Ölen Türklerin cenazelerinin Türkiye’ye götürülmesine izin vermeyen Belçika mahkûm edildi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Belçika’da öldürülen iki oğlunun cenazesini, Türkiye’ye getirip defnedemeyen ailenin yaptığı başvuruyu haklı buldu.
Vahit ve Naciye Aygün çiftinin, 2012 yılında yaptığı başvuruyu 10 yıllık bir gecikmeyle bugün karara bağlayan AİHM, Belçika’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “aile ve özel yaşamın korunmasıyla ilgili 8. maddesiyle, din ve vicdan özgürlüğünün korunmasıyla ilgili 9. maddesinin Belçika tarafından ihlal edildiğine” hükmetti.
Belçika, bu karar uyarınca mahkeme masrafları da içinde olmak üzere 13 bin 460 euro tazminat ödeyecek.
Belçikalı sulh hakimi soruşturmayı gerekçe gösterip izin vermemişti
Belçikalı Sulh hakiminin, cinayete kurban giden iki oğluyla ilgili soruşturma sürdüğü gerekçesiyle cenazeleri Türkiye’ye getirememesi üzerine Emirdağlı Aygün çifti, hakkını AİHM’de arama karar almıştı.
Belçikalı sulh hakiminin cinayetle ilgili soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için hemen cenazelerin yurt dışına çıkışına izin vermemesinin anlayışla karşılandığı belirtilen AİHM’in gerekçeli kararında, 2,5 yıl süren soruşturma boyunca Aygün’ün bu kararın değiştirilmesi için yerel mahkemelere başvurma hakkının elinden alınmasının “insan hakları ihlali” teşkil ettiği görüşüne vardı.
Emirdağlı ailenin Belçika’daki hukuk savaşı
Belçika’nın Meulebeke kasabasında yaşayan 1948 doğumlu Vahit ve 1949 doğumlu Naciye Aygün çiftinin iki oğlu, komşuları tarafından 8 Eylül 2010’da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.
Cinayetle yargılanan komşu, 2014 yılında 29 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Türk çiftin, çocuklarını cenazesini Türkiye’ye götürmelerine 24 Eylül 2010’da başlayan ve 4 Nisan 2013 yılında sona eren cinayet soruşturması yüzünden izin verilmemişti.
Belçikalı sulh hakimin, öldürülen iki kişinin kapsamlı otopsilerini tamamlanmasına rağmen Belçika’daki Müslüman mezarlığına gömülmesine izin vermesine rağmen aile, defin işlemlerini Türkiye’de yapılmasını istedikleri gerekçesiyle karşı çıkmıştı.
Türk ailenin Belçikalı yerel mahkemelere yaptıkları başvurular da sonuçsuz kalmıştı.