Kuzey Kıbrıs Lideri: “Barış Pınarı Desek De Akan Su Değil Kandır”
Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı’nın “Barış Pınarı desek de akan su değil kandır” değerlendirmesiyle, harekat ile ilgili diyalog ve diplomasi çağrısı yapması Ankara’nın tepkisini çekti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bu açıklamalar için “Akıncı’yı esefle kınıyorum” ifadesini kullandı.
Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden açıklamalar yapan Fuat Oktay, Akıncı’nın Kıbrıs’ta hayatını kaybeden askerlerin kemiklerini sızlattığını da savundu.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik de “Bu açıklamalar Akıncı için kara lekedir” ifadesini kullanarak, “Keşke bir Cumhurbaşkanı olarak terör örgütleriyle diyalog çağrısı yapan kişi olmasaydınız.” mesajını paylaştı.
Twitter hesabı üzerinden açıklama yayımlayan Ömer Çelik, “Böyle bir sorumsuzlukla o makam yan yana durmaz.” dedi.
Mustafa Akıncı ne demişti?
Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı, “ne düşündüğümü açıklamak kaçınılmaz oldu” diyerek Facebook hesabı üzerinden değerlendirmelerini paylaştı.
“Mesele ‘Türkiye’nin iyiliği nerededir?’ sorusunun yanıtındadır. ” diyen Akıncı açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bu sorunun gerçek muhatabı elbette Türkiye’de yaşayanlardır. Ama benim inancım Suriye topraklarının artık neredeyse 10. yılına girmekte olan savaşa doyduğu noktasındadır. On yıldır akan kan bundan böyle de akmaya devam ederse barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır. Bana göre Türkiye’nin mutlu ve huzurlu geleceği Türkü – Kürdü – Arabı ve Türkmeni ile tüm bölge halklarının dialog içinde inşa edecekleri bir düzenle mümkün olacaktır.”
Akıncı değerlendirmesinin devamında Türkiye ile Suriye arasında “en erken zamanda” diplomatik ilişki kurulması gerektiğini de savundu.
Açıklamalarının devamında Akıncı, 1974 yılındaki Barış Harekatı’nı da hatırlatarak şu karşılaştırmayı yaptı:
“1974 yılında 27 yaşındayken, Faşist Yunan Cuntasının neden olduğu Türkiye’nin askeri harekatında ben de her genç Kıbrıslı Türk gibi görev aldım. Lefkoşa’da Dereboyu’ndaki savaşta arkadaşlarım yanımda şehit düştüler; pek çoğumuz gibi ben de savaşın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendim.
Bu nedenle savaşın acılarını hiçbir toplumun yaşamasını istemem. Türk- Kürt- Arap hiçbir çocuğun burnunun kanamasını arzulayamam. Daha önce de söyledim 1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı.
Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce dialog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir.”