İnsansız hava araçlarından sonra şimdi de “uçan askerler” geliyor

Kimi ülkelerin sırt roketlerini askeri amaçlı olarak kullanmaya başlaması yakın gelecekte “roket adamlar” da denilen “uçan askerler”in de savaş alanlarında görülmeye başlanacağını gösteriyor.

İnsansız hava araçlarından sonra şimdi de “uçan askerler” geliyor

Pek çok teknolojik gelişme geçmişten beri ilk olarak savunma sanayisinde kullanılıyor.

Günümüzde hayatın vazgeçilmezi olan internet bile dünyanın genelinde bilinmezken ilk olarak ABD ordusunun haberleşme ihtiyacı için 1969 kullanıldı.

Son yıllarda gelişen insansız hava araçları (İHA) ve drone teknolojisi de Türkiye dahil olmak üzere dünya orduları tarafından yaygın bir şekilde kullanılıyor.

Ancak henüz tam anlamıyla yaygınlaşmasa bile gelecekte orduların birimleri arasına “uçan askerlerin” de gireceğine dair işaretler artıyor.

Jetpack adı verilen sırt roketinin askeri amaçlarla kullanılması konusunda özellikle Birleşik Krallık ordusunun son dönemlerde artan çalışmaları söz konusu.

Buna dair tatbikat görüntüleri zaman zaman medyaya da düşüyor.

Yine ABD ordusunun da bu konuda çalışmalar yaptığı biliniyor.

Yine geçen yıl Fransa’da 14 Temmuz’da kutlanan Bastille Günü’nde Franky Zapata adlı bir Fransız girişimci kendi geliştirdiği uçan kaykay ile elinde tüfekle havada gösteri yapmış, bu yeni sistemi Fransız ordusuna satmayı planladığını açıklamıştı.

Fransız basınında çıkan haberlerde de uçan kaykayların yakında Fransız ordusunun envanterine girebileceği kaydedilmişti.

Bütün bu gelişmelerin ardından insansız hava araçlarının ardından şimdi de uçan askerler devreye gireceği görülüyor.

Peki uçan askerler, nerelerde kullanılabilirler ve askeri açıdan faydalı olabilirler mi?

Bu konuda farklı görüşler var.

“Roket adamlar serisinin daha kullanışlı askeri şekli”

Yavaş yavaş dünyada da tartışılmaya başlanan bu gelişmeyi savunma sanayisi ve havacılık uzmanı Hakan Kılıç’a sorduk.

Kılıç, sisteme dair şu bilgileri verdi:

Bu teknoloji “Man-style jet suits” olarak literatüre geçti ve giyilebilir roket sistemi/kıyafeti diyebiliriz.

Çok uzun süreli uçuş imkanı olmayan sınırlı yakıta sahip itici motorların vücutta kol bölgesine giyilmesi ile havada tek bir askerin uçması ve istediği gibi manevra yapmasını sağlıyor. Aslında birkaç yıl önce örnekleri görülen “roket adamlar” serisinin daha kullanışlı askeri amaçlı şekli.

Hatırlanacağı üzere küçük bir kanadı sırtına alan ve üzere küçük , minyatür roket morotları takan iki kişi Emirates Hava Yollarının çift katlı Airbus A-380 yolcu uçağının yanında Dubai üzerinde uçmuştu.

Bu uygulama ise onun daha düşük hız ve daha yüksek manevra yeteneği olan ve kanatsız sadece insan vücuduna elbise olarak giyilen şekli.

“İHA ve dronelere rakip olacağına ihtimal vermiyorum”

Peki uçan veya roket adamlar, İHA ve dronelere rakip olabilir mi? Kılıç, 50-60 yıl sonrasına dair yorum yapamayacağını söyledikten sonra bu soruya şu cevabı verdi:

Yakın ve orta vadede bu teknolojinin yani giyilebilir itki sistemlerine dayalı uçan adamların İHA ve drone veya kamikaze drone yani taarruzi İHA teknolojisini yerini alacağını hatta rakip olacağını düşünmüyorum. Buna ihtimal vermiyorum.

“Şüpheli teknelere müdahalede ve sınır devriyelerinde kullanılabilir”

Kılıç, buna karşın bu sistemlerin sahil güvenlik birimlerinin şüpheli teknelere müdahalesinde, sınır devriyesi görevlerinde, tesis korumasında veya büyük arazilerin kontrollerinde nöbetçilerin çabuk ve yukarıdan daha geniş açı ile gözetleme veya keşif, istihbarat amaçlı kullanabileceğini düşündüğünü belirterek, faydalanılabilecekleri bir alanı da şöyle anlattı:

“Suikastlerde kullanılabilirler”

Ayrca direk taarruz amaçlı olarak çok özel ve çok az sayıda kişiyle yapılması gereken özel operayonlarda kullanılabilirler.  Özellikle çok önemli kişilere yapılacak suikast veya kritik tesislere sabotaj amacı veya insanlı keşif görevlerinde.

“Toplu taaruzlarda kullanılmaları zor, kolay hedef olurlar”

Kılıç, buna karşın bir özel kuvvet timinin bir yere taarruz ederken 5-10 veya daha çok sayıda uçan askerle birlikte taarruz etmesinin kendisine hiç mantıklı gelmediğini kaydederek, bu konudaki çekincelerini şöyle sıraladı:

Çünkü ister özel operasyon isterse düzenli ordu savaşı olsun örtü ve gizleme esastır.

Bu şekilde uçan adamlar her şeyden önce düşman için çok çok kolay hedeftir. Gece karanlığında bir uçan adamın kritik bir tesise görünmeden uçması mümkün olabilir ve bir kişinin yapabilecekleri de bellidir.

Ama bir özel kuvvet mangası veya bölüğünün havadan uçarak görünmeden bir birliğe saldırması ancak filmlerde olabilecek bir şeydir ki, bu kadar drone ve SİHA sistemleri gelişmişken üstelik robotik sistemlerde yavaş yavaş yaygınlaşırken buna gerek var mı sorusu gelecekte çok daha fazla sorulacaktır.

“Kontrol altına alınan alana inerek piyadenin görevini üstlenebilirler”

Kılıç, uçan askerlerin toplu halde kullanımının ise şu durumlarda mümkün olabileceğini belirtti:

İnsansız ve belki yapay zeka içeren sistemlerin kritik hedeflere ilk saldırıyı yaptıktan sonra bu tür uçan askerler karşı ateşin kontrol altına alındığı noktadan sonra hedef bölgesine inerek yaya yani piyadenin yapması gereken görevleri icra edeceklerdir.

Diğer türlü diyelim ki denize bir adada bir tesis var ve sızma yapılması gerekiyor.

Düşman savunma unsurları havada uçan adamları göremeyecek kadar gaflet içinde ise zaten denizden yaklaşan zodiak botları veya paraşütle inen birlikleri veya bir denizaltıdan bırakılan SAT timlerini de göremeyecektir.

Saydığım bu unsurlarda uçan adamlar da hem daha hızlı hem de çok daha uzun bir menzilden hareket ile hedefe varma kabiliyetleri vardır.

“Türkiye’nin şu an için uçan askerlere dair çalışması yok”

Son dönemlerde yeni silah sistemleri geliştirme konusunda ilerlemeler kaydeden Türkiye’nin bu konuda çalışması var mı?  Ya da olmalı mı?

Bu yönde çalışma duymadığını kaydeden Kılıç, sözlerini şöyle devam ettirdi:

Bence şu an gerek de yok. Kaynak israfı olacağını düşünüyorum.

Türkiye zaten yeni teknolojileri mesela elektromanyetik top sistemleri, SİHA, sürü drone ve taarruzi İHA gibi sistemlerde yoğun çalışma içinde ki bana göre çok mantıklı ve devam edilmesi gereken sahalar.

Dolayısı ile bu yöndeki enerjinin boşa harcanmasına gerek yok.

Ancak uçan adamlar haricinde robotik sistemler, her türlü kara, deniz ve sualtı insansız sistemleri geliştirmeye devam etmeliyiz.

Zaten tüm bu sahalarda ürünler irili ufaklı çıkmaya başladı.

Yakın gelecekte gelişmesi beklenen sistemler: Giyilebilir zırh, çok fonksiyonlu kask

Kılıç ayrıca uçan adamlar yani giyilebilir roket sisteminden daha ziyade giyilebilir zırh, daha fazla yük taşımak amaçlı giyilebilir kaldıraç görevi gören kuvvet üniteleri, çok fonksiyonlu kask sistemleri veya giyilebilir bilgisayar sistemleri ile adeta robota dönüşmüş olan asker profilinin daha çok yaygınlaşacağını düşündüğünü kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

Gelecekte hedefe genelde çıplak gözle bakmayan, nişan alırken dürbün veya nişangahtan bakmaktan çok öte sistemler kullanan ve ağ merkezli harbin piyade düzeyindeki uygulamalarını sadece elindeki küçük bir cihaz veya kaskı sayesinde kullanan bir asker profili göreceğiz.

Komando ve sızma operasyonlarında, hakim tepelere asker çıkarılmasında kullanılabilir”

Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Stratejik Düşünce Enstitüsü Güvenlik ve Savunma Koordinatörü olan Özel Kuvvetler’den emekli albay Mithat Işık ise söz konusu teknolojiyi olumlu bulanlardan.

Bu tür çalışmalara önyargılı yaklaşılmaması gerektiğini söyleyen Işık, şunları söyledi:

Uçan askerlerin özellikle akşam saatlerinde yapılan komando operasyonlarında ve sızma harekatlarında faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Bunlardan özellikle dağlık alanlardaki operasyonlarda hakim tepelere asker çıkarılmasında kullanılabilir.

Normal şartlarda bunu helikopter ile asker indirererek yapıyorduk.

Ancak bir helikopter vurulunca içindeki 20-25 asker birden ölebiliyor.

Yani riski büyük. Ancak bu sistemler ile gece saatlerinde hakim tepelere sızılması yerleşilmesi daha kolay olabilir / The Independentturkish

Yayınlama: 21.10.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.