Kabil Saldırısı | 13 ABD Askeri ee En Az 90 Sivil Hayatını Kaybetti
Binlerce insanın tahliye için beklediği Kabil Havalimanı’nın dışında düzenlenen ve IŞİD-K’nın üstlendiği iki bombalı saldırıda 13 ABD askeri ve en az 90 sivil hayatını kaybetti. Kabil Havalimanı saldırılarının şüphelisi IŞİD-K örgütü hakkında neler biliniyor?
BBC’ye konuyla ilgili bilgi veren ancak adının açıklanmasını istemeyen bir kamu sağlığı yetkilisi, Perşembe akşamüstü saatlerinde peş peşe düzenlenen iki saldırıda ölenlerin sayısının 90’a çıktığını söyledi. En az 150 kişi de yaralandı.
Reuters haber ajansının bir Taliban yetkilisine dayandırdığı haberine göre de, ölenlerin en az 28’i Taliban üyesi.
Saldırının ardından tahliye çalışmaları hızlandı. Bir Beyaz Saray yetkilisine göre yaklaşık iki haftada Kabil Havalimanı’ndan tahliye edilenlerin sayısı 100 bini aştı.
ABD Başkanı Joe Biden, Kabil Havalimanı’ndaki patlamalarla ilgili basın toplantısı düzenledi.
ABD ülkeden çekilirken meydana gelen saldırı, ABD’nin Afganistan işgali boyunca en fazla ABD askerinin hayatını kaybettiği kara saldırısı oldu.
Saldırının ABD çekilirken gerçekleşmiş olması ve Taliban’ın “güvenli geçişten sorumlu olduğu” bölgede olması sebebiyle, Biden yoğun eleştiri altında.
Çekilme kararının arkasında olduğunu ve “20 yıllık savaşın bitmesi gerektiğini” belirten Biden, tüm yaşananların sorumluluğunu kabul ettiğini söyledi.
Kabil’de “çok zor bir gün yaşadıklarını” belirtti ve “Bu, bir süredir endişelendiğimiz ve konuştuğumuz şekilde bir terör saldırısı” dedi.
Sahadaki durumun sürekli değiştiğini ve anlık olarak güncellemeleri takip ettiğini belirten ABD Başkanı, tahliye operasyonlarında çalışırken saldırıda hayatını kaybeden askerlerin “diğer insanların hayatlarını kurtarmaya çalışan çok tehlikeli bir görevi sürdürdüklerini” söyledi ve “Asla affetmeyeceğiz” dedi:
“Bu saldırıyı düzenleyenler ve Amerika’ya zarar vermek isteyen herkes şunu bilsin: Affetmeyeceğiz, unutmayacağız. Hepinizi bulup bunun hesabını ödeteceğiz.”
ABD’nin ülkeden çekilme sürecinde NATO’nun yıllardır eğittiği Afgan ordusu hızla dağılmış ve karşı koymamış böylece Taliban 15 Ağustos’ta Kabil’e girmişti.
Ülkenin büyük kısmında kontrolü ele geçiren Taliban, cezaevlerindeki “terör suçlarıyla hüküm giymiş” suçluları da serbest bırakmıştı.
Biden, saldırganların bu hapishanelerden salıverilenlerin içinden çıkmış olabileceğini söyledi. İki saldırıyı üstlenen IŞİD Horasan grubuna yönelik operasyon düzenleme, liderlerini bulma ve “hesabını ödetme” sözü verdi.
Tahliye operasyonlarının da saldırılara rağmen sürdürüleceğini belirten ve son 12 saatte 7.000 kişinin tahliye edildiğini Biden, hayatını kaybeden Afgan sivillerin ailelerine de başsağlığı diledi:
“Daha yapacak çok iş var ve bunu yapma kapasitemiz var. Kararlılığımızı sürdürmeliyiz.
“Görevi tamamlayacağız ve askerlerimiz çekildikten sonra da Afganistan’dan ayrılmak isteyen her Amerikalıyı bulmanın yollarını bulmaya devam edeceğiz. Hepsini bulup tahliye edeceğiz.”
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Biden, “ABD ordusu havalimanı dışında güvenliği sağlama sözü veren Taliban’a güvenerek hata mı yaptı?” sorusuna “Onlara kimse güvenmiyor” diye yanıt verdi:
“Sadece faaliyetlerini devam ettirebilmek için yani kendi çıkarları için yapmakta olduğu şeylere güveniyoruz. Söylediğimiz tarihte ülkeden ayrılmış olmamız ve olabildiğinde fazla insanı tahliye etmemiz onların çıkarına.”
Taliban Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Artık Afganların Kabil Havalimanı’na gitmesine izin vermeyeceğiz” demişti.
Gün içinde ABD’nin Taliban’a, havalimanına girmelerine izin vermeleri için ABD vatandaşlığı, yeşil kartı veya ABD’lilerle birlikte çalıştığı için vizesi bulunan Afganların isim listesini verdiğinin haberlere yansıması, “Taliban’a intikam listesi verildiği” gerekçesiyle yoğun eleştiri almıştı.
Biden’a bu haberler sorulduğunda ABD’nin Taliban’la tahliyeler için işbirliği yapıldığını söyledi ve “Evet, böyle durumlar olmuş olabilir” dedi.
Kabil Havalimanı’ndaki saldırılarla ilgili neler biliniyor?
Afganistan’da yerel saatle akşamüstü sularında Kabil Havalimanı dışından iki patlama sesi geldi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, havalimanının dışında en az iki patlama meydana geldiğini belirtti.
Kirby, patlamanın birinin havalimanının Abbey Kapısını’nın yanında, diğerinin de Baron Oteli’nin yakınlarında meydana geldiğini belirtti. İki ABD’li yetkili, en az bir patlamanın intihar saldırısından kaynaklandığını kaydetti.
İlerleyen saatlerde konuşan ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, saldırılarda 12 Amerikan askerinin öldüğünü, 15 askerin yaralandığını aktardı. Roket saldırısı gibi yeni saldırılara dair tehdidin devam ettiğini söyledi.
Bir süre sonra yaralanan bir askerin de hayatını kaybettiği duyuruldu, böylece sayı 13’e yükseldi.
BBC’ye konuşan bir sağlık yetkilisi de ilk aşamada en az 60 sivilin saldırılarda yaşamını yitirdiğini açıklamıştı. Bu sayı daha sonra 90’a yükseldi.
Saldırıların ardından çevreden yeni patlama sesleri de geldi. Bunların ise ABD ordusunun geride bıraktığı mühimmatın kontrollü olarak patlatılması sebebiyle olduğu açıklandı.
ABD’de Biden’ın Afganistan’dan çıkış stratejisini sert dille eleştiren uzmanlar, gazeteciler ve siyasiler, saldırılarda Taliban’ın da payı olabileceğine dair yorumlar yapıyordu.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki ise, saldırılarda Taliban’ın sorumluluğu ya da haberi olduğuna dair ellerinde bir kanıt olmadığını tahliyelerin zamanında bitirilmesi için “Taliban’la işbirliğinin devam etmesi gerektiğini” söyledi.
Biden da basın toplantısında, saldırılardan sorumlu olduğuna inandıkları IŞİD ile Taliban arasında bir işbirliği olduğuna dair ellerinde bir bilgi olmadığını söylemişti.
Kabil Havalimanı, Taliban’ın kontrolü devralmasının ardından ülkeden tahliye edilenlerin akınına uğramıştı.
Ülkelerin tahliye operasyonları da havalimanından kalkan uçaklarla gerçekleşiyordu.
Havalimanının dışında ve buraya giden yollarda ise Taliban’ın çok sayıda kontrol noktası bulunuyor.
ABD ve İngiliz askerleri, havalimanı içinde tahliye operasyonları sürerken güvenliği sağlıyor.
IŞİD-K, Afganistan’da bugüne kadar ortaya çıkan en kanlı ve radikal cihatçı grup olarak biliniyor
IŞİD-Horasan grubu, 2013’te El Kaide’nin Irak kolunun ayrılarak oluşturduğu Irak Şam İslam Devleti’nin Pakistan-Afganistan bölgesindeki koluna verilen isim.
İlk olarak Ocak 2015’te ortaya çıkan gruba Batı’da Horasan’ın İngilizce yazılışından (Khorasan) dolayı IŞİD-K deniliyor.
IŞİD 2013 Nisan’da Irak’ta kurulduktan sonra 2014’te Rakka ve Musul’u alarak hızla güçlendi.
Ocak 2015’te de, yani gücünün doruklarındayken Pakistan ve Afganistan’dan Irak veya Suriye’ye giderek örgüte katılmak isteyen savaşçıları bölgede topladı Pakistan Taliban’ından ayrılan militanları da yanına alarak IŞİD-Horasan’ın kurulduğunu duyurdu.
Kısa bir süre sonra ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki gücünü büyük oranda bitirdi, 2017’de ise örgütü neredeyse tamamen yok ettiğini duyurdu.
Savaşçı topladıkları dönemde, Taliban’ı “yeterince sert bulmayan” militanların buradan ayrılarak IŞİD’e katıldıkları biliniyor.
Horasan, Perslerin bölgeye hakim olduğu dönemde, -bugün Afganistan, İran’ın doğusu, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Pakistan’ın da bir kısmını kapsayan- imparatorluğun doğusuna verilen isimdi. Horasan Farsça “güneşin yükseldiği yer” anlamına geliyor.
Birçok ülkeden militanlar örgüte katıldı
IŞİD’in Irak ve Suriye’de gücünü kaybetmesinin ardından Afganistan’a kaçabilen militanların yanı sıra örgüt bazı Arap ülkelerinden, Tacikistan, Özbekistan, Çeçenistan, Hindistan, Bangladeş ve Çin’den gelen savaşçılarla büyüdü.
2018’den başlayarak bazı Avrupa ülkeleri ve ABD’de, IŞİD-Horasan üyesi olduğu gerekçesiyle 10’un üzerinde şüpheli tutuklanarak uzun yıllar hapis cezası aldı.
2019 yılında IŞİD’in Horasan grubunun Afganistan’daki saldırıları arttığında ABD, Taliban’la görüşmelere başlamıştı.
Bu dönemde IŞİD-K’nın saldırılarını Avrupa ve ABD’ye de genişletebileceğinden korkan ABD’nin, Taliban’la IŞİD’e karşı mücadelede işbirliği yapabilmek için görüşmeler yaptığı, Amerikalı yetkililere dayandırarak yapılan haberlere yansımıştı.
Ancak bu süreçte bir yandan da Taliban’dan daha fazla örgüt üyesinin ayrılıp IŞİD’i büyütmesinden korkuluyordu.
Taliban özel kuvvet kurarak IŞİD-K’ya savaş ilan etti
IŞİD-K, çoğunlukla Afganistan’ın doğusunda, İran sınırındaki Şii nüfusu hedef alan kanlı saldırılar yürüttü. Bu sebeple uzmanlar, Taliban’ın kendi gücünü tehdit etmediği sürece IŞİD-K’ya karşı savaşmadığı yorumunda bulunuyor.
Ancak ülkenin özellikle kuzeyinde ve doğusunda Taliban ile IŞİD-K arasında çatışmalar yaşandı.
İki örgüt, Ocak 2015’te birbirlerine karşı savaş ilan etti.
IŞİD’in üstlendiği ilk saldırı, Mayıs 2015’te Nargarhar bölgesinde bulunan Kot’ta Taliban militanlarının öldürüldüğü bir saldırıydı.
Daha sonra Taliban’la işbirliği yaptığını söylediği aşiretlere yönelik katliamlar yaptı.
Taliban’ın bölgedeki de-facto yöneticilerini başlarını keserek öldürdü.
Taliban, IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi’ye 16 Haziran tarihli açık mektubunda ‘kendi başarılarını savunmak zorunda kalacakları’ uyarısında bulundu.
Örgütün kurulduğu yılın sonlarında, Ekim 2015’te Taliban, 1.000 kişiden oluşan bir özel kuvvet oluşturdu.
Özel kuvvetler, savaş kabiliyetlerine ve deneyimlerine göre itinayla seçilerek IŞİD-K’nın var olduğu Nangarhar, Farah, Helmand ve Zabul gibi eyaletlere gönderilmişti.
Yıllar içinde onlarca Taliban ve IŞİD-K üyesinin öldüğü çatışmalar yaşandı.
Yüzlerce Şii sivil katledildi
2019’da Afgan ordusu, IŞİD-K’nın yenildiğini ancak uyuyan hücrelerden saldırılar organize edebileceğini duyurmuştu.
Mayıs 2020’de de Başkent Kabil’de, Şiilerin çoğunlukta olduğu bir bölgede bir kadın doğum hastanesine düzenlediği saldırıda IŞİD-K, 25 kişiyi öldürdü. Aralarında hamile ya da yeni doğum yapmış kadınlar ve bebekler de vardı.
Bu dönemde Şii ibadet yerleri, okullar, hastaneler, ABD ordusu ve Afgan hükümet güçlerinin örgüte yönelik operasyonları da artmıştı.
Bu saldırılarda yüzlerce Afgan sivil ve asker ile onlarca yabancı asker ve görevli hayatını kaybetti.
Hastane saldırısından bir ay önce, Nisan 2020’de IŞİD Horasan kolu sorumlusu Abdullah Orakzai, Afganistan’ın güneyinde yakalanmıştı. Bir süre sonra Kabil’de örgüte düzenlenen operasyonda beş örgüt üyesi öldürülmüştü.
IŞİD-Horasan’ın bir önceki lideri Abdul Hasip Nisan 2017’de, ondan önceki lideri Hafız Sayid de Ağustos 2016’da Afganistan’da ABD ve Afgan ordularının ortak operasyonlarında öldürülmüştü.
2016’da ABD’nin ‘terör örgütleri’ listesine girdi
ABD Dışişleri Bakanlığı, 14 Ocak’ta yaptığı yazılı açıklamada, “Afganistan ve Pakistan Talibanlarının eski üyelerince kurulduğu bilinen IŞİD-Horasan örgütünü yabancı terör örgütleri listesine aldığını” açıkladı.
2001’den beri Afganistan’da olan ABD’nin, ülkede sadece Taliban ve El Kaide ile savaşma yetkisi vardı. IŞİD’le savaşma yetkisi ise Suriye ve Irak’la sınırlıydı.
14 Ocak’taki karardan birkaç gün sonra ABD Savunma Bakanlığı, IŞİD-K ile de savaşmak için ABD yönetimi tarafından yasal olarak yetkilendirildi.
Örgüt bu sırada Şiilere, Birleşmiş Milletler personeline, ABD güçlerine, gazetecilere ve Afganistan’daki büyükelçiliklere karşı birçok saldırı düzenlemişti.
2016’nın sonlarında da bir dizi saldırıyı üstlenerek ve propaganda videoları yayımlayarak gücünü kanıtlamaya çalıştı./BBC Türkçe