“Tek Ayrıcalıklı Sınıf Çocuklardır”

Çocukların iyi yetiştirilmesi milletlerin ortak görevidir. Bu görev için ilk etkinliklerin tarihi 1923 yılına kadar gitmektedir.

“Tek Ayrıcalıklı Sınıf Çocuklardır”

1923 yılında kırk ülkenin temsilcileri İsviçre’nin Cenevre kentinde Uluslararası Çocukları Koruma Birliği’ni oluşturdular.

Bu kuruluş, Birleşmiş Milletler Örgütü’ nün kurulmasının ardından UNICEF’ e dönüştü. UNICEF, “Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu”nun kısaltmasıdır.

Birleşmiş Milletler Örgütü 1954 yılında Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak ilan etmiştir. Dünya Çocuk Günü sadece yurdumuzda değil Birleşmiş Milletlere üye olan tüm ülkelerde kutlanır.

Üye ülkelerin basın yayın organlarında bu günün önemi üzerinde durulur.

Çocukların bakım ve korunması için yapılması gerekenler anlatılır. Tüm dünyada barışın ışığında güzellikleri kucaklamak ancak eğitimle mümkündür.

Dünya Çocuk Günü çocukların aynı şeyleri hissetmesini, milletlerin barış içinde varlığını devam ettirmesini amaçlar.

Bu amaç doğrultusunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, daha mutlu ve başarılı çocuklar için Çocuk Hakları Bildirisi’ni yayınlamıştır.

Ülkemizde çocukların sağlıklı büyüyebilmeleri için çocuk hastaları, küçük yaşta suç işleyen çocukların eğitilebilmesi için çocuk ıslah evleri kurulmuştur.

Yurdumuzun hemen hemen her yerinde çocuk parkları ve çocuk bahçeleri bulunmaktadır.

Çocuk Esirgeme Kurumu ve Yetiştirme Yurtları kimsesiz çocukların hizmeti bakımı için açılmıştır. Tüm dünyanın ortak isteği çocuklarının mutlu ve sevgi içinde büyümeleridir.

Dünya çocuklarının sağlıklı bir ömür sürebilmeleri ve ihtiyaç sahibi çocukların bu ihtiyaçlarının giderilebilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.

1 HAZİRAN Uluslararası Dünya Çocuk Günü’nde açıklanan rapora göre dünyada 700 milyon çocuk, çocukluğunu yaşayamıyor.

Şiddet ve savaş nedeniyle göç, erken yaşta evlilik ve hamilelik, çocuk işçiliği, kötü sağlık koşulları ve okula gitmekten mahrumiyet, çocukluğu tehdit eden başlıca etkenler.

Save the Children isimli çocuk hakları örgütünün 172 ülkede yaptığı araştırmada 5 yaş altı ölüm, yetersiz beslenme, erken evlilik, eğitim, çocuk işçiliği, genç yaşta hamilelik, çatışmalar nedeniyle sürgün ve ölümcül sonuçlu aşırı şiddet gibi 8 unsur ele alındı.

Türkiye 59’uncu Araştırma çocukluğun en çok Batı ve Orta Afrika’da tehdit altında olduğunu ortaya koydu.

Ülkeler sıralamasında son sırayı Nijerya alırken bu ülkeyi aşağıdan yukarıya doğru Angola, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Somali takip ediyor.

Çocukluğun en az tehdit altında olduğu iki ülke Norveç ve Slovenya oldu. Bu ülkeleri Finlandiya, Hollanda ve İsveç takip ediyor.

Almanya sıralamada 10, Türkiye ise 59’uncu sırada yer aldı. Raporun ortaya koyduğu çarpıcı sayılar şöyle: Her iki saniyede bir kız çocuğu dünyaya geliyor.

Hamilelik ve doğum sırasında ortaya çıkan komplikasyonlar dünya çapında 15 ila 19 yaş arasındaki genç kadınlarda ikinci en sık görülen ölüm nedeni.

Günde 200 Cinayet

Tüm dünyada yaklaşık 16 bin çocuk beş yaşına gelmeden hayatını kaybediyor.

Ölümlerin nedeni çoğu zaman önlenebilir ya da tedavi edilebilir nedenler. Dünya çapında her gün 200 çocuk cinayete kurban gidiyor. Aşırı şiddet akranlarında depresyona ve kaygı bozukluğuna yol açıyor ve çocukların genellikle okula gitmekten de alıkoyuyor. Her yıl yaklaşık 15 milyon kız çocuğu 18 yaşına gelmeden evlendiriliyor bunların 4 milyonu 15 yaşın altında.

168 Milyon Çocuk Çalışıyor

Dünyada yaklaşık 28 milyon çocuk yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı.

Bunların büyük çoğunluğunu Suriye, Sudan ya da Irak gibi savaş bölgelerinden kaçan çocuklar oluşturuyor.

Çocukların 11 milyonu başka ülkelerde sığınmacı ya da mülteci olarak yaşarken, 17 milyonu kendi ülkelerinde sürgün konumunda.

5 yaşın altında 156 milyon çocuk yetersiz beslenme nedeniyle büyüme bozukluğu yaşıyor.

Bu sayı bu yaş grubundaki çocukların dörtte birine denk geliyor. Dünyada 168 milyon çocuk çalışmak zorunda. Çalışan çocukların yarısı tehlikeli iş şartlarında mesai yapıyor.

Dünyada 263 milyon çocuk ise okula gitmiyor.

Sonuç:

Sevme ve sevilme gereksinimi tüm yaşam boyu sürekli doyurulmak isteyen açlık, susuzluk gibi bir duygudur.

Bebeklikteki sevgi gereksinimi hiç azalmayacak, biçim değiştirerek varlığını koruyacaktır. Ne kadar başarılı, ne kadar zengin, ne kadar makam ve mevki sahibi olursanız olun sevgiyi yitirdiğinizde kendinizi boşlukta bulmanız kaçınılmazdır.

Bilinçli ya da bilinçsiz birçok eylemimizde beğenilme ve sevilme arzusu ön plandadır.

Sevildiğini bilmek çocuk için en büyük mutluluktur.

Çocuklar milletlerin geleceğidir. Her çocuk sevgiye muhtaçtır.

Çocuklar bugünün fidanları yarının ağaçlarıdır.

Bu ağaçların meyve verebilmesi için onlara çok iyi bakılmalıdır.

Çocukların temel ihtiyaçları anne babaları tarafından karşılanmalıdır.

Kimsesi olmayan çocukların bu ihtiyaçları ise devlet tarafından giderilmelidir.

Çocukların eğitimine de çok önem verilmelidir.

Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun bütün çocukların mutlu ve sağlıklı olmaları tüm ulusların ortak isteği olmalıdır.

Geleceğin büyüğü olan çocuklarımıza gereken özeni gösterelim, sevelim, koruyup eğitelim.

Sağlıklı toplumlar ancak bu çalışmalar ile oluşacaktır.

Geleceğimizin garantili olması için çocuklarımıza biraz daha özen gösterelim. İnsanlığın mutluluğu ve dünyanın geleceği, çocukların korunması ve sevgi ile yetiştirilmesine bağlıdır./siyaset dergisi

© Bild: virgül 

Yayınlama: 20.11.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.