Radikal sağcılar “yeni bir çağı” başlatabilecek mi?
Avusturya tarihinde ilk kez radikal sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) genel seçimleri kazandı.
İlk sonuçlara göre oyların yüzde 29,2’sini alan FPÖ’yü, yüzde 26,5’le iktidarın büyük ortağı muhafazakar Avusturya Halk Partisi (ÖVP) takip etti.
Katılım oranının yüzde 74,9’u bulduğu seçimlerde Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) yüzde 21,1’le üçüncü sırayı aldı.
Liberal Yeni Avusturya Partisi (NEOS) yüzde 9, iktidarın küçük ortağı Yeşiller Partisi ise yüzde 8 oranında oy aldı.
2019’daki genel seçimde, ÖVP yüzde 37,4, SPÖ yüzde 21,2, FPÖ yüzde 16,2, Yeşiller yüzde 13,9 ve NEOS ise yüzde 8,9 orana ulaşmıştı.
Parlamentoda FPÖ’nün 56, ÖVP’nin 52, SPÖ’nün 41 sandalye alması bekleniyor.
Bu sonuçlara göre 183 üyeden oluşan ulusal mecliste koalisyon yapmadan hükümet kurmak imkansız duruyor.
Zafer mesajı: “Tarih yazdık”
Kurulduğu 1956’dan bu yana ilk defa bir genel seçimde birinci olan FPÖ’nün lideri Herbert Kickl, “tarih yazan” seçmenlerini “iyimserlik, cesaret ve inançlarından” dolayı övdü:
Yeni bir çağın kapısını açtık. Pozisyonumuzu değiştirmeye gerek yok çünkü her zaman bir hükümete liderlik etmeye hazır olduğunuzu söyledik. Halkla birlikte Avusturya’daki bu değişimi başlatmaya hazırız.
55 yaşındaki siyasetçi, kendisiyle koalisyon kurmak istemeyen partilere seslenerek halkın verdiği mesajı iyi düşünmeleri gerektiğini söyledi.
FPÖ Genel Sekreteri Michael Schnedlitz de “Avusturya’nın erkek ve kadınları bugün tarih yazdı” dedi. Ancak hangi partilerle koalisyon kurmak istediklerini açıklamadı.
Seçimi kazandılar ama iktidar olabilecekler mi?
2019’da yapılan genel seçime göre yüzde 10’dan fazla oy kaybeden ÖVP’nin genel başkanı ve Başbakan Karl Nehammer, FPÖ ve lideri Herbert Kickl’la koalisyon kurmak istemediğini seçim sonrasında da tekrarladı:
Komplo teorilerine bayılan biriyle hükümet kurmak imkansız.
Yüzde 4’lük seçim barajını aşıp parlamentoya girmeyi başaran diğer partiler, FPÖ’yle koalisyona kapılarını seçim öncesinde kapamıştı.
Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’in Kickl’a hükümeti kurma yetkisi verip vermeyeceği merak ediliyor.
Seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Van der Bellen, hükümet kurma konusunda liberal demokrasilerinin temel unsurlarına dikkat edeceğini söyledi. Avusturya’nın güvenlik ve huzurunun hukuk devleti, özgür basın, Avrupa Birliği üyeliği, azınlıkların hakları gibi temel değerler üzerine inşa edildiğini savundu.
ÖVP teoride Sosyal Demokratlarla koalisyon kurup liberal NEOS ya da Yeşiller’i de yanına çekebilir.
BBC, ÖVP’nin FPÖ’yle koalisyon kurabileceğini ancak bu senaryoda Kickl yerine Nehammer’ın başbakan olmasının şart koşulacağını bildiriyor.
Hollanda’da göç ve İslam karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (PVV) kasım ayındaki seçimleri kazandıktan sonra parti lideri Geert Wilders’in başbakanlıktan vazgeçerek koalisyon kurduğu hatırlandığında benzer bir formül Avusturya için de düşünülebilir.
Ancak Kickl, Avusturyalılara “hizmetkarınız ve koruyucunuz” olacağım derken başbakanlıkta kararlı duruyor.
Diğer yandan seçimi kaybeden Karl Nehammer’e kendi partisinden istifa çağrıları yükselmeye başladı.
FPÖ’nün baş destekçileri kimler?
Göç, ekonomi ve Ukrayna savaşı seçim propagandalarında sıklıkla konuşulan konulardı.
FPÖ, “Avusturya Kalesi” inşa ederek güvenlik, refah ve barışı sağlama sözü vermişti. Kickl, göç ve Kovid konularındaki komplo teorilerine söylemlerinde yer vererek halkın korkusu ve öfkesine oynuyor.
FPÖ, Rusya’nın Ukrayna istilasını kınamayarak, AB’yi eleştirerek, Moskova’ya yönelik AB yaptırımlarına karşı çıkarak diğerlerinden ayrıldı. Milletvekillerinin önemli bir kısmı, geçen sene Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin parlamentoda yaptığı konuşmayı dinlememişti.
Komşu Macaristan’la yakınlaşan FPÖ liderine karşı çıkan sosyal demokrat Andreas Babler ise liberal Batı karşıtı söylemleriyle dikkat çeken Viktor Orban’ın yolundan gidilmemesi gerektiğini savunuyor.
Seçimden sonra yapılan seçmen analizi, 35-59 yaşındakilerin radikal sağı destekleme oranında zirvede olduğunu gösterirken az bir farkla da olsa FPÖ’nün kadınlardan daha çok oy aldığı ortaya kondu.
Nazilerin Adolf Hitler’e hitaben söylediği “Halkın Şansölyesi” (Volkskanzler) ifadesini, Kickl da kendisi için kullanıyor.
1950’lerde eski Naziler tarafından kurulan FPÖ’nün bazı adayları, seçimden iki gün önce düzenlenen bir cenaze töreninde SS şarkısı söylerken görüntülenmişti.| Independent Türkçe, BBC, Guardian, AA