanla fes imparatorluğun her köşesinde yaygınlaştı.
TBMM 25 Kasım 1925’te Şapka Kanunu’nu çıkardı ve fes, sarık ve benzeri başlıklar yasaklandı.
671. Kanunun 1. maddesi şöyledir: (Madde 1) Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idare-i umumiye ve hususiye ve mahalliyeye ve bilümum müessesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir.
Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükümet meneder.
Bu yasaya göre TBMM üyeleri ve memurların şapka giymesi zorunlu hale getirilmiş, halkın sarık ve fes giymesi yasaklanmıştır.