Erdoğan | “Yeryüzüne kim en çok zararı verdiyse, iklim değişikliğiyle mücadeleye en büyük katkıyı da onlar yapmalıdır”
BM Genel Kurulundaki konuşmasında iklim krizine de değinen Erdoğan, Türkiye’nin imzaladığı, ancak yürürlüğe sokmadığı Paris İklim Anlaşması’nı Meclis onayına sunacaklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in (BM) 76’ncı Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, küresel koronavirüs salgını, göç ve bölgesel sorunlar ile iklim krizine ilişkin mesajlar verdi.
Küresel ısınmanın olası sonuçlarına dikkat çeken Erdoğan, “Yeryüzüne kim en çok zararı verdiyse, doğal kaynakları kim vahşice sömürdüyse, iklim değişikliğiyle mücadeleye en büyük katkıyı da onlar yapmalıdır. Kimsenin ‘Ben güçlüyüm, faturayı ödemem’ deme hakkı yoktur çünkü iklim değişikliği insana oldukça adil davranıyor” şeklinde konuştu.
DW Türkçe’nin haberine göre, 2015’te imzalanan Paris İklim Anlaşması’na ilk imza atan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Ancak yükümlülüklerle ilgili adaletsizlikler sebebiyle henüz bu anlaşmayı yürürlüğe koymamıştık. Son dönemde bu çerçevede kaydedilen mesafenin ardından aldığımız kararı buradan, BM Genel Kurulundan tüm dünyaya duyurmak istiyorum. Paris İklim Anlaşması’nı, yapıcı adımlara uygun şekilde ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde, önümüzdeki ay Meclisimizin onayına sunmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Turkovac tüm insanlığın istifadesine sunulacak”
Erdoğan, konuşmasında koronavirüs salgınına da yer verdi. “İnsanlık olarak bize büyük bir aile olduğumuzu hatırlatan bu salgında ne yazık ki, küresel dayanışma açısından iyi bir imtihan verilemedi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın yoksul kesimlerinin salgın karşısında “adeta kaderlerine” terk edildiğini söyledi.
Erdoğan, “Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği bir dönemde aşı milliyetçiliğinin hâlâ sürdürülüyor olması insanlık adına yüz kızartıcıdır” ifadesine vurgu yaptı. Erdoğan, “Tüm ülkeler bu salgından kurtulmadan herhangi bir ülkenin tek başına güvenle hayatını sürdürmesinin” mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.
“Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından onaylanan ilk aşının Almanya’da yaşayan Türk kökenli iki bilim insan tarafından geliştirilmesinden gurur duyduk” diyen Erdoğan, yakında Türkiye’de geliştirilen koronavirüs aşısı Turkovac’ı “tüm insanlığın istifadesine” sunacaklarını kaydetti.
“Yeni göç dalgalarını karşılayacak tahammülüz kalmadı”
Erdoğan konuşmasında göç ve bölgesel sorunları da ele aldı.
Suriye’de 10 yıldır krizin devam ettiğini hatırlatan Erdoğan, bu sorunun 10 yıl daha devam etmesine uluslararası toplumun izin vermemesi gerektiğini vurguladı. Bölgedeki “terör örgütleri” ile Türkiye’nin mücadele ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Bölgedeki terör örgütleri arasında ayrım yapılması, bunların taşeron olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğunu bir kez daha tekrar etmek istiyorum” ifadesini kullandı.
Afganistan’dan yeni bir göç akını ihtimali ile karşı karşıya olduğunu kaydeden Erdoğan, “Artık yeni göç dalgalarını karşılamaya ne imkânımız ne de tahammülümüz vardır. Adil yük ve sorumluluk paylaşımı temelinde tüm paydaşların bu konuda üzerine düşeni yapmasının vakti gelmiştir” şeklinde konuştu.
“Türkiye’yi yok sayan anlayıştan vazgeçilmeli”
Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliğe de değinen Erdoğan, “Deniz yetki alanlarının paylaşımına ilişkin sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesini temenni ediyoruz. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip Türkiye’yi bölgede yok sayan anlayıştan vazgeçilmesi şarttır” ifadelerine yer verdi. Erdoğan, Doğu Akdeniz Konferansı önerisinin de hâlâ masada olduğunu sözlerine ekledi.