Cep telefonu lüksün göstergesi değil, doğrusu göster otomobilinin anahtarını olmalı
“Ekonomik sıkıntı yok” diyenlerin sokak röportajlarında karşıtlarına söylediği, “Çıkar telefonunu” sözünü değerlendiren sosyologlara göre, cep telefonu artık lüks sembolü değil, bütün sınıfları bir araya getiren ortak araca dönüştü.
Son dönemde YouTube kanallarınca yapılan sokak röportajlarında hararetli anlar yaşanıyor.
Bir kısım insan izlenen ekonomi politikalarını eleştirirken, iktidarı destekleyen başka insanlar da farklı argümanlarla onlara karşı çıkıyor.
Bazı röportajlarda karşıt düşünceli insanlar karşı karşıya gelebiliyor.
Bu karşılaşmalar sırasında ekonominin iyi olduğunu iddia edenler, karşıt fikirde olanlara zaman zaman “Çıkar telefonunu” şeklinde çıkışlarda bulunuyor.
Bu yolla “paran yoksa bu telefonu nasıl aldın” demek isteniyor.
Son olarak “Sade Vatandaş” adlı bir YouTube kanalınca yapılan bir röportajda, “Çıkar telefonunu” diyen bir adamın ağzına karşısındakinin telefonunu sokmak istemesiyle başlayan gerilim büyümeden önlendi.
“Lüksün sembolü değil hatta sınıfları bir araya getiren ortak araca dönüştü”
Kısaca cep telefonu bu dönem karşıt görüşlülerin tartışmalarında neredeyse bir sembole dönüştü.
Cep telefonu kimi kişilerce lüksün ve ekonominin iyi olduğunun göstergesi olarak lanse edilse bile Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Erdoğan, bu görüşte değil.
Twitter hesabından bu konuda görüşlerini paylaşan Erdoğan, “Cep telefonu gençlerin dolar milyonerleriyle aynı marka, model kullanabildiği belki tek ürün. Bu pahalılıkta herkesin en ucuz sosyalleşme, eğlence aracı. Cep telefonu sadece cep telefonu değildir” dedi.
Erdoğan, paylaşımının ardından Independent Türkçe’ye değerlendirmede bulundu.
“Kimilerince lüksün sembolü olarak gösterilen cep telefonu aslında sosyal sınıflar arasındaki az sayıda ortak noktadan birine mi dönüşüyor?” diyen Erdoğan, “Cep telefonu sınıfsal statünün göstergesi değil” ifadesini kullandı.
Cep telefonunun bütün sosyal sınıfları eşitleyen ortak bir araç haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, “Sizden kat be kat zengin kişilerle, patronunuzla aynı ulaşım araçlarına binemezsiniz, aynı tatil yerlerinde boy gösteremezsiniz, aynı konutlarda oturamazsınız ama kredi çekip borçlanarak onların da kullandığı piyasada bulunan en pahalı cep telefonu markasını hatta modelini satın alabilirsiniz.
Bu açıdan baktığımızda cep telefonu zengin ile yoksulun aynı markayı kullanabildiği ender ortak tüketim ürünlerinden biri. Bu küçük ama sembolik eşitlik duygusunun alt sınıflar için önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Cep telefonu alt sınıfların eğlence aracı
Günümüz dünyasında artık cep telefonu kullanmanın lüksün ve statünün de bir göstergesi olmadığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
En pahalısını bir Batı ülkesinde hamburgercide çalışan yarım maaşıyla satın alabiliyor.
Öte yandan cep telefonu gençlerin, alt sınıfların toplumsal hayat içinde erişemedikleri faaliyetlere sanal ve neredeyse bedava bir şekilde ulaşmalarını sağlayan bir araç. Çay, kahve, yol masrafı olmadan gençler, cep telefonları aracılığıyla sosyalleşiyor.
Ekonomik nedenlerden dolayı gidemedikleri konserleri, sinemada izleyemedikleri filmleri, kurslarda alamadıkları eğitimleri, gezemedikleri yabancı ülkelerdeki hayatları cep telefonu uygulamaları aracılığıyla izliyorlar, seyrediyorlar.
Bu sihirli küçük kutu belki bizi gerçek sosyalleşme ortamlarından uzak tutuyor ama her geçen gün sosyalleşme imkanlarının daha da pahalılaştığı bir ortamda gerçek dünyanın dert ve kaygılarından uzak huzur içinde sığınılacak, ihtiyaçları dolaylı olsa da karşılayacak bir liman haline geliyor. Bu limanın da kaliteli ve yeni olmasını istemek doğal ve insanca bir arzu olsa gerek.
“Göster bakalım otomobilinin anahtarını demek lazım”
Bütün bu nedenlerden dolayı gençler, çıkan daha iyi cep telefonlarına ulaşmak istediğini belirten Erdoğan, sokak röportajlarında dile getirilen “Çıkar telefonunu” çıkışları konusuyla ilgili “Söylenmesi gereken ‘çıkar telefonunu’ değil, ‘göster bakalım otomobilinin anahtarını’dır.
Şayet cebinden kendi çalışmasıyla alınmış bir otomobil markasının anahtarını çıkartabiliyorsa gencin maddi durumunun iyi olduğundan bahsedebilirsiniz.
Muhtemelen ‘çıkar cep telefonu’ cümlesine muhatap olan gençlerin tek serveti tüm hayatlarını, zamanlarını geçirdikleri, geçirmek zorunda kaldıkları akıllı cep telefonlarıdır. Artan döviz kurlarıyla birlikte şimdi veya yakın gelecekte kendilerine ait evleri ya da otomobilleri olamayacak gibi görünen bu gençlere kaliteli bir cep telefonunu çok görmemek gerek.
Gerçi o telefona ulaşmak da eskisi kadar kolay olmayacak gibi” değerlendirmesinde bulundu. / Ali Kemal Erdem/The Independentturkish