Kadın Asker | “Beni neredeyse çıplak halde yataktan sürüklediler”
Cinsiyetleri veya kökenleri nedeniyle askerler kendi birlikleri içinde tekrar tekrar ayrımcılığa maruz kalıyor. Mağdurlar yaşadıklarını anlatıyor.
İsviçre ordusunda ırkçılık ve cinsiyetçilik vakalarına dair sık sık mağduriyetler dile getiriliyor. 2024 yazında acemi eğitimini tamamlayan ve o zamandan beri kesintisiz hizmet veren D.* de bunlardan biri. “Bir göçmen çocuğu olarak topluma entegre olmak için çaba harcıyorsunuz ama yine de kendinizi dışlanmış hissediyorsunuz, bu gerçekten çılgınca” diyerek, yaşadığı hayal kırıklığını 20 Minuten gazetesine anlatıyor.
Acemi birliğinin başında her şeyin sakin olduğunu belirten D., ancak zaman geçtikçe durumun kötüleştiğini söylüyor: “Birbirimizi ne kadar iyi tanırsak ve birlikte ne kadar uzun süre geçirirsek, olaylar o kadar kötüleşiyor.” Ten rengi nedeniyle gelen yorumların çoğunun silah arkadaşlarından geldiğini, bazılarının ise çavuşlardan geldiğini ifade ediyor.
“Bizi soymaya geldi” gibi sözler
D., maruz kaldığı ırkçı yorumların genellikle suç ve yoksullukla ilgili klişelere dayandığını söylüyor. Sık sık N-kelimesinin (ırkçı bir hakaret) olumsuz bir bağlamda kullanıldığını da belirtiyor. Uzun zamandır bu olayları yetkililere bildirmeyi düşündüğünü ancak bunun bir anlam ifade edip etmeyeceğinden emin olmadığını söylüyor: “Bunu rapor etsem bile bölük komutanımın gerçekten ilgileneceğini sanmıyorum.” Sonunda bu olayların sadece “şaka” veya “saçma bir söz” olarak görüleceğinden korkuyor.
Başka bir kadın asker de 20 Minuten gazetesine acemi birliğinde yaşadığı olayları anlatıyor. Bir gece, birkaç erkek askerin odasına zorla girdiğini ve kendisini yalnızca iç çamaşırlarıyla yataktan sürüklediklerini söylüyor. Bölük astsubayının ise olaya tepkisinin “Çıplak mıydı? Eğer öyleyse, umarım fotoğraf çekmişsinizdir.” şeklinde olduğunu belirtiyor.
Üstlerinden gelen müstehcen Instagram mesajları
Kadın asker, ayrıca bazı üstlerinin kendisine Instagram ve diğer sosyal medya platformları üzerinden mesaj attığını ve “biraz eğlenmek için” otele gelmesini söylediklerini ifade ediyor. Bu tür olayların kendisini şaşırtmadığını dile getirerek, “Acemi birliğine katıldığımda bunun olacağını zaten tahmin etmiştim.” diyor.
Ordu yetkililerinden açıklama
Bu olaylarla ilgili sorulara yanıt veren ordu sözcüsü Stefan Hofer, genel olarak bu tür problemlerin bildirilmesi gerektiğini vurguluyor: “Ordunun her bir mensubu, özellikle de üst rütbeli kişiler, bu tür olayları mutlaka rapor etmeli ve asla görmezden gelmemelidir.” Ordu, bu vakaları önlemeye çalıştıklarını ve meydana geldiklerinde soruşturduklarını belirtiyor. Ayrıca, ordu içindeki Kadınlar ve Çeşitlilik Uzmanlık Merkezi (058 480 50 00) ile bağımsız Ordu Güven Merkezi (058 465 20 10) gibi destek hatlarını da hatırlatıyor.
Ordu, toplumun bir aynası mı?
Zürih Üniversitesi’nde ayrımcılık üzerine çalışmalar yapan Dr. Tabea Hässler’e göre, bu tür sorunlar sadece ordu içinde ortaya çıkmıyor, aksine ordu bu tür önyargıları azaltmak için bir fırsat sunabilir. “İsviçre ordusu, toplumu yansıtan bir aynadır,” diyen Hässler, bu tür cinsiyetçi ve ırkçı tutumların önüne geçmek için askerlerin erken aşamada bilinçlendirilmesi ve üst düzey yetkililerin ihlalleri kararlı bir şekilde bildirmesi gerektiğini vurguluyor.
Uzman, ordunun yapısı gereği bu tür sorunlara karşı mücadelede önemli bir rol oynayabileceğini belirtiyor.| ©DerVirgül